Kötü başladılar rekorla bitirdiler
Abone ol2009 bir çok firma için inişli çıkışlı oldu. Sun Tekstil kabus gibi başladıkları yılı tarihi rekorla bitirdi.
Sun Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Ünlütürk, ''Çok kötü
başlayan bir yıl tarihi rekor ile bitti. Ay bazında yaptığımız
toplam ciro ilk defa 10 milyon avro sınırına dayandı'' dedi.
Ünlütürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009'un Sun Tekstil'in
hiç karşılaşmadığı kadar inişli çıkışlı bir yıl olduğunu
belirterek, toplam satışlarının yüzde 70-80'inin ihracata yönelik
olduğunu, bu sebeple de ihracat pazarlarındaki belirsizlik ve
satışların düşmesinin 2009'un ilk çeyreğini ''kabus gibi''
geçirmelerine sebep olduğunu ifade etti.
İkinci yarının başından itibaren düzelen satışlarında son çeyrekte
inanılmaz bir talep patlaması olduğunu anlatan Ünlütürk, yılın son
çeyreğindeki satışların, 2009'un ilk 6 ayından daha büyük
gerçekleştiğini vurguladı.
Ünlütürk, yaklaşık olarak grubun toplam cirosunda yüzde 25, Sun
Tekstil'in cirosunda ise geçen yıla göre yüzde 60'a yakın büyüme
olduğunu dile getirerek, Sun Tekstil'in 2008'de 22 milyon avro olan
cirosunun bu yıl 34 milyon avroya çıktığının altını çizdi.
Sun Grubu şirketlerinden Ekoten'in cirosunun ise aynı dönemde 38
milyon avrodan 45 milyon avroya geldiğini ifade eden Ünlütürk,
şöyle konuştu:
''Çok kötü başlayan bir yıl tarihi rekor ile bitti. Ay bazında
yaptığımız toplam ciro ilk defa 10 milyon avro sınırına dayandı. 1
ayda yapılan iş olarak bakıldığında bu çok önemli. Karlılığımız da
iyi, çünkü yıllardır bu kurları çok ezdiler, orada çok sıkıntımız
vardı. Şimdi kurların normal seviyelere gelmesiyle 2009'u mutlu ve
keyifli kapatıyoruz. Kurlar şu anda bizim rekabet edebileceğimiz
düzeyde. Bence bu ortam Türkiye'nin ihracat pazarlarında rekabet
şansı açısından gerçekçi bir ortam. Şu anda kurlar, olması gereken
seviyelerde. Daha yukarıda olması gerektiğini iddia edenler var.
Yüksek olduğunu söyleyenler var. Bence burası artık bir denge kuru.
Türkiye'nin makro çıkarları açısından da doğru bir nokta olduğunu
düşünüyorum.''
''IMF ANLAŞMASI KURLARIN DÜŞMESİ, İHRACATÇININ REKABET
GÜCÜNÜN YOK OLMASI DEMEK''
Şükrü Ünlütürk, 2009'da ihracat pazarlarının artmasının sebebini
öngördüklerini ifade ederek, Avrupa'daki alıcıların Uzak Doğu'ya
sipariş vermediklerini vurguladı.
Önlerini göremedikleri için Avrupalı alıcıların uzun vadeli
klasikleşen siparişlerini veremediklerini dile getiren Ünlütürk,
onun yerine Türkiye'deki fırsatı gördüklerini ve kısa vadeli
alımlar yaptıklarını söyledi.
Ünlütürk, 2010 yılında da kurların ve pazardaki talebin bu şekilde
devam edeceğini düşündüklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Türkiye bir IMF anlaşması yaparsa, kurlar tepetaklak aşağıya
iniyor. Biz neredeyse tüm geliri ihracat olan bir grubuz. Bana
sorarsanız IMF anlaşması bir büyüme kararı olur. Türkiye 'Ben
büyümemi 1-1,5 puan artırayım' derse, siyasi bir kararla IMF ile
anlaşması lazım. '2011 yılında seçim geliyor. Bu krizde ben IMF'siz
devam ettim. Bu noktadan sonra IMF ile anlaşma yapmış olmak siyasi
olarak benim dezavantajım olur' diye düşünürlerse IMF anlaşması
yapmaması lazım. IMF anlaşmasının olması otomatik olarak kurların
aşağıya düşmesi demek. Bu da ihracatçının rekabet gücünün yok
olması, geçmiş 7 senede görüldüğü gibi yatırımların durması,
yavaşlaması, ülkenin istihdamının azalması anlamına geliyor.
Geçtiğimiz 7 sene, 'değerli Türk Lirası-düşük kur' politikasının
yanlış bir karar olduğunu gösterdi. Bu kur politikası Türkiye'nin
çıkarına değildi. Zaten kriz de bunun düzeltmesi oldu. Dolayısıyla
ihracatçıların çıkarı kurların bu seviyede kalması. IMF anlaşması
olursa herkes kurların geri gideceğini düşünüyor. Biz de dahil...
IMF anlaşması hangi açıdan ve çerçeveden baktığınıza bağlı. Bir
sanayici olarak fikrimi sorarsanız, bence IMF anlaşmasının
yapılması lazım. Bu ülkenin büyüme ihtiyacı var. Sadece ihracatla
büyümesi yeterli olmayabilir. Kaynak ihracatı var. Dolayısıyla ben
olsam ülke çıkarlarını koruyarak bu anlaşmayı yaparım.''
''İYİ PERAKENDECİLERİ ARIYORUZ''
Ünlütürk, Sun Holding'in hazır giyim markası Jimmy Key'in şu anda
33 mağazası olduğunu dile getirerek, toplam olarak 150 noktaya ürün
sattıklarını bildirdi.
Kendi mağazalarıyla büyüme stratejisini pazarın koşulları nedeniyle
değiştirdiklerini, bayilik ve iş ortaklıkları yoluyla büyümek
istediklerini belirten Ünlütürk, ''İş ortağı olabileceğimiz,
lokasyonları düzgün olan iyi perakendecileri arıyoruz. Çünkü biz
sadece bir perakendeci, marka şirketi değiliz. Bizim arkamızda çok
önemli bir üretim gücü var. Bu üretim gücüne odaklanmak tasarıma
odaklanmak istiyoruz. Perakendecilik yapmak istemiyoruz. Çünkü iyi
perakendeciler mağazalarını daha iyi yönetebiliyorlar. Önümüzdeki
sene bayilik yoluyla 50 mağazaya ulaşmayı istiyoruz'' şeklinde
konuştu.
Ünlütürk, nitelikli kumaş üretiminde en büyük ihracatçı olduklarını
dile getirerek, Avrupa ülkelerine ihracat yaptıklarını ifade
etti.
Grup olarak gelişmiş pazarlarda etkin bir durumda olduklarını
anlatan Ünlütürk, yüksek katma değerli ürünler ürettiklerini, bu
sebeple Afrika ülkelerine yönelik ihracata ilgilerinin olmadığını
söyledi.
Ünlütürk, en çok ihracatı İngiltere'ye gerçekleştirdiklerini ifade
ederek, Jimmy Key mağazalarına ilişkin şöyle konuştu:
''Özellikle yerli markalara sahip çıkma konusunda bir duyarlılık
gelişiyor ülkede. Makul bir fiyatla moda satma iddiasında Jimmy
Key. Biz eğer markalara sahip çıkmazsak, o zaman Türkiye'de pazar
çoğunlukla uluslararası markalara kalır. Yurt dışından herhangi bir
marka gelir. Burada bin - bin 500 mağazasından aldığı güçle pazarda
kıyasıya bir fiyat rekabetine girer. Burada sadece var olmak için
2-3 sene para kazanmamayı garantileyebilir. Sonra da biz Türk
ihracatçısı olarak onlara ürün satarız. Onlar da bize geri
satabilir. Türkiye, Avrupa Birliği'nin ikinci, dünyanın dördüncü
büyük tedarikçi ülkesi. Burada müthiş bir altyapı ve güç var. Ama
bu gücü sadece yurt dışındaki müşterilere ürün satmak için
kullanırsak bu katma değere çok yazık olur. Bu anlamda
''Turquality'' kampanyası da çok olumlu bir şey.''