Muhtemelen Türkiye şu anda Maliye Bakanı Berat
Albayrak’ın istifası ile yatıyor, istifası ile kalkıyor
durumda. Bütün yazılı, görsel ve sosyal medya bu konu üzerinde
yazıyor çiziyor. Sanırım daha bir zaman bu istifa konusu
konuşulacak, yazılacak, çizilecek.
Ben ise bugünkü yazımda bütün beklentilerin uzağında kalarak bu
konuyla ilgili bir şey yazıp çizmeyeceğim. Benim gündemim,
daha doğrusu beni heyecanlandıran gelişme bütün bunların çok
dışında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç yıl önce yaptığı bir
konuşmada “Sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda
sıkıntılarımız var.” diyerek şunları dile getirmişti:
"Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir. Sosyal ve
kültürel iktidar ise başka bir şeydir. Biz 14 yıldır kesintisiz
iktidarız. Ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda
sıkıntılarımız var!"
Elbette devletin en tepesindeki ismin bu tespitte bulunması
önemli. Bu demektir ki tespit varsa çözüm çalışmaları da
olacaktı.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde
İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi açılış töreninde yaptığı
konuşmada, eğitim ve öğretimde istenilen ilerlemeyi
sağlayamadıklarını söyleyerek, “Gerçek iktidarın fikri iktidar
olduğunu gayet iyi biliyoruz. Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet
tasavvurumuzu hayata geçiremiyoruz. Fikri iktidarımızı hâlâ tesis
edemediğimiz kanaatindeyim. Fikri iktidarı siyasi kadrolar değil,
ilim, sanat ve hikmet insanları inşa eder. Siyasi kadrolar ancak
onlara ihtiyaçları olan zemini sağlar. Dolayısıyla, bu konudaki
sorumluluğun bir kısmı bize aitse, önemli bir kısmı da ilim ve
fikir adamlarımıza aittir” demişti.
Bu konuşmanın ardından kültürel hegemonyayı
sonlandıracak gelişmelerin beklentisi içerisinde oldum hep. Bu
yönde yapıldığını bildiğim çalışmaların ise ete kemiğe bürünür hale
gelmesini dört gözle bekledim.
“Nihayet” diyebilme arzusu ile bekliyor olduğum haberler
içerisinden güzel gelişme olarak
değerlendirilebilecek bir atılım gerçekleşti gibi.
Erdoğan’ın imzaladığı ve Resmî Gazete’de
yayınlanan kararname ile “Yeni Sanat Vakfı”
kurularak faaliyete geçti. Vakfın yönetim kurulu;
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kültür ve Turizm Bakan
Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, oyuncu Hasan Kaçan, 15 Temmuz
darbe girişiminde şehit olan Erol Olçok’un kardeşi Cevat Olçok, iş
adamı Hasan Gürsoy ve Mehmet Kalyoncu ve dizi yapımcısı Mustafa
Fener’den oluşacak
Kuruluş amacını “Kadim medeniyetimizin yapıtaşları ve
değerleriyle beslenen evrensel bir kültür sanat anlayışından güç
alarak, eğitim ve üretim odaklı yaklaşımı ile Türkiye’nin
kültür-sanat ekonomisine katkı sağlamak” olarak ifade eden
vakfın, bu amaç doğrultusunda yapacağı çalışmalarını bir kültür
adamı olarak heyecanla beklemekteyim.
Bu bağlamda birkaç kelâm etme hakkımın var olduğunu
düşünüyorum.
Toplumsal olarak asıl meselemiz suni olayları alıp asıl
merkezimiz haline getirmemizde yatıyor kanaatindeyim. Bu
ülkenin en önemli meselesi kafa yapısının yani fikir ve kültür
dünyasının değişimidir!
Anadolu coğrafyası yüzyıllardır İslam, iman, irfan, kültür,
eğitim, adalet, millet ve ümmet şuuru ile ayakta kalmış.
Kadim kültür çizgimizde hareket edildiğinde; yerli yerine
oturmuş millî şuurumuz, kökleşmiş ruhlarımız ve manalarımız
karakterimizin bir parçası haline gelecek.
Bugüne kadar olduğu gibi başkalarının kültür ve fikir
kaynaklarıyla ruhumuzu doyurmaya ve bu minvalde taklit inşa etmeye
devam edersek mağlubiyetlerin her daim kahramanı oluruz.
Vesayetten kurtulamamış bir kültür maalesef milletçe varlığımızı
sürdürmemize engel teşkil edecektir.
Bugüne kadar millî kültürümüz açısından kadim medeniyetimizin
ruhundan çok uzak kişilere kültür emanet edilmiş ve milliliğimiz
yozlaştırılmıştır. Bu sebepten dolayı maalesef İslam ve Anadolu
değerleri üzerinden geleceği tasavvur edebilecek millî ve dinî şuur
savrulmaları yaşamış bir gençlik sokaklarda dolaşmakta.
Benliğimize özümsetmeden giydiğimiz başka milletlere ait kültür
libasları bize yakışmadı-yakışmıyor. Hatta diyebilirim ki çoğu
zamanda üzerimizde komik duruyor. Bize ait olan ne kadar üzerimize
oturmuş ve bize mâl olmuşsa o kadar kalıcı ve istikbal vaat edici
olur.
İnşallah vakfın yapacağı çalışmalar toplum hayatımızdaki
kültürel hegemonyayı bitirecek, Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın söz ettiği sosyal ve kültürel iktidar bir an önce
tesis edilecektir.