Kulak kesip tesbih yapıp dolaştım
Abone olAlbay Temizöz'ün yargılandığı davada tüyler ürperten ifadeler. Sanıklardan Yakin'ın anlattıkları dehşet verici.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Kayseri Jandarma Alay
Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil
Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın tutukluluk halinin
devamına karar verdi.
Sanıklardan Adem Yakin'in anlattıkları inanılır gibi değil..
Yakin kendisinin terör örgütü tarafından ölüm makinesine
dönüştürüldüğünü savundu.. Savunnasını yaparken anlattıkları
korkunçtu..
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde 13 saat süren duruşmada,
tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Kukel Atağ,
Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin hazır
bulundu.
CİZRE'DEKİ KEMİKLER HAYVAN KEMİKLERİ
Dava dosyasına eklenen yeni belgeler hakkında tarafları
bilgilendiren mahkeme, Cizre'deki kazılarda ortaya çıkan kemik
parçalarıyla ilgili Adli Tıp Kurumunun gönderdiği raporda
kemiklerin ''hayvan kemikleri'' olduğunun
belirtildiğini kaydetti.
Mahkeme, telefon kayıtlarının tespiti için sanıklardan son olarak
kullandıkları telefon numaralarını aldı.
Duruşmada, öldürülen Yahya Akman'ın babası İsa Akman, İbrahim
Danış'ın ağabeyi Abdurrahman Danış ve Abdullah Efelti'nin oğlu
Mesut Efelti mağdur ve şikayetçi olarak ifade verdi. İfade veren
mağdurlar, yakınlarının öldürülmesiyle ilgili bildiklerini
mahkemede anlatarak, sanıklardan şikayetçi olduklarını
belirttiler.
Müdahil avukat Tahir Elçi, mağdurların anlatımlarının dosyadaki
belgelerle uyumlu olduğunu kaydederek, ''Cemal Temizöz
önemli bir kamu görevlisidir. Dosyada adı geçen ve gerçek
kimlikleri bilinmeyen emniyet görevlileri Selim Hoca, Cebbar,
Ramazan hoca, Yavuz ve Tuna kimdir? Bize bunların kim olduğunu
söylesin. Neden bunların adlarını mahkemeye sunmuyor. Temizöz, bu
kişilerin adını söylemediği sürece savunmasını inandırıcı
bulmuyoruz'' dedi.
Elçi, Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı bahçesinde çekildiği ileri
sürülen plakasız beyaz renkli bir otomobilin fotoğrafını mahkemeye
sundu.
Bu arada sanıklardan Fırat Altın (Abdulhakim Güven) söz
alarak, dosyada mağdur olarak sadece avukatların bulunduğunu ileri
sürerek, ''Avukatların acısı var. Bize kin
kusuyorlar'' dedi. Bunun üzerine avukatlar ile sanık Güven
arasında tartışma çıktı. Mahkeme Başkanı, tartışmaya müdahale
ederek, yaşananları duruşma zaptına geçti.
Bu arada sanıklardan Kukel Atağ'ın söz alarak konuştuğu sırada
şeker hastası olduğu bildirilen sanık Hıdır Altuğ fenalaştı. Altuğ,
görevliler tarafından duruşma salonunun dışına çıkarıldı.
''KULAK KESİP, TESBİH YAPIP DOLAŞTIM''
HABERİN DEVAMI
Müdahil avukat Rıdvan Dalmış da Soner Yalçın tarafından yazılan
''Binbaşı Cem Ersever'in itirafları'' kitabında
sanık Adem Yakin'den bahsedildiğini belirterek, kitabı dava
dosyasına konulmak üzere mahkemeye sundu.
Daha sonra söz alan sanık Yakin, üzerine atılı suçlamalarla ilgili
dosyada yeterli delilin bulunmadığını tekrarladı.
BEN EFSANE BİR ADAMIM
Kitapta kendisiyle ilgili yazılanlara değinen Yakin, ''Ben
efsane bir adamım. PKK'da bulunduğum süre içerisinde terör makinesi
haline getirildim. 22 Temmuz 1990 tarihinde Uludere Şenoba
Karakolu'nda verdiğim ifademde 'PKK'da yer aldığım süre içerisinde
Dilsiz Mahmut diye bilenen kişinin emrindeydim. Onun talimatları
doğrultusunda hareket ederdim. Ajanlıkla suçlanan
bir çobanın kafasını kıl testere ile kestim. Silahlı çatışmalarda
öldürdüğüm insanların kulaklarını kesip, kaynatıp, ardından
tuzlayıp tesbih yaptım. Köy köy dolaştırdım. Bu yaptıklarımın haddi
hesabı yoktur. Ben bunları terör örgütü PKK'da bulunduğum esnada
yaptım'' dedi.
Sanıklardan Kamil Atağ da dinlenen mağdurların bir çoğunun kendi
akrabası olduğunu iafede ederek, ''Burada herkesin
birbirine saygılı olmasını istiyorum. Bundan sonraki duruşmalarda
hukuk dışına çıkıldığında Kamil Atağ olarak cevapsız kalmayacağımı
söylüyorum. Suçsuzum ama tahliyemi talep etmiyorum'' diye
konuştu.
''HER GÖREVİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRDİM''
Duruşmada savunma yapan sanık Cemal Temizöz de müdahil avukatlar
Rıdvan Dalmış, Tahir Elçi ve Güray Dal'ın savunma yaparken
avukatlık sınırını aştığını ve şahsına yönelik hakaret ettiklerini
belirterek, söz konusu avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunmak
istediğini söyledi.
Kendisinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şerefli bir subayı olduğunu
anlatan Temizöz, şöyle dedi:
''Bana verilen her görevi başarı ile yerine getirdim.
Neredeyse Cizre'de tüm mezarlıklardaki cesetlerden bizi sorumlu
tutacaklar. O dönem PKK'ya milislik yapan kişiler terör örgütüyle
birlikte bizimle çatışmaya giriyordu. Çatışmada öldüğü zaman eğer
terör örgütü cesedini götürmemişse sivil vatandaş olarak kalıyordu.
Ceset örgüt tarafından götürülmüşse bu sefer kayıp listesine
giriyordu. Eğer gömüldüğü yerde bulunmuşsa o bölgedeki güvenlik
güçleri töhmet altında bırakılıyordu.''
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunmalarının ardından,
verdiği kısa bir aradan sonra sanıkların tutukluluk halinin
devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İSTENEN CEZALAR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık
iddianamede, sanıkların TCK'nın ''Adam öldürmek'', ''Cürüm
işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve ''Adam
öldürmeye azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları
isteniyor.
Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2,
Adem Yakın'ın 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim
Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet
hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
İddianamede, sanık Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ''terörle
mücadele ediliyor'' görüntüsü altında ''korucu, itirafçı
ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu'' ileri sürülüyor.
''Söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden
ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği
ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri
sorguladığı'' ifade edilen iddianamede, grubun, bu
sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.