Kudüs meselesine bütün dikkatlerimi verdiğim,
yoğunlaştığım bir zaman diliminde bir vesile ile Asya
yakasından Avrupa yakasına geçerken öğle namazı vaktinin
sıkıntıya girebileceğini düşünerek yönümü Beşiktaş
çıkışına doğru değiştirdim.
Ecdadımın mirası aklıma geldi ve Yıldız Hamidiye
Camii’nde öğle namazını eda etmeye çalıştım. Yıldız
Sarayı kapısının hemen yanı başında olan camiye girerken ister
istemez ecdadın sarayının müzeye dönüştürülmüş
olması boyun büküklüğüne sebebiyet verdi.
Bu vesile ile Beşiktaş’ı güzergâh boyunca
seyretmiş oldum.
İçimde hüzünlü bir dokunuş ister istemez “binlerce
kilometre ötedeki Kudüs’ü Siyonistlere ve Hristiyanlara yedirmemeye
gayret eden bizlerin hemen yanı başımızdaki kültür ve inanç
erozyonu merkezli Beşiktaş’ı da unutmamamız
gerektiğini” düşündürttü.
Belki çok fazla bilmeyiz ama İstanbul’un
Beşiktaş ilçesi en az bir Fatih
kadar kültür ve medeniyet merkezlerimizden
birisidir.
Özellikle Osmanlının neredeyse son 300 yılında
yönetim merkezi olmuştur.
Dolmabahçe Sarayı olmak üzere Yıldız Sarayı,
Çırağan Sarayı bu ilçemizin sınırları içindedir.
Beşiktaş bir yönetim merkezi olduğu kadar
manevi anlamda da güçlü şahsiyet ve yapılara
sahiptir.
Bezmi Âlem Valide Sultan Camii başta olmak üzere
Yahya Efendi Camii, Yıldız Hamidiye Camii, Sinan Paşa
Camii gibi onlarca cami Boğazı ve
Beşiktaş’ı süslemektedir.
Maneviyat dünyamızın büyüklerinden olan ve Kanuninin
sütkardeşi olan Yahya Efendi’de
Beşiktaşlı olup bu ilçeyi maneviyatı ile
beslemektedir.
Ayrıca Osmanlı Donanmasının karaya yanaştığı alan da bu
ilçemizde olup Barbaros Hayrettin Paşanın
Boğaz kenarındaki heykeli tüm ihtişamı ile
yükselmektedir.
Demem o ki, Beşiktaş medeniyet ve maneviyat
duraklarımızın önemli merkezlerinden biridir.
YOZLAŞMANIN BU KADARI…
Bu kısa soluklu seyahatin ardından bir de Beşiktaş
Belediyesinin yapmaya çalıştığı bir programın sosyal medya
hesabından duyuruluyor olması kalemimi taşıran son mürekkep
damlası oldu.
Beşiktaş’ta yapılmaya çalışılan bu etkinlik
biraz iz’an ve insaf sahibi olan insanlara “yok
artık” dedirtecek cinsten.
İlk gördüğümde tepkim "yozlaşmanın bu kadarı da
fazla; bu program Kültür ve İnanç yozlaşmasını bir sancak haline
getirme gayretidir. Bu zihniyetin son dönemde başka gayreti var mı
acaba?" şeklinde oldu.
Eminim ki sizler de etkinliğin içeriğini öğrenince
şaşırmaktan geri kalmayacaksınız.
Belediye, etkinlik için twitter
hesabından şöyle bir mesaj paylaştı: “13
Aralık akşamı düzenleyeceğimiz Noel ve Şeb-i Arus etkinliğimize
davetlisiniz.”
Davetiye görselinde ise sema yapan bir semazen ile bir
yılbaşı çamı yan yana kullanılmış…
Noel ve Şeb-i Arus!!!???
Semazen ve yılbaşı çamı???
Ne alaka???
Aralarında nasıl bir bağlantı var ben anlayamadım,
anlayan varsa beri gelsin…
Arkadaş, yozlaşma olur da bu kadar da olmaz yani…
Birbiriyle taban tabana zıt iki anlayışı nasıl olur da aynı
potada eritmeye çalışırsınız? Bu akıllara ziyan fikir kimden çıktı
bilmiyorum ama yaşadığı toplumla ve topraklarla zerre
miktar ilgisi olmadığı kesin.
Yahu hiç mi akıllı birisi yok koskoca belediyede “böyle
şey olmaz, bu yanlış” diyebilecek…
El insaf, el insaf…
Aslına bakacak olursanız bu hareketin bilinçsizce yapılmış
olduğuna inanmıyorum, bilerek, isteyerek yapılmış gibi.
Kudüs için veryansın ederken burnumuzun
dibindeki kültür ve medeniyet beşiğimizde alttan alta
Hristiyanlık propagandası yapılıyor.
Binlerce kilometre ötedeki Kudüs’ü
Siyonistlere ve Hristiyanlara yedirmeyen bu
millet Beşiktaş’ı bu tür zihniyetin merkezi haline
getirmenize hiç izin vermez…
Gelen tepkiler üzerine Belediye programı iptal etti
lakin zihniyeti anlamak adına önemli bir kayıt olarak tarihe geçmiş
oldu.
İnşallah bu tarz hataları! diğer belediyelerde görmeyiz…