Kürtçe çevirmen bulmakta zorlanıyor
Abone olYeni romanında destan anlatıcısı (dengbêj) Evdalê Zeynıkê'yi konu alan Mehmed Uzun, profesyonel Kürtçe çevirmen konusunda ciddi sıkıntı yaşadığını söyledi
Mehmed Uzun, yeni romanı "Abdalın Bir Günü"nde, Kürtlerin ünlü
destan anlatıcısı (dengbêj) Evdalê Zeynıkê'nin bir gününü, bir
başka destan anlatıcı, Ehmede Fermane Kiki'nin ağzından aktarıyor.
İthaki Yayınları'ndan çıkan roman, anlatı geleneği ile yazıyı
buluşturuyor.
Yazar, sözlü anlatı geleneğini koruyarak, bir destan anlatıcının
'anlatır gibi yazma' çabasına ortak ediyor okurunu. Destan
anlatıcılar, yaptıkları doğaçlamalarla bir geleneğin ve
yaşanmışlıkların kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan sanatçılar.
Uzun, bu anlatı geleneğini romanlaştırırken ve gelenekle
moderniteyi buluştururken, çoğu kez okuma yazması olmayan ama
"dengbêj" geleneğini iyi bilen yaşlı kadınlardan destek almış.
"Abdalın Bir Günü"nün başarısı, folklorik bir metne dönüşmeden,
ağıtları ve düğünleriyle, hayalleri ve gerçekleriyle bir geleneğin
izini sürmesi.
Abdalın Bir Gününde "dengbêj" geleneğinden
yararlanıyorsunuz. Neden?
Yazarlığımın ilk serüveni, Kürtçe roman sanatına uygun bir dil
oluşturmaktı. Modern roman sanatına uygun bir dil yaratılmadan
saygınlığı olan bir romanın da yaratılamayacağını acılı pratiğimle
gördüm. Herkes var olan bir geleneğin üstünde, kendisine ait üslup
kurarken, ben, modern anlamda gelenek de dahil, her şeye sıfırdan
başlamak durumundaydım. Konuşulan günlük dille, klasik edebiyat
diliyle ya da sözlü edebiyatın diliyle kayda değer modern bir roman
yaratamayacağım açıktı. Sözünü ettiğim bu dillerle, Kürtçenin tüm
lehçeleri ve ağızlarıyla harmanlanmış yeni ve modern bir dile
ihtiyaç vardı. Bu ihtiyaçla yaptığım araştırmalarda karşıma her
defasında sözlü anlatı mirası, yani dengbej geleneği çıktı. Bu
geleneğin derinliklerine dalmadan roman sanatına ilişkin herhangi
yeni bir dil kurmanın da mümkün olmadığını anladım.
Özgün sese sahip
Ve Kiki'nin ağzından Zeynıkê'yi anlatmayı tercih
ettiniz...
Sayısız dengbêj var, ama bunların içinde
özgün sese sahip olmuş, kendine özgü gelenek yaratmış dengbêjler
azdır. Zeynıkê ve Kiki gibi. Ancak bu iki dengbêj arasında önemli
farklılıklar var. Her şeyden önce Zeynıkê, bir Serhat dengbêjidir,
Kiki ise ova dengbêjidir. Biri kuzeyli, biri de güneylidir.
Kiki'nin Zeynıkê'nin geleneğinden gelmemesi ve onu yeterince
tanımaması, benim rahatlıkla arzuladığım kurgu romanı oluşturmama
yardımcı oldu. Çünkü Kiki'nin anlattığı öykü, doğrudan doğruya
Zeynıkê'nin hayatı değil, o da öykü olarak kuruyor ve gerçek
Zeynıkê'yi değil, arzuladığı Zeynıkê'yi anlatıyor.
Anlatı geleneğinin roman sanatına faydası ne
oldu?
Roman sanatı tamamıyla Batı türü bir sanat. Doğulu yazarlar da dil,
üslup, teknik, tasvir, estetik olarak neredeyse bütünüyle Batı
taklidi eserler yaratıyor. Dengbêj geleneği ve mirası, bizim de
anlatı ve roman sanatına ekleyebileceğimiz şeylerin olduğunu
gösteriyor. Dengbêj dilindeki yalınlık, sadelik, şiirsellik,
doğrudanlık, sıcaklık; teknik ve üsluptaki tekrarlar, ara kaymalar,
bir öyküden bir başkasına anlatıyı bozmadan rahatlıkla geçişler;
insana doğrudan yaslanmak, ritim ve harmoni gibi...
'Miras' kaygısı
Sözlü dil geleneğine yaslanan Kürtçe ile yazıyorsunuz. Kürtçenin
çeviri olanaklarından söz eder misiniz?
Evet, sözlü
anlatı geleneği yazarlığımda çok önemli. Ancak bu konuda da öteki
yazarlardan farkım var; sözlü anlatıdan yararlanırken onu koruma
gibi bir kaygıları yok. Çünkü onu koruyacak enstitüleri,
üniversiteleri, akademileri, kurum ve kuruluşları var. Ama benim o
geleneği ve mirası korumak gibi bir kaygım var. Yaslandığım zengin
gelenek ve miras vahşice yok edilmek isteniyor. Buna karşı durmayı
ahlaki bir sorumluluk olarak görüyorum.
"Abdal'ın Bir Günü" de bu sorumluluğun bir parçası
mı?
Evet. Bu nedenle "Abdal'ın bir Günü"nde bu
geleneği değiştirmek ya da kendime ait modern anlatının bir rengi
haline getirmek yerine, doğrudan onları da romanın aktif bir
parçası haline getirerek yazdım. Böyle bir metnin çevirisi çok zor.
Ama Kürtçe zengin bir dil. Ne Kürtçeden çeviride bir sorun var ne
de başka bir dilden Kürtçeye. Çeviri sahası da, tıpkı modern
yazarlık, roman sanatı gibi, alabildiğine bakir. Bu nedenle
profesyonel çevirmen konusunda ciddi sıkıntılar var.
Röportaj : Sema ASLAN / Milliyet