Kobani'de son durum bundan sonra ne olacak?
Abone olKobani'deki son durumu değerlendiren MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, işlerin bundan sonra IŞİD'in isteği doğrultusunda gelişeceğini söyledi.
Kobani’ye yardım için Türkiye’nin
peşmergenin geçişine imkan tanıyacağının açıklanmasının ardından
gözler bir yandan sınırda, bir yandan da dengelerin nasıl
değişeceğinde.
MHP'nin bölgede yaşananları yakından izleyen isimlerinden biri olan
Tuğrul Türkeş'ten ise hükümete eleştir dola açıklamalar geldi.
“200 peşmergenin geçişiyle IŞİD'le savaşılabileceğinin
düşünülmesi saflıktır, adeta bir Zaytung haberi” diye
konuşan Türkeş, “Bundan sonra ne olacak?”sorusuna,
“IŞİD’i kuran ne yapmak istiyorsa, ona doğru bir gidiş
var” yanıtını verdi.
Türkeş'in Al Jazeera'da yayınlanan röportajının satırbaşları
şöyle:
PEŞMERGENİN GEÇİŞİ
Burada bir çarpıklık ve siyasetler savaşı var. Burada silahların
savaşı yok. Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırında, bana göre
doğru adıyla Ayn-el Arab’ta yaşanan olaylarda mesele ülkelerin
siyasetlerinin savaşıdır. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi
sınır güvenliği ve sınır ötesinde, bugüne kadar misafir ettiği 2.5
milyon Suriyelinin vatanında dirliği ve düzeni sağlaması için, bu
tezkereye oy vermeyen PKK’nın siyasi kanadı başka bir uzantının
silahlı güçlerinin oraya geçmesini marifet sayıyor. Bunun bir
mantığı yok. Bu siyaset savaşıdır o zaman; benim askerim iyi, senin
askerin kötü savaşıdır. Burada bizim oyumuz, MHP olarak TSK
lehinedir. Onun haricindeki unsurların orayı karıştırmak için
gitmesinin hiçbir mantığı da yoktur, faydası da yoktur.
Giden peşmergenin ne olduğu, neye ait olduğu belli değil ki.
“Irak’ın kuzeyinde fiilen bir Kürt devleti var, bunun da
hesapta bir ordusu var ve bu ordu o kadar cabbar bir ordu ki,
operasyona gidebiliyor” saçmalığının Türkiye’ye teyit
ettirilmek istenmesi. Yılda 17 milyon varile dayalı, 21’inci
yüzyılda yapılmaması gereken ırk temelli bir devlet yapılandırılmak
isteniyor ve bu yanlış. Diğer alt detaylar, bu büyük projenin
inşası ile alakalı. Oradaki fiili sıkıntı ile ilgisi yok. Yoksa
buradan 200 peşmerge gidecek de oradaki sıkıntıyı çözecek mi?
Ciddi, nizami ordulardan bir koalisyon gitmesi lazım.
IŞİD'İ BUNLAR ÇÖZMEZ
200 Peşmerge ile IŞİD’i ufaltabilecek misiniz? Irak’ın kuzeyinde
gördük; güya devlet kurdular, güya peşmergeler üniformalar giydi,
herkes bunun haberlerini yaptı. “Canavar peşmergeler, kadın
peşmergeler” derken sonra IŞİD yürümeye başladı, yılan
deliği bin altı, bırakan kaçtı, “ABD bize yardım etsin,
bomba atsın” diye kıyamet koparttılar. Bunlardan ne
yapacaksanız yapın, kaç tane bulursan bul, bunlarla IŞİD ile
mücadele olacağına inanan saftır. Buradaki mesele siyasetlerin
savaşıdır, oradaki dinamik ve çarpışan bir güç olan IŞİD’i
çözebilecek formüller bunlar değildir. Sorduğunuz soruların hepsi
bu siyasete hizmet ediyor. Bunların hepsinin terennümü ırk temelli
bir devletçik ortaya çıkarmaktır.
ÇÖPE DEĞİL SEPETE
BAKIN!
Bu tip çözümler çıkartırlarsa karşısına, o da hızlanır. Onu kim
öyle kurdu, ona bakmak lazım. Herkes çöp sepetinin içine bakıyor,
çöp sepetinin içine baktığında çöp görürsün; oysa sepeti kim yaptı,
ona bakmak lazım.
3.5 senedir Türkiye’nin çözemediği Suriye meselesini, 200
peşmergeye izin vereceğiz onlar çözecek, öyle mi? Bu Zaytung haberi
gibi bir şey, ciddiyeti yok.
BUNDAN SONRA NE
OLACAK?
IŞİD’i kuran güç ne yapmak istiyorsa, ona doğru bir gidiş var. Ayn
el Arab meselesi geçici bir problemdir. Kalıcı olan nükleer bir
İran olması problemidir. İsterseniz burada 2.5 saat Ayn el Arab
meselesini konuşalım, bu hiçbir yere varmaz. Çünkü geçici bir
problemdir ve Sykes Picot’un 100’üncü yılında yeni bir tanzim için
bunlar mikroorganizmalardır. Buradaki kalıcı tehlike bölge
ülkelerinde ne olacağıdır. İran çok akıllı ve doğru bir siyaset
yürüttü bugüne kadar. Hem kendi uluslararası politikasını, hem iç
politikasını kademe kademe devlet siyaseti doğrultusunda götürdü.
Bu geldiği safhada da açık ve net bir şekilde ortaya koyarak
bölgesel bir oyuncu oldu. Obama’nın muhaliflerle, ABD Genelkurmay
Başkanı ile toplantı yaptığı gün, İran’da Kasım Süleymani ile
oradaki Kürt muhalif gruplarla manidar bir fotoğraf verdi. Kimse
bunun üzerinde durmuyor ama siz hala 200 tane komik peşmerge
gidecek, IŞİD mahvolacak diye soru soruyorsunuz. Kasım Süleymani
burada ne yapıyordu, Obama ne yapıyordu? Bölgedeki gerçek
aktörlerin ne yaptığına bakmak lazım.
İRAN FAKTÖRÜ
İran diyor ki, “Ben bölgede önemli bir aktörüm ve bu
şekillenmede söz sahibiyim” diyor. Ama her ne kadar
Cumhurbaşkanı biraz riski kendi üzerine çekse de Türkiye’de siyasi
iktidar maalesef yalpalıyor. Türkiye lehine bir siyaset ortaya
koymuyor. İran, seçilmiş Devlet Başkanı'nın değil İran’ın milli
menfaatleri doğrultusunda bir siyaset izliyor. Oysa ki Türkiye
komik işlerle uğraşıyor. Bu çok tehlikeli, bölge için. Burada
eskiden beri bölgenin güçlü ülkeleri olarak, Türkiye ve İran bir
dengedir. İran hala gücünü korurken sen Türkiye’yi bocalatır,
destabilize edersen, bu tehlike getirir.
İRAN NE İSTİYOR?
Suriye’nin kuzeyinde de, Irak’ın tüm bölgelerinde de daha etkin
olmak istiyor. Sadece Şii bölgesinde değil, işte Kasım Süleymani
bölgedeki önemli Kürtleri yanına alıyor, onlarla görüntü veriyor.
Sen Hakan Fidan’ı ancak Ankara’da görüntülüyorsun ama Kasım
Süleymani sahada görüntü veriyor. Buna dikkat çekiyorum. IŞİD
geçici bir araçtır. İran kalıcı bir aktördür. Somali’de korsanlar
vardı, onlar Afrika’daki hidrokarbon yataklarının 21’inci yüzyıla
göre şekillenmesinin bir parçasıydı. İstenen şekillenme tamamlandı,
unuttuk. IŞİD de öyle bir şeydir, günü geldiğinde unutulacak. Ama
İran kalacak. İran çok disiplinli gidiyor. Türkiye aynı performansı
göstermiyor.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Eğer İran’ın bir nükleer güce ulaşma ihtimali varsa, Türkiye’nin de
nükleer güce sahip olmak gibi bir yükümlülüğü vardır. Bu yüzden
diyorum, bu bir siyaset savaşı. Birileri yapay bir Kürt devleti
oluşturmak istiyor. Birileri Sykes-Picot’un 100’üncü yılında bir
Sünni devlet oluşturmaya çalışıyor. Emperyal zihinli devletler
kendilerini yükümlü hissediyor ve yeni bir şekillenme yapmak
istiyor. Bu da bir Şii, bir Sünni, bir de Kürt devleti kurulması.
Burada da yine Kürt devletine takılıp, itiraz ediyorum. Çünkü
mesela Şii devleti, mezhep temelli ama içinde her tür etnik unsur
olabilir. Sünni de yine mezhep, din temelli olabilir ama farklı
etnik özelliklerden olabilir. Ama Kürt dediğin yerde, ırkçılık
yapıyorsun ve etnik ırk temelli devlet yapmaya çalışıyorsun. Bunlar
21’inci yüzyılda tehlikeli akıllardır, bunlardan vazgeçilmesi
lazım.