Latife Hanım korkuyor muydu?

Abone ol

Economist dergisi, gazeteci İpek Çalışlar’ın, Latife Hanım’ın biyografisini yazdığı kitabına yer verdi.

Dergi Atatürk"ün boşanma nedeninin bilinmediğini, Latife Hanım"ın ise korktuğu için konuşmadığını yazdı. Çalışlar"ın bu yoruma itirazı var.

İngiltere"de yayımlanan Economist Dergisi Avrupa baskısının son sayısında, gazeteci İpek Çalışlar"ın son kitabına yer vererek Türkiye"de “Atatürk” konusunda yaşanan hassasiyete dikkat çekti. Ölümünün üzerinden 70 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkiye"de Atatürk"e hakaretin 3 yıl hapis ile cezalandırıldığını belirten dergi, Çalışlar"ın kitabı için "Eski bir Türk tabusuna dair yeni bir kitap” başlığını attı. Economist"in iddialarını ve kitabını İpek Çalışlar"a sorduk.

Economist"in yorumunu okudunuz mu ve nasıl değerlendirdiniz?

Kitabın önemsenmiş olmasına memnun oldum. Maalesef haberi okumadım. Bu yüzden bir değerlendirme yapamayacağım. Ancak sorularınızdan anladığım kadarıyla haberde benim katılmadığım bazı saptamalar yer almış. Latife Hanım kitaptan önce de çok tartışılan bir isim olduğu için bu çok doğal.

Dergi, Türklerin boşanmadan Latife Hanım"ı sorumlu tuttuğunu ancak bunun arkasında başka nedenler olduğunu iddia ediyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye"nin en hareketli günlerinde iki buçuk yıl evli kalmışlar. Bence az bir süre sayılmaz. Boşanma nedenlerini ikisi de açıklamamışlar. Kitapta daha çok boşanmanın dünyada algılanışı aktarılıyor. Latife Hanım ile Mustafa Kemal"in birlikte olduğu yıllar, daha sonra Latife Hanım"ın yalnız yaşadığı yıllar üzerinde yoğunlaştırdım araştırmamı.

"TABU YIKMAK GİBİ BİR İDDİAM YOK"
Economist, kitabınızı Atatürk tabusunun yıkılması yönünde atılmış küçük de olsa bir adım olarak niteliyor, kitabınız Atatürk hakkında yazılmayan neyi yazdı ki dış basının ilgisini çekti?

Tabu yıkılması deyimi onların değerlendirmesi. Kitabın böyle bir iddiası yok. Latife Hanım"ın yaşamını yazdım. Yanlış tanıdığımız bir kadını gün yüzüne çıkartmaya çalıştım. Gün ışığına çıkan bir Latife Hanım ile birlikte Mustafa Kemal"in de bir eş olarak portresi ortaya çıktı. Eşine değer veren, onun meziyetlerini öne çıkaran, her yere onunla birlikte giden, “hanım bize bir Çaykovski çal” diyen bir Mustafa Kemal Paşa. Bu bilgileri de yazılı kaynaklardan, dönem anılarından aktardım. Belki bu bilgilerin ilk kez yan yana gelmesi, Mustafa Kemal"in dikkat etmediğimiz bir cephesini ortaya çıkarmış oldu.

The Economist, Latife Hanım için şunları yazdı: “Atatürk, Latife"yle öyle gurur duyuyordu ki; bu başı açık kadınla, tüm Anadolu"yu baştan başa dolaşarak onu örnek Türk kadını olarak göstermişti.
Peki acaba, ters giden ne oldu?”
Bu sorunun cevabını da şöyle verdi: “Latife, hikayenin kendi kısmını daha çok Atatürk"e saygısından, aynı zamanda da korkudan asla anlatmadı.”

Türk Tarih Vakfı"nda tutulan günlüklerinin yayınlanmasına getirilen yasağın geçen yıl dolması, gizem perdesinin aralanmasına imkan verdi. Ancak Latife Hanım"ın ailesi, Atatürk"ün imajını korumak maksadıyla bu belgeleri yayınlamayı reddetti iddiasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu iddiada birkaç yanlışlık var. Latife Hanım"ın belgeleri içinde Atatürk"ün imajını zedeleyecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden ailenin de böyle bir kaygı duyduğunu sanmıyorum. Benim anlayabildiğim, belgelerin açılması gündeme gelince, medyada çok sayıda Latife Hanım haberi yayınlandı. Haberlerin bir kısmı, Latife Hanım gerçeğini yansıtmak yerine onun hakkındaki haksız önyargıları pekiştirdiği için ailesini rahatsız etmiş olmalı. Belge lafının “B”si Latife Hanım"ı bu denli yıpratıyorsa, kapalı kalsın daha iyi diye düşünmüş olmalılar.
Belgelere dair listeyi kitabın arkasına aldım. Prof. Reşat Kaynar, Latife Hanım"ın anı defterlerindeki kimi duygusal ifadelerden kaygılandığını söylüyor. Çok önemli olduklarını tutanağa yazıyor ve bir süre için yayınlanmamasını tavsiye ediyor. Belgelerin hikayesi kitapta ayrıntılı bir biçimde yer alıyor. İzninizle düzeltmek istiyorum. Latife Hanım"ın belgelerini Türk Tarih Kurumu"na veren zaten ailesi. Miras paylaşımı sırasında kasalar açılıyor, tarihi belgeleri aile paylaşıp belgelerin bütünlüğünü bozmak istemiyor. Türk Tarih Kurumu “bize vermek ister misiniz” teklifiyle ortaya çıkınca onlar da en iyi orada saklanacağını düşünerek veriyorlar. Yani istemeseler vermezlerdi.

"KORKUYOR TANIMINA İTİRAZIM VAR"
Latife Hanım"ın susmasını da korku ile açıklamak oldukça yanlış. Bir kere Latife öyle korkak bir kadın değil. Bir insan susuyorsa, suskunluğu konusunda akıllara ilk gelen neden korku oluyor. Bu anlamda benim “korkuyor” tanımına itirazım var. Kitabımda korktuğuna ilişkin bir tek sözcük bile yok. Latife Hanım, özel yaşamının ortaya dökülüp saçılmasını istemiyor. Zaten sevdiği erkekten ayrılmış, onun hatırasını kendisine saklayarak yaşamayı tercih ediyor.

Söyleşi: Tülay Sağlam
Kaynak:
Günün Önemli Haberleri