Koronavirüsle birlikte 'inme' riskine dikkat
Abone olKoronavirüsün vücuda girdikten sonra bir iltihabi süreci başlattığını belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Krespi, koronavirüs tanısıyla hastaneye yatırılan her bin hastadan 1'inde inme gelişebileceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Krespi, "Bu durum inme risk faktörlerini taşıyan hastalar ve 65 yaşın üzerindeki kişilerde daha fazla" dedi.
Koronavirüsün neden olduğu hastalıklara her geçen gün bir yenisi
ekleniyor. Yapılan çalışmalar koronavirüsün inme vakalarını
tetiklediği yönünde. Dünya İnme Önleme Günü nedeniyle inme
hastalığının görülme oranı ve koronavirüsle ilişkisini
değerlendiren İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital
Bahçeşehir’de faaliyet gösteren 'BAVİM - Beyin Anjiyografisi ve
İnme Merkezi’ Direktörü Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Krespi,
"Pandeminin ilk döneminde bu hastalığın sadece bir akciğer
hastalığı olduğunu zannediyorduk. Günümüzde hastalığın damarı ve
damarın iç bölümündeki zarı tuttuğunu gözlemledik" diye
konuştu.
"DAMAR DUVARININ ZARAR GÖRDÜĞÜNÜ BİLİYORUZ"
Koronavirüsün en önemli etkisinin vücuda girdikten sonra yaratmış
olduğu bir sitokin fırtınası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yakup
Krespi, "Bu durum vücutta bir iltihabi sürece yol açıyor. Bu süreç
sırasında damar duvarının zarar gördüğünü biliyoruz. Bu süreç
esnasında pıhtılaşmayı tetikleyen birçok faktörün kana salındığını
biliyoruz. Bu faktörlerin etkisi altında damarlarda pıhtılar
gelişebiliyor. Bu pıhtılar yalnızca beyni değil kalbi ve akciğer
damarlarını da etkileyebiliyor. Yalnızca atar damarları değil
beraberinde toplardamarları da etkileyebiliyor. Son dönemde yapılan
araştırmalara göre, koronavirüs tanısıyla hastaneye yatırılan her
bin hastadan 1'inde inme gelişebiliyor. İyi haber bu rakamın
beklediğimizin altında olması, bizler yüzde 2'ler düzeyinde
olduğunu düşünüyorduk. Yüzde 1'in altında olduğu ortaya çıktı.
Düşündüğümüz kadar yüksek olmasa da grip nedeniyle hastaneye yatan
gruba göre koronavirüs hastalarında inme görülme oranı daha fazla"
değerlendirmesinde bulundu. Tabi bu oranlar sadece hastanede
yattıkları esnada inmesi teşhis edilebilen hastaları yansıtmakta;
bir kısım hastada hastalığın ağır seyri nedeniyle gözden kaçan
inmelerin de olabileceği hesaba katılmalı” diye konuştu.
"KORONAVİRÜS ENFEKSİYONUYLA BİRLİKTE İNME İLE
YATIRDIĞIMIZ HASTALAR OLDU"
'Koronavirüs enfeksiyonu tanısı olmayan, bu durumun farkında
olmayan yani asemptomatik inme ile yatırdığımız ve sonrasında
koronavirüs tanısı koyduğumuz hastalarımız oldu' diyen Prof.
Dr. Yakup Krespi, "Pandemi süreci ilerledikçe koronavirüs
enfeksiyonu iyileştikten sonra inme şikayetiyle hastaneye başvuran
hastalarımız olmaya başladı. Bu inmelerin görülme oranı, inme risk
faktörlerini taşıyan hastalarda daha fazla. 65 yaşın üzerindeki
kişilerde risk daha fazla. Dolayısıyla koronavirüs ile inme
gelişmesi arasında bağın ne kadar güçlü olduğunu bilmesek de
öncelikle bir riskin olması, yaş açısından da risk grubunda olmak
gerekli. Bu grupta koronavirüs inmeyi tetikliyor demek için halen
erken, etkinin düşündüğümüzden daha az olduğu yönünde veriler
var" ifadelerini kullandı.
"İNME TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK"
İnmenin çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu hatırlatan
Prof. Dr. Krespi, şunları söyledi: "İnme dünyada hala ölüm
nedenleri arasında 3'üncü, sakatlık nedeni arasında 1'inci sırada
yer alıyor. 100 binde 200 ila 300 kişi arasında gözüken bir
hastalık. Bu hastalığın koruyucu önlemleri var. Bunun yanı sıra
artık tedavi edilebilir bir hastalık. Kendinizi risk faktörlerinden
korumalısınız. Başta hipertansiyon, diyabet ve yüksek kolesterole
karşı korunmalısınız. Genç yaşlarda başlayan sigara içiciliğine son
vermelisiniz. Hareket ederek kilo alımından kaçınmalısınız. Tüm
bunları yapabilir, risk faktörlerini kontrol altında tutarsanız
inmeyi yüzde 80 oranında azaltırsınız."
"TEDAVİYE İLK 4.5 SAATTE PIHTI ERİTİCİ İLAÇLARLA
BAŞLANMALI"
Hastalığın kalp krizi gibi ani bir şekilde ortaya çıktığını anlatan
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Krespi şu uyarıları sıraladı: "Risk
faktörlerinin birikimi sonucu iyi bir farkındalığınız olmazsa bu
hastalık aniden ortaya çıkabilir. Kol ve bacakta aniden bir felç
gelişti ya da aniden bir konuşma bozukluğu başladıysa ve 15 dakika
sürüp geçiyorsa bu duruma aldanmamak gerekiyor; böyle geçici
şikayetleri olan hastalarda ilk bir haftada yerleşen inmenin
görülme olasılığı her 5 kişide 1'dir. Dolayısıyla bu durum kalıcı
inme gibi algılanmalı ve hemen sağlık kurumuna başvurularak önlem
alınmalı. Bu hastalığın tedavisi ilk 4.5 saatte pıhtı eritici
ilaçlarla başlamalı. İlk 6 saatte anjiyografi ile tıkalı damara
girip damarı açmamız mümkün. Hatta bunları artık günümüzde ilk 24
saatte de yapabiliyoruz. Uygun tedavi yapılırsa 3 hastadan 1'i eski
haline dönüyor. Damar açıcı tedavilerin ardından hastalara ilk
10-15 gün hastanede uygulanan bakım ve tedavi uygulamalarına
paralel olarak erken fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavileri
uygulanıyor. Bu dönemden sonra şikayetleri değişik oranlarda devam
eden hastalara ilk 3-6 aya hatta daha uzun bir döneme yayılacak
olan fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavilerine ihtiyaç
olacaktır."