Daha önceki bir yazımda son zaman Osmanlı’da uygulanan
eğitim sistemine değinmiş, Osmanlı’da okutulan
müfredatın devlet düşmanı bireyler yetiştirdiğinden ve
Osmanlı’nın sonunu getiren kişilerin de
bu okullardan mezun olanlar olduğundan bahsetmiştim.
Günümüzde ülkemizde uygulanan müfredat içeriğinin de yetersiz
olduğundan, Osmanlı’yı bekleyen sonun bizim için
de geçerli olabileceği endişelerimi dile getirmiştim.
Geçtiğimiz günlerde bu endişelerimi haklı çıkaran bir gelişme
yaşandı. The Times Higher Education tarafından hazırlanan
Dünyanın En iyi Üniversiteleri 2016-2017 listesi
açıklandı.
Maalesef ilk 300 üniversite arasında Türkiye’den bir
okul yok. Türk üniversiteleri 300. sıradan sonra listeye
girmiş. İlk 1000 üniversite arasında ise sadece 18 üniversitemiz
var. Bir önceki yıla göre bir gerileme söz konusu…
Evet ülkemizde çok güzel şeyler yapılıyor. Gerek ulaşım, gerek
sağlık gerekse iletişim alanında büyük projeler hayata
geçiriliyor.
Ama eğitim ve kültür konusunda
da aynı mesafeler alınmadığı sürece geleceğimiz asla parlak
değil.
Devlet büyüklerimiz bu konuya ivedilikle el atmalı, diğer
alanlardaki başarıyı eğitim ve
kültür alanında da hayata geçirmelidirler.
SADECE ÜNİVERSİTELER Mİ?
Ben üniversitelerle ilgili bu gelişme üzerine endişelerimi dile
getirirken bu duruma adeta tüy diken bir gelişme daha
yaşandı.
Ortaokullarda okutulması talim terbiye kurulunca da onaylanmış
bir kitapta yer alan bir karikatür adeta eğitimin içine kan
doğradı. Kitapta yer alan bir karikatür argo tabir edilen
bir hareket içeriyor ve öğrencilerden bu karikatürü
yorumlamaları isteniyor.
Argo bir ifade içeren karikatür o kitaba nasıl giriyor, haydi
girdi diyelim talim terbiye kurulu tarafından nasıl
onaylanıyor?
Onca insan bu büyük hatayı nasıl olur da fark
edemez?
Karikatürü çizen sanatçının yaptığı açıklama ise yok
artık dedirtecek cinsten.
Diyor ki: “Eğer bana sorsalardı ben onlara bu karikatürü
kitaba koymanın uygun olmayacağını söylerdim.” Yani
eser sahibine haber dahi verilmemiş…
Nerde emeğe saygı, nerde kul hakkı…
Velhasıl kelam eğitim ve kültür konusunu nereden tutsak elimizde
kalıyor. Eğitim ve kültür sistemimiz adeta tel tel
dökülüyor…
Eğer bu konuya bir an önce millet ve devlet olarak çözüm
bulamazsak vay halimize…
SORUN NEREDE?
Ülke olarak son yıllarda birçok alanda güzel işler yaptık.
Sağlık, ulaşım, ve toplumu ilgilendiren terör gibi olaylarda ve
birçok alanda büyük mesafeler kat ettik.
Siyasi olarak yedi düvele karşı verilen mücadele ile dünya
devlerine boyun eğmedik. Boyun eğmemekle kalmadık
boylarının ölçüsünü verdik.
Ancak eğitim ve kültür
konusunda maalesef bir arpa boyu mesafe kat
edemedik. Eğitim sistemi ve sınav sistemi sürekli
değişiyor. Sınavlarda hatalı sorular soruluyor, hatalı hesaplamalar
yapılıyor.
Kültürden yakında uzaktan alakası olmayan insanları
kültür ile alakalı yetki ve sorumluluk alanına
yerleştirmekle yozlaşmaya çanak tutuluyor.
Okullarımızdan başarılı projeler maalesef çıkmıyor çünkü
sistemimiz proje odaklı değil sınav odaklı. Sınavda yüksek
puan alan öğrenci başarılı sayılıyor. Yetenek ve
kabiliyetler göz ardı ediliyor.
Eğer bir an önce eğitim ve
kültür konusunda da ciddi anlamda bir
reform yapamazsak maalesef önümüzdeki yıllar hiç
de parlak sonuçlar çıkarmayabilir. Bu konuda devletin yapması
gerekenler kadar biz bireylerin de yerine getirmesi gereken
sorumlulukları var.
En azından bu konuda devlet büyüklerimizin dikkatini
çekebiliriz. Onlardan eğitim ve
kültür konusunda ciddi ve başarılı girişimler
yapmasını talep edebiliriz.
Hiçbir şey yapamıyorsak en azından bunu yapabiliriz…
Lütfen kültür ve eğitim alanı sadakatten daha çok
liyakate riayet eden insanlara emanet edilsin…
SOSYAL MEDYA TAKİP
İÇİN!