Kriz ben geliyorum demiş
Abone olKonfeksiyon sektörünün yaşadığı krizin sinyali 2004 yılındaki kumaş ihracat artışıyla kendini göstermiş.
Türkiye'de tekstilin, ağırlıklı olarak da konfeksiyon sektörünün
yaşadığı sıkıntının 2004 yılında kumaş ihracatındaki artışla
''geliyorum'' sinyali vermeye başladığı, ancak önlem alınmamasının
sorunu derinleştirdiği bildirildi.
Adana Sanayici ve İşadamları Derneği (ADSİAD) Başkan Yardımcısı ve
üretiminin tamamını Norveç ve İngiltere'ye ihraç eden Anadolu
Konfeksiyon Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Yakıcı, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde seslerini duyurmak için
gazetelere sayfa sayfa ilan vermek zorunda kalan tekstilcilere çok
geç de olsa kulak verilmesi gerektiğini kaydetti.
Yakıcı, 2004 yılında kumaş ihracatında görülen artışın
konfeksiyonda bugün yaşanan krizi 2 yıl öncesinden haber verdiğine
dikkat çekerek, şunları söyledi:
''2001'de Romanya'ya yapılan kumaş ihracatı 84 milyon dolar iken
2004 sonu itibarıyla 308 milyon dolara, Polonya'ya yapılan kumaş
ihracatı ise 67 milyon dolardan aynı dönemde 181 milyon dolara
yükselmiştir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tarihte hiç kumaş
ihracatı yapılmamış ülkelere bile kumaş gönderilmeye başlamasının
nedeninin katma değeri yüksek hazır giyim üretiminin ülkemizden bu
ülkelere gittiğini açıkça ortaya koyuyordu. Bu benim ülkemdeki
konfeksiyon üretiminde çalışanların işlerini kaybettiklerini
gösteriyordu. Bunun nedenlerini bir an önce ortadan kaldırılmak
yerine sorun ötelendi, üstü örtüldü. Bu yetmiyor gibi konfeksiyonun
ardından kumuş ihracatında da azalma görüldü.''
''BEN GELİYORUM'' DEDİ..
Yakıcı, Akdeniz İhracatçı Birlikleri verilerine göre, tekstil ve
hammaddeleri ihracatının 2006'nın Ocak ayında bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 11, hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında ise
yüzde 17 oranında azaldığını ifade ederek, ''Bu azalmayı uzun
tatile ve kötü hava şartlarına bağlayanlar maalesef (ben geliyorum)
diyen krizi yine göremediler ve tedbir almadılar'' dedi.
Tekstil ve konfeksiyon sektörünün diğer gelişmekte olan ülkelerde
olduğu gibi Türkiye'de de gerek üretim ve istihdama katkısı ve
gerekse ihracat yoluyla döviz kazandırması nedeniyle yıllardır
lokomotif sektör olma özelliğini sürdürdüğünü belirten Yakıcı,
şunları kaydetti:
''Son yıllarda ihracat artış hızında göreceli olarak bir azalma söz
konusu olup tekstil ve konfeksiyon ihracatımız 2004-2005 yılı
arasında ancak yüzde 1 gibi düşük bir artış gösterebilmiştir.
Ancak, tüm olumsuz koşullara rağmen 2005 yılında da toplam ihracat
içindeki yüzde 23.84'lük payla tekstil ve konfeksiyon sektörü
lokomotif sektör özelliğini sürdürmüştür.''
KRİZİ HAZIRLAYAN FAKTÖRLER
Yakıcı, dünya fiyatlarının üzerinde seyreden yüksek enerji
fiyatları, istihdam üzerindeki çok ağır ve haksız vergi ve sosyal
güvenlik yükünün tekstilin sorunlarının başında yer aldığını
belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bunların yanı sıra, sürekli olarak ve suni bir şekilde
değerlenen Türk Lirası, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ve Asya
ülkelerinde sosyal güvenlik uygulamalarının keyfiliği, bu
ülkelerdeki işçilik maliyetlerinin Türkiye'ye kıyasla neredeyse 4-6
misli düşük olması, ülkemiz tekstil ve konfeksiyon üreticilerinin
uluslararası pazarlardaki rekabet şansını azaltmıştır.''