Konferansta 'provokatör' tartışması
Abone olAvrupa Birliği ile ilgili yapılan konferansta söz alan dinleyiciye kızan Prof. Altan "Sen kadrolu provokatör müsün?" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Bahçeşehir Üniversitesi
tarafından düzenlenen ''İstanbul AB'yi Konuşuyor'' konferansında,
bazı katılımcılar ile konferans konuşmacıları arasında tartışmalar
yaşandı. Cemal Reşit Rey'de gerçekleştirilen konferansta konuşan
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eser Karakaş,
Avrupa'daki referandumdan sonra Türkiye'nin, AB konusunu daha
verimsiz bir ortamda tartışmak zorunda kaldığını söyledi.
Konuşmasında yeni yayınlanmış bir endekse yer veren Karakaş, 32
Avrupa ülkesinin GSYİH endekslerine değindi. Karakaş, AB'ye tam üye
olan 25 ülkenin satın alma gücü paritesine göre GSYİH'larının
ortalamasına 100 birim verilerek oluşturulan endeksi anlattı.
İngiltere'nin 119 ile Almanya ve Fransa'yı yüzde 12 oranında geri
bırakmış durumda olduğunu kaydeden Karakaş, Fransa'nın 109,
Almanya'nın ise 107 endeks değerinde olduğunu bildirdi.
İngiltere'nin bu başarıyı, piyasa ekonomisi koşullarından büyük
sapmalar göstermeden sürdürülebilir sosyal devlet uygulaması
yapmasına borçlu olduğunu ifade eden Karakaş, şunları kaydetti:
''İtalya 35-40 yıllık AB macerasında en karlı çıkan ülke.
Yunanistan ise 88 ile ortalamanın altında ama 32 Avrupa ülkesinin
en sonunda olan ülke 28 endeks değeriyle Türkiye. Bugünlerde artan
ulusalcılık tartışmalarını bu endekse oturtmak istiyorum. Kim bu
endeksi yukarıya çıkartıyorsa ulusalcı odur, ulusalcılık odur.
Ulusalcılığın tanımı budur.'' MERAL GEZGİN ERİŞ İktisadi Kalkınma
Vakfı (İKV) eski Başkanı Meral Gezgin Eriş de, AB'nin ilk günden bu
yana bir reform projesi olduğunu söyledi. Son zamanlarda AB
bütçesinde yaşanan tartışmaların ve bütçede mutabakat
sağlanamamasının nedenlerine de değinen Eriş, tarım, balıkçılık ve
çevre başlığının daha önce bütçeden yüzde 52 pay alırken 2007-2013
dönemini kapsayacak bütçede yüzde 39.5'e indirildiğini, buna karşın
sürdürülebilir büyümeye ayrılan kalemin yüzde 46'ya çıkarıldığını
kaydetti. Eriş, Türkiye için AB'nin referans noktası olması
gerektiğini, hukuk devleti, insan hakları ve reformlar açısından
nasıl referans noktası oluyorsa ekonomik açıdan da referans noktası
olduğunun görüldüğünü söyledi. Eriş, ''Bizim hedefimizin ne olduğu,
rakamlar ortada. Müzakereye odaklanıp sonuç almaya yoğunlaşmamız
lazım'' dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise
AB projesinin, genişlemede ısrar ettiği takdirde başarılı olacağını
söyledi. Konferansın adına da değinen Topbaş, İstanbul'un ekonomik
açıdan Türkiye'yi taşıyan bir kent olduğunu, dolayısıyla
İstanbul'un AB'yi en fazla tartışması, yansıtması gereken kent
olduğunu vurguladı. AB Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Cengiz Aktaş
da konuşmasında, AB sürecini anlattı. 3 Ekim'de Türkiye'nin önünde
müzakereye başlamaması için bir neden olmadığını kaydeden Aktaş,
''İş, mecrasında gidiyor'' dedi. Aktaş, süreç boyunca Avusturya,
Fransa ve Almanya gibi ülkelerin dönem başkanlıkları yapacağını
belirterek, bunların en başından bilinmesi gerektiğini söyledi.
İmtiyazlı ortaklık tartışmalarına da değinen Aktaş, ''Ben buna
ahlaksız teklif diyorum. Böyle bir şey yok. Hiçbir aday ülke
Türkiye kadar AB ilişkilerinde ileri gitmiş bir ülke değil'' diye
konuştu. Uyum sürecinin Türkiye ekonomisine etkilerini anlatan
Prof. Dr. Mehmet Altan da, konuşmasında AB'ye üye 25 ülkedeki
toplam köylü kadar Türkiye'de köylülük olduğunu, İngiltere'de köylü
nüfusunun yüzde 1 oranında, AB ortalamasının ise yüzde 4-5
düzeyinde bulunduğunu kaydetti. AB'nin yeni çağda köylülüğü tasfiye
etmeden sanayi sonrası topluma geçilemeyeceğini bildiğini ifade
eden Altan, Türkiye'de resmi rakamlara göre köylü nüfusun yüzde 34
oranında olduğunu belirterek, bu yapının düzeltilmesi gerektiğini
söyledi. TARTIŞMALAR... Öte yandan konferans sırasında
konuşmacıların sözünü keserek ya da konuşma aralarında izin almadan
konuşmaya çalışan katılımcılar ile konuşmacılar ve diğer
katılımcılar arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı. İlk olay,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın
konuşmasından sonra yerine oturduğu sırada yaşandı. Yerinden
kalkarak Topbaş'a yaklaşan bir kadın, Türkiye'de İstanbul Teknik
Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi gibi üniversiteler de
bulunduğunu, bu üniversitelerin neden bu çalışma içinde
bulunmadıklarını anlamadığını söyledi. Daha sonra Prof. Dr. Eser
Karakaş'ın konuşması sonrasında izin isteyen bir vatandaş, usül
konusunda konuşmak istediğini söyleyerek söz aldı ve AB'nin hayal
olduğunu, herkesin Türkiye'nin AB'ye alınmayacağını bildiğini,
yazdığını söylemesine karşın, kendisinin hala Türkiye'nin AB'ye
kabul edileceğini söylediğini belirterek, Karakaş'ı eleştirdi. Daha
sonra başka bir vatandaş kalkarak, ''AB, Türkiye'yi içine almaz, 30
bin şehit verdik, burası Türkiye'' şeklinde sözler sarf etti. Prof.
Dr. Mehmet Altan da, bu kişiye karşılık ''Sen kadrolu provokatör
müsün? Sen böyle yapınca Türkiye'de bebek ölümü azalıyor mu?'' diye
sordu. Söz edilen kişinin toplantının genel seyrini etkileyecek
şekilde konuşması ve hareket etmesi üzerine salona güvenlik
görevlileri çağrıldı. Söz konusu kişi, güvenlik görevlileriyle de
kısa bir süre tartıştıktan sonra salonu terk etti. Bu olayın
ardından orta sıradaki bir başka katılımcı ise bir gazetenin
''Ülkeyi böldürtmeyiz'' manşetli nüshasını kaldırıp konuşmacılara
gösterince salondaki diğer katılımcıların tepkisi çekti. Prof. Dr.
Altan, bu kişiye ''Seni tanıyorum, sen kadrolu provokatörsün. Senin
paranı kim veriyor, biliyorum'' deyince aynı kişi tarafından, ''Ben
de senin paranı kimin verdiğini biliyorum'' sözüyle karşılaştı.
Diğer katılımcıların tepkilerini artırarak hep bir ağızdan
''Dışarı, dışarı'' diye tempo tutmasıyla bu şahıs da salon dışına
alındı.