Bugün, sık sık gündeme gelen, Konservatuarlarda
idarecilik şartlarına ve nasıl olması gerektiğine dair,
yönetmelikleri baz alarak görüşlerimizi açıklamak
istiyoruz.
Soru: Konservatuarda idarecilik için
“Prof.unvanı” şart mı?
AY: Hayır!..2547 Sy.Teşkilat
kanununda “Öğretim Elemanları arasından Rektör tarafından atanır”
denilmektedir. Ancak, artık unvanlı akademisyenlerin çoğalması ile,
rektörler; özellikle Prof. unvanı olanları tercih
etmektedir.
Oysa, Prof. olma şartı tüm birimlerde
kaldırılmalı, rektörlerin eli rahatlatılmalıdır. Prof.
unvanı; kişinin çok iyi idareci olduğunu göstermez!..
Olsaydı; üniversitelerimiz/konservatuarlarımız uçar,
sıralamalarda ilk 10’a girerdi. Prof. unvanı; akademisyenin
YÖK’ün belirlediği kuralları yaparak, puanların yeterli
olmasında alınan bir unvandır. Sosyal ve sanat alanında
Prof. unvanı, kişiyi; “çok zeki, çok çalışkan, liyakatlı, çok
üreten, çok iyi yazan/çalgı çalan/şarkı-türkü-opera söyleyen,
yabancı dili süper konuşan, idareciliği iyi bilen, etik, sosyal”
yapmaz, yapamaz!.. Çünkü; idarecilik te bir
sanattır.
Uygulamada yanlış olan; her rektör/dekan/müdür
çok başarılıy(d)ım demesidir. Çünkü; ölçme değerlendirme/ ölçüt
yoktur!.. Maalesef!..
Soru: Alan dışı bir akademisyen, “Konservatuarda
dersi var” diye (Tarih, İngilizce v.b.) konservatuara;
Müdür/Müd.Yrd. olabilir mi? Olmalı mı? Etik olan
hangisi?
AY: Etik olan olmamasıdır.
Çünkü, “müziğin; uygulamasını, teorisini, özelliklerini
bilmeden” idarecilik yapmak, toplantılarda “müzikteki doğruyu”
bulmak çok zordur. Ancak kişi; kendini ispatlamış ise, yan
dallar arasından bu tür atamalar yapılmaktadır. Önemli olan,
kurum içi dengelerdir.
Soru: Alan dışı bir akademisyen -dışardan-
Konservatuara; Müdür/Müd.Yrd. olabilir mi? Olmalı mı? Etik olan
hangisi?
AY: Etik olan
olmamasıdır. Ancak, konservatuar içinde olabilecek kişiler arasında
çok tartışmalar varsa, tarafsız olması için idareciliği bilen,
sosyal alandan bir kişi geçici olarak düşünülebilir. Şu
anda Ankara Hacı Bayram Ün.Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda
olduğu gibi.. Sonuçta, Müdürün; “tek başına karar alamayacağı” ve
“yönetim kurulu üyelerinin” konservatuardan olacağı da
dikkate alınmalıdır.
Soru: Lisans eğitimi; “müzik” veya “sanat
alanı” olmayan akademisyen, Konservatuara; Müdür/Müd.Yrd.,
Bölüm Başk.olabilir mi? Etik olan hangisi?
AY: Akademisyen varsa, etik
olan olmamasıdır. Kurumlar tarihi, geleneği ile vardır. Geleneği
oluşmayan kurumlarda devamlılık sağlanamaz. Konservatuarın;
kuruluşunu, amaçlarını, tarihi geçmişini yaşamamış, sadece yazılı
kaynaklardan bilen akademisyenler, ne kadar alanında iyi de
olsalar, kabul göremez, idareci olarak başarılı olamazlar.
Lisansı müzik olmayan, akademisyenlerin yabancı dilleri var
diye; idareci yapılması, kendi mezunlarına olan saygının
kaybedilmesine yol açabilir.
Zaten, daha önce de yazdığım gibi, “lisansı
müzik olmayanların kadrolara atanması”, kurumun “kendi mezunlarının
önünü kapatmak” demektir. Çünkü; yapılan “yüksek lisans ve
doktora eğitimi”, asla “lisansın” yerini alamamaktadır.
Son yıllarda, bu doğru ve geçerli kararlar gözardı edilmiş,
kurallar yok edilmiş, lisans ağırlığını yitirmiş
durumdadır.
Nihayet, son aylarda üniversiteler,
verdikleri ilanlarda yönetmeliklere uyarak; lisans mezunu,
lisansında Y.L./Dr./Sy. ve Doç./Prof.’da “lisans alanı” şartı
getirmeye başlamıştır.
Yönetmelikler delinmek için çıkarılmamaktadır.
Bunun takibini YÖK yapmalı, uymayanlara da ağır yaptırımlar
uygulanmalıdır.
Soru: Üniversite Genel Sekreteri ve
Dekan/Müdür Sekreterlerinin görevi nedir?
Üniversitelerde, son yıllarda Genel
Sekreter’lerin akademisyenlerden seçilmesi uygulaması başladı ki
doğru bulmuyoruz. Çünkü, bu görevler; “devlette devamlılık”
demektir. Genel sekreter ve Dekan/Müdür Sekreteri; yasaları,
yönetmelikleri, yazışmaları v.b. bilen (bilmekle 1. Derecede
yükümlü olan) ve çok sıkı takip eden kişidir. Birim
sekreterleri, idareci olarak süreli (Dekan 4, Müdür 3 yıl) atanan
akademisyenlerin yanlışlarına imkan vermemeli, uyarmalıdır. Birim
sekreteri; “TBMM”, “YÖK”, “Üniversite”, “Rektör”, yani “Devlet”
adına görev yapmaktadır. Dolayısıyla, kurum/birim
sekreterleri; kurumu korumak, atanan akademisyenlerin kurallara
uymayan isteklerine/uygulamalarına karşı durmakla
mükelleftirler.