Konservatuarlarda terminolojik olarak gözden kaçan, yanlış
yaklaşımlar/uygulamalar vardır.
Örneğin;
1/ Hala konservatuar mı?, yoksa konservatuvar mı?
doğru konusunda kararsızlıklar vardır. “Konservatuar” kelimesi
doğru olmasına rağmen -yeni kurulanlarda bile- yanlış
isimlendirmenin neden hala ısrarla, devam ettirildiği
anlaşılamamaktadır.
Gazi Ün. de kurumun adı “Türk Müziği Devlet
Konservatuvarı” olduğu halde –ki doğrudur-, misyon ve vizyon
bölümünde hep kullanılan dil “Türk musikisi, musikimiz, ama bölüm
ve derslerde müzik, Türk müziği” gibi farklılıklar olmamalı, dilde
birlik sağlanmalıdır.
Yıldırım Beyazıt Ün. de “Türk Musikisi Devlet
Konservatuarı” na uygun olarak, anlatımlarda ve içerikte “Türk
musikisi veya musiki” kullanılmıştır. Adı ile içerik
uyumludur.
Ancak; 2014 Türkiyesi’nde, kurumların kalıcı ve ileriye
dönük olacağı gözetilerek yeni kurulan Türk müziği konservatuarı
tek isim altında olmalı “Türk Müziği Devlet Konservatuarı”, amaç ve
terminoloji birliği sağlanmalıdır.
2/ Yüksek lisans ve doktora/sanatta yeterlik ders isimleri
yeniden gözden geçirilmelidir. Lisansta
olması/öğrenilmesi gereken derslerin ilerde olması
yanlıştır. () ()
3/ Konservatuarlarda zorunlu olarak (YÖK tarafından)
alınması gereken Türkçe ve Atatürk İlkeleri Dersleri kaldırılmalı,
öğrencilerin sanatla ilgili dersleri alarak kredilerini
tamamlamaları sağlanmalıdır. Zaten, yukarda adı geçen derslerin
içerikleri, bölümlerin ilgili diğer derslerinde verilmektedir. (Bu
dersler ve konular; lise son sınıfa kadar öğretilmemiş ve
özümsenmemişse düşünmek gerekir!)
4/ Yeni kurulan ancak henüz lisans
mezunu eğitimine başlamadan ya da lisans mezunu vermeden “yüksek
lisans ve doktora/sanatta yeterlik açılması” uygulamasına son
verilmelidir.
5/ Lisans mezunlarının hazırladığı “bitirme
ödevleri/tezleri adları” kurumlar arasında
paylaşılmalıdır…
6/ Pedagojik formasyon dersleri tekrar “lisans programları
içine alınarak”, mezunların 1-2 sene hayata geç başlamalarının
önüne geçilmelidir.
7/ Giriş imtahanlarında misafir öğretim uygulaması
yapılmalı, paylaşım sağlanmalıdır.
8/ Konservatuarlar ortak sempozyum, festival v.b. yapmalı,
öğrencilerin birbiriyle tanışması/kaynaşması
sağlanmalıdır.
Güncel1: Siyaset ülkemizde çok hızlı ve seçime doğru artış
gösretecek gibi... Özellikle AK Parti'de 3 dönem kuralına
takılacakların ve yeniden aday gösterilmeyeceklerin %80 olacağı, AK
Parti grubunun yenileneceği konuşuluyor. Bu arada yeni dönemde aday
gösterilmeyeceklerin bir şekilde partilerinde istifa etmeleri işin
tabiatına uygun!.. Bunların ilki de CHP Milletvekili Sn.
Emine Ülker Tarhan oldu. Sn. Tarhan’ın kısa zamanda ismi öne çıktı,
aday yapıldı, MV seçildi, nerdeyse CHP nin Cumhurbaşkanlığı adayı
olacaktı (bu konudaki görüşlerimizi daha önce belirtmiştik),
arkasında rüzgar verenler elbette çok ki, şimdi de CHP'yi ağır
ifadelerle suçlayarak istifa etti. İlginç olan, o kadar ağır
suçlamalarına karşın Sn. Gürsel Tekin'in kendisini geri çağırması
oldu. Galiba siyaset bu!..
Güncel2: HÜSEYİN
Gülerce'den bir iddia:
-AKADEMISYENLERDEN BIRINE İNGILIZCE SORULARI ÖNCEDEN
VERMEYI TEKLIF EDIYORLAR. ARKADAŞ AĞLAYARAK "KUL HAKKINA GIRER DIYE
ALMADIM" DIYOR. AMA BIR ARKADAŞI ALMIŞ. "SEN NIYE ALIYORSUN" DIYE
SORULDUĞUNDA DA "BIZ VARKEN ORALARA DÜŞMANLAR MI GELSIN"
demiş.
-Demokrasiyi savunduğunuz halde bürokrasideki
makamları dostların ve düşmanların olduğu makamlar olarak görmek.
Asıl tehlike işte bu ()
Biz yıllardır ne diyoruz; bu soruları alıp veya bir
şekilde! unvan alanlar/yükseltilenler/Doç. Prof.
olanlar, ama yabancı dili konuşamayanlar o kadar çok ki… Ve iddia
değil, gerçek…Nicelik niteliğin önüne geçiyor…Üst makamlarca da
biliniyor, ama bu konuda kafalar kuma sokuluyor nedense!...Akademik
alana yazık oluyor…