Kurda dalgalanmaya devam
Abone olSon günlerde doların tırmanmasıyla başlayan kur rejimi tartışmalarına, son noktayı Devlet bakanı Ali Babacan koydu.
Devlet Bakanı Ali Babacan, dalgalı kur rejiminden asla taviz
verilmeyeceğini, başka bir rejime de geçilmeyeceğini bildirdi.
Babacan, G-20 Zirvesi'ne katılmak üzere Meksika'ya hareketinden
önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın
toplantısında, gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada,
kambiyo rejimiyle ilgili bir bardak suda fırtına kopartıldığını
belirterek, ''Hazırlanan alt seviye teknisyenlerin hazırladığı bir
taslak, yine diğer kuruluşlardaki teknisyenlerin görüşüne sunuluyor
ve buradaki bazı cümleler bazı kelimeler alınıp (Vay şöyle
yapılacak, böyle yapılacak) diye hareket ediliyor'' dedi. Babacan,
konunun Hazine Müsteşarlığı'nın üst düzeyinde bile henüz
konuşulmadığını, tartışılmadığını, basına yansıyanları üzülerek
okuduklarını ifade ederek, bir panik havasının oluşturulduğunu dile
getirdi. Kambiyo ile ilgili atacakları her adımın, mutlaka ve
mutlaka daha rahat ve daha liberal bir sisteme doğru olacağını
vurgulayan Babacan, şunları kaydetti: ''Biz Türkiye'de hiçbir zaman
kısıtlayıcı, yasaklayıcı bir anlayışı desteklemeyiz,
destekleyemeyiz. Bu bizim ekonomik felsefemize de aykırı. Yeni
düzenlemelerde AB'ye uyum süreci de dikkate alınacaktır. Nihai
hedefimiz kurumsal altyapı olarak, sistem olarak AB'ye tam üye bir
Türkiye hazırlamak. Ona da çok önem veriyoruz. Bu olay aslında şunu
da gösterdi ki maalesef Türkiye bürokrasisinin derinliklerinde hala
öyle kısıtlayıcı, yasaklayıcı bir refleks var. Fakat biz bunu
yıkacağız, kıracağız.'' Aldıkları hiçbir kararda ve yaptıkları
hiçbir şeyde sadece resmi istatistiklere bakmadıklarını belirten
Babacan, Türkiye'nin gerçeklerini iyi bildiklerini, yakından
tanıdıklarını ve bir bütün olarak ele aldıklarını anlattı.
SERDENGEÇTİ'NİN DEVALÜASYONA İLİŞKİN SÖZLERİ Babacan, bir
gazetecinin, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin son 2.5
yılda beş devalüasyonun olduğu, altıncısının da pekala olabileceği,
buna şaşırmamak gerektiği sözlerinin anımsatılması üzerine de
Türkiye'de bazı terimlerin, kelimelerin artık kullanılmaması,
lügattan çıkartılması gerektiğini söyledi. Babacan, ''Devalüasyon
dendiği zaman halkımızın anladığı 1994 krizinde ya da 2001 Şubat
krizinde olduğu gibi devletin birtakım müdahalelerle kuru bir
noktadan bir noktaya çıkarmasıdır. Ekonomi terminolojisinde de bu
şekilde kullanılıyor. Dolayısıyla dalgalı kur politikasında
devalüasyondan bahsetmeyi ben uygun görmüyorum'' diye konuştu.
Dalgalı kur politikasında TL'nin değer kazanabileceğini ya da değer
kaybedebileceğini ve kurdaki hareketin, serbest piyasa güçleri ve
dinamiklerinin oluşturduğu bir sonuç olduğunu vurgulayan Babacan,
Euro-Dolar kurunun son birkaç haftada yüzde 5-6 gibi dalgalandığını
ve son 2 yıldır Euro-Dolar paritesinde yüzde 40'lara varan bir
dalgalanma yaşandığını anlattı. TL'NİN DEĞERİNDE DALGALANMA DOĞAL
TL'nin diğer para birimlerine karşı belli bir dalgalanma içinde
olmasının çok doğal olduğunu ifade eden Babacan, konuşmasını şöyle
sürdürdü: ''Önemli olan burada devletin veya ilgili otoritelerin
müdahaleci olmaması, kuru suni bir noktaya çekmeye çalışmaması ki
dalgalı kur rejiminde zaten bu da olmaz. Şu anda uygulamakta
olduğumuz rejim, dalgalı kur rejimidir ve bundan da asla, katiyen
taviz verilmeyecektir. Başka bir rejime de geçilmeyecektir. Önemli
olan, dalgalı kurla yaşamaya alışmak, kurdaki dalgalanmaları artık
doğal karşılamak ve bu kurdaki hareketlere karşı işadamlarımızın,
ihracatçılarımızın, ithalatçılarımızın ve finans kuruluşlarımızın
kendilerini korumasıdır.'' Babacan, bankacılık sistemindeki açık
pozisyonların kapatılmış olmasının, kurdaki hareketlere karşı
sistemi ciddi bir koruma altına aldığını belirterek, aktif ve
pasifin paralel dalgalanmakta olduğunu, böylece kurdaki
hareketlerde banka bilançolarının eskiden olduğu gibi
etkilenmediğini anlattı. Babacan, şunları kaydetti: ''Artık reel
sektör kuruluşlarının da bu kur riskiyle ilgili risk yönetim
metotlarını kullanması, hedging kavramı daha Türkiye'de çok yeni
bir kavram, bunun genişletilmesi ve enstrümanlarının geliştirilmesi
gerekiyor. Ancak bu enstrümanlardan öte her kuruluşun kendi içinde
bilançosunu, kar zarar cetvelinde para birimini paralel tutma,
aktifinde hangi para birimi varsa, pasifinde de o para birimi, ya
da geliri hangi para birimindeyse giderinin de o para birimine göre
ayarlamaya dikkat etmesi önemli. Vadeli döviz işlemlerinin
yaygınlaşması ve o piyasaların derinleşmesiyle beraber enstrümanlar
daha da çoğalacak ve dalgalı kur artık daha kolay yaşanacak bir
rejim olarak gündemde devam edecek.''