Kültür ve sanatta “öncü kuşaklar” yok mu?...

Öncü liderler, öncü kuşaklar yetiştirebilir.

Göktan AY goktanay57@gmail.com

ÇALIŞANLARIN BİR BÖLÜMÜNE BAYRAM TATİLİ BAŞLADI..AMAN, YOLLARA DİKKAT; HIZ LİMİTLERİNE UYALIM, ACELE ETMEYELİM, UYKUSUZ YOLA ÇIKMAYALIM…SEVENLERİNİZ SİZ BEKLİYOR…

Yazılanlara baktığınızda kültür/sanat alanında AK Parti’nin 15 yılı  boşa  geçirdiği görülüyor…Zaman zaman Cumhurbaşkanı’da, Başbakan’da dile getirmişlerdi.

Ülkemiz sanat  kurumları başlarını kuma gömmüşler, biz başarılıyız deyip, yazılanlara/raporlara kulak asmıyorlar…Yazık…

Karar Gazetesi’nde, “Türk Musıkisi Konservatuarları; akademik musıkiye hizmet etmiyor” diye bir yazı kaleme alınmıştı.T.M. konservatuarlarından tek bir ses/cevap gelmedi. Üzerlerine  alınmadılar, oysa belki de yazıdan alınması gereken dersler vardı!...Ben de; Türk Musıkisi Konservatuarları; akademik musıkiye hizmet etmiyor mu?!....diye bir açıklama/cevap yazısı (13 Mayıs 2017)yazdım…

Oysa, ben; Müdür Yard., Yönetim Kur. Üyesi, Bölüm Başk.,Bölüm Başk.Yard., Sanat Dalı Başk., hele hele Prof., Doç.  v.b. değildim!...

   Yazımın okunma sayısı iyiydi   ama, kurumsal bazda  beni destekleyen –İTÜ TMDK dahil-  bir cümle/e-mail/yazı/teşekkür gelmedi… Maalesef, tepkisiz bir toplum/kurum   olmaya devam ediyoruz.

Y.Kaplan ne demiş…

Yenişafak köşe yazarı Y.Kaplan, siyasetin dışında bazen kültüre de değiniyor, öneriler sunuyor, sert yazılar yazıyor… Kendisi İstanbul Kültür Başkenti’nde de görevliydi. (Bu projede dünya kadar para harcandı, ama İstanbul’a kalıcı bir şey kazandırılmadı. Açılan soruşturmalarda kadük oldu.)  Hükümeti destekleyen bir kişi, ancak ilgili yazıyı okuyunca, kültür/sanat alanında  15 yılın boşa geçtiğini, -dolayısı ile bakanların da- başarısız olduğu ortaya çıkıyor. Ki, Cumhurbaşkanımızda sık sık; “kültür ve eğitimde istenen başarıyı yakalayamadık” diyor.

Şimdi yazıdan bir bölümü yorumlarımla   aktarmak istiyorum.*

Kaplan:“Dünyaya söyleyecek çok sözümüz var. Ama bu sözü söyleyecek öncülerimiz, önaçacak, önalacak, çağrısı çağını kuracak öncü kuşaklarımız yok. Öncü kuşakları olmayan toplumlar, bırakınız insanlığın önünü açmayı, kendi geleceklerini bile teminat altına alamazlar. Tarihi, öncü kuşaklar yapar. İbn Haldun’dan Toynbee’ye kadar bütün tarih felsefecileri bunu söyler bize. Biz de, ne yapıp edip, önümüzü açacak öncü kuşakları yetiştirmek zorundayız.”

AY: “..çağrısı çağını kuracak..” ne demek?  “Öncü kuşaklarımız yok” cümlesine katılmak mümkün değil. Kuşaklar var ama, liyakatlı kişiler göreve getirilmeyince/atanmayınca, küstürülüyor ve  yok gibi görülüyor. Kültür’de 6 Bakan değişti, sürekli yeni bir atılım yapıyoruz dendi, Bakan Yard., Müsteşarlar, görevliler değişti, ama ortaya bir şey çıkmadı... Çünkü, kültür alanı özel bir alan, her MV’nin yapacağı bir iş değil. Ona göre atamalar yapılmalıydı, olmadı…

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un, Başbakan Yardımcısı iken üzerinde sıklıkla durduğu konu buydu, ama olmadı;

“Dini, seküler fark etmez, gerçekten ehliyeti, liyakati ve millete sadakati olan insanlar gelsinler, devletin kadroları içinde yer alsınlar. İçkisini içen de gelecek, içmeyen de gelecek. Hanımı başörtülü olan da gelecek olmayan da gelecek."

“Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur. Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir. Akıl bir meşaledir. Kör için göz, ölü için can, dilsiz için sözdür. Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık. Bütün iyilikler bilginin neticesinde meydana gelir. Bilgi ile göğe dahi yol bulunur. Fenalık cahillikten doğar, hastalıklar, kötülükler hep aynı kusurdan ileri gelir. Fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir.” (Yusuf Has Hacib’in “Okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin” dediği Kutadgu Bilig’den)

Kaplan :“Ortada devâsâ bir kültür var. Hz. Mevlânâ’nın pergel metaforunu hayata geçirerek, pergelin sabit ayağını kendi ruh köklerimize basacak, bu kültürü özümseyecek, pergelin hareketli ayağıyla bütün dünyalara ve kültürlere açılacak öncü kuşaklar olmadan aslâ! Bu, eğitimde devrim niteliğinde kararlar almayı gerektirir. Yine de elimizde, kültürde, kültürün bütün alanlarında büyük hamleler yapmamıza öncülük edecek sayıları az da olsa yetenekli insanlar var. Ama bu insanlar, “pisliğe” bulaşmamak için, her yerden kaçıyorlar…” (Mevlana şöyle der: "Pergelin iğneli ayağı sabittir benim dinimde, ama diğer ayağıyla yetmiş iki milleti dolaşırım.")

AY: Ne demek  pisliğe bulaşmamak? Bakanlıklarda görev almak için, pis işlerin içine girmek mi gerekir? Devrim niteliğinde kararlar Cumhuriyetle birlikte alınmış. Mustafa Kemal Atatürk; “Türkiye Cumhuriyetinin Temeli Kültürdür” demiş. Göreve gelenler bu amacı göz ardı etmişlerse, kararı görmemişlerse suç kim(ler)in? “Elimizde az da olsa yetenekli insan var” cümlesi de sorunlu. Çünkü, yetenekli insan var, ama her kişi her görevi yapar diye atama yaparsanız başarı şansınız sıfır olur ve günümüze kadar öyle olmuştur. İşte güncel olan AGSÜ rektör adaylığında; “adayların; kurumlarındaki ilişkileri/üretimleri/paylaşımları v.b. mutlaka değerlendirilmeli” dedik, hiç biri yapılmadı. Atanacak isim belli olduğu için göstermelik mülakat yapıldı. 

Kaplan: “İşte Kültür Bakanlığı, bu insanları bulmalı, kültürde her alanda küresel ölçekte millî hamleler yapacak uzun soluklu bir yolculuğa soyunmalı.”

AY: Bu kadar idareci değişirse, kim kimi tanıyacak, kim kimi bulacak? Uzun soluklu bir yolculuk nasıl sağlanacak?!.. Ayrıca, yazarın dediği gibi; madem ki az kişi, var!, arayıp bulmaya gerek yok!.. Son yapılan şurada ne oldu da, çağrılı konuşmacılar  beğenilmedi…2017 şura açılış panelinde D.Hızlan, H.C.Güzel, A.Alatlı  bir türlü aşılamadı!... Liyakat söylemi lafta kaldı…

İnşallah, yapılan masraf boşa gitmemiştir!...

Kaplan: Sinemada, müzikte, edebiyatın bütün alanlarında dil kurmamızı sağlayacak millî bir seferberlik başlatılmalı. Sinemada, müzikte, edebiyatta yetenekli gençler keşfedilmeli, bizim medeniyet ilkelerimiz doğrultusunda özel eğitimden geçirilmeli, 10 yılda 100 yılın tohumlarını ekecek fedakâr, vefakâr ve cefakâr, fikir ve oluş çilesi çeken, insanlığın yükünü omuzlarında hisseden parlak öncü kuşaklar yetiştirilmeli.”

AY: Milli bir seferberlik başlatamazsınız, çünkü bu kadar çok görev değişimi olan yapıda devamlılık sağlayamazsınız…Aylar önce “Türk Halk Kültürü Derleme Seferberliği” için bir rapor gönderdik, tam olgunlaşırken bakan değişti. Alt görevlilerde, eski projeleri sunmayıp bakanın ağzına bakıyorlar, işler kesintiye uğruyor.

Y.Kaplan’ın “özel eğitimden geçirilmeli” cümlesi de sorunlu. Demek ki, Kaplan sanat/eğitim kurumlarını beğenmiyor!..

Ve, bu kurumlar; “medeniyet ilkelerimizi” öğretmiyor!..

İlginç doğrusu…

Y.Kaplan’a söylemek isteriz ki; “10 yılda 100 yılın tohumlarını ekecek” kuşaklar, “beyaz yeleli atlarına bindiler gittiler”, boşuna aramayalım, elimizdekilerle yetinelim!..

Öncü liderler ortada yokken, öncü kuşaklar  yetişemez!..

Not. Y.Kaplan’a sormak istiyoruz; 17.04.2017’de, önerilerle dolu bir yazınız vardı.

Geçen zamanda; bu önerilerinizden hangisi oldu, olmaya başladı, olacak gibi görünüyor? 

Gelecek yazı: Antalyanın yüz akı; Side/Kumköy’den izlenimler….(1)