KKTC, Rumlara karşı dik duracak
Abone olTürkiye ve KKTC, "Kıbrıs sorunu" için çözümden yanaydı. Soyer'in ek protokol için yaptığı açıklama, şu anki durumu özetledi.
KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Türkiye'nin Gümrük Birliği Ek
Protokolü'nü imzalamasının ''beklenen bir gelişme'' olduğunu
söyledi. Soyer, yayımlanan deklarasyonun, ''Türkiye'nin, 1960
Garanti ve İttifak antlaşmalarıyla doğan hak ve yükümlülüklerine
sahip çıktığını, Kıbrıs Türk halkının 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'ni
oluşturan eşit ortaklık haklarından asla geri çekilmeyeceğini
vurguladığını'' belirtti. Başbakan Soyer, Türkiye'nin Gümrük
Birliği Ek Protokolü'nü imzalaması ve deklarasyonla ilgili basına
yaptığı açıklamada, ''Protokolün imzalanması öncesinde Türkiye ile
yaptıkları görüşmelerde görüşlerini ilettiklerini'' ifade ederek,
protokolün imzalanmasının beklenen bir gelişme olduğunu belirtti.
''En fazla tartışılan konulardan birinin şu anda gasp edilmiş
durumda olan 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni' Türkiye'nin tanıyıp
tanımayacağı konusunun olduğunu'' belirten Soyer, ''Türkiye
yayınladığı deklarasyonda açık ve net bir şekilde ifade ettiği
gibi, şu andaki 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni' tanımadığını ilan etmiş
durumdadır'' dedi. Türkiye'nin deklarasyonda, Kıbrıs Türk halkının
ve Türkiye'nin de desteklediği BM çözüm sürecine bağlı olduğunu
yeniden teyit ettiğini kaydeden Soyer, ''Dolayısıyla Türkiye'nin,
deklarasyonda, Kıbrıs Türk halkının referandumda yansıttığı Kıbrıs
sorununun çözümü yönündeki siyasi çizgiye destek verdiğini dünyaya
duyurduğunu'' söyledi. Deklarasyonda üzerinde durulacak esas
konunun tanınma veya tanımama unsurunun olmadığını ifade eden
Soyer, Kıbrıs Türk halkına, Türkiye kamuoyuna ve Kıbrıs Rum
tarafına çağrıda bulunarak, ''Bundan sonra üzerinde durulması
gereken esas konunun deklarasyonda ifade edilen konuların ileriye
götürülmesi olduğunu ''kaydetti. Soyer, Türkiye ve KKTC'de
toplumsal enerjinin çözüm olgusuna yönlendirilmesi gerektiğini
belirterek, Türkiye'nin AB'ye üye olma sürecinin, Kıbrıs Türk halkı
tarafından yürekten desteklendiğini vurguladı. ''AB ADIM ATMAK
ZORUNDA'' AB'nin kendi iç sorununu çözmeyen bir ülkeyi üye
yaptığını ve bu nedenle, çözüm yönünde büyük irade ortaya koyan
Kıbrıs Türk halkının varlığına dönük haksız pozisyonları giderilmek
yönünde adım atmak mecburiyetinde olduğunu kaydeden Soyer, ''AB'nin
demokratik ilkelerinde elinde güç bulunduranın bir başka halka
dayatma kültürü yoktur'' dedi. Kıbrıs Türk halkının toplumsal
varlığı ve kimliğiyle genişleme süreci içine dahil edilmesi
gerektiğini vurgulayan Soyer, KKTC'ye uygulanan izolasyonların
kaldırılması gerektiğini söyledi. Kıbrıs Rum halkı ve Rum siyasi
liderliğine de çağrıda bulunan Soyer, ''AB'nin üyelik olgusu
avantajını kullanarak, Türkiye'nin kendilerini bütün Kıbrıs'ın
hükümeti olarak tanıma sendromundan kurtulmaları gerekmektedir''
diye konuştu. ''ÇÖZÜME YOĞUNLAŞSINLAR'' Rumların, Türkiye'nin
kendilerini siyasi anlamda tanıma yönündeki uğraşlarının Kıbrıs'a
çok büyük zarar verdiğini kaydeden Soyer, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin kendilerini bütün Kıbrıs'ın hükümeti olarak boş yere
tanıma gayretine gireceklerine bir an evvel Kıbrıs'a kalıcı ve
karşılıklı kabul edilebilir, BM'nin çizdiği çerçevede ve halkımızın
da iradesiyle desteklediği bir çözüme kendilerini
yoğunlaştırsınlar. Dolayısıyla Kıbrıs'ta sürekli olarak tek yanlı
kazanç elde ederek atılacak her adımın yarın doğacak büyük
felaketlerin başlangıcı olduğunu unutmamaları gerekmektedir.''
''KKTC ve Türk hükümetlerinin kararlı ve dürüstçe sergilediği temel
noktanın deklarasyonda yansıtıldığını'' belirten Soyer, ''bu
noktanın, Türkiye'nin limanlarını ve hava sahasını Kıbrıs Rum
bandıralı uçak ve gemilere açmayacağının ifade edilmesi olduğunu''
söyledi. Deklarasyonda diğer bir önemli noktaya daha işaret eden
Soyer, Türkiye'nin deklarasyonda 1960 Garanti ve İttifak
Antlaşmalarıyla ortaya çıkan hak ve yükümlülüklerine sahip
çıktığının altını çizdiğini belirtti. Soyer, ''Kıbrıs Türk halkı
olarak da biz ve herkes bunu bilmelidir; 1960'da Kıbrıs
Cumhuriyeti'ni oluşturan eşit ortaklık hakkımıza dayalı bir siyasi
duruştan asla geri çekilmeyeceğiz. Bunu bütün dünya bu noktada
bilmelidir. Bulunacak çözümde Kıbrıs Türk halkının dayandığı temel
1960'ın kurucu eşit toplumu olduğu realitesidir'' dedi. YARALANAN
ASKERLERE ACİL ŞİFA MESAJI Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO)
kışlasında, eğitim tatbikatı sırasında bir havan mermisinin
patlaması sonucu yaralanan 18 RMMO askerine acil şifalar dileyen
Soyer, ''Kıbrıs'ta karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşma işte
bunun için gereklidir'' dedi. Soyer şöyle konuştu: ''Kıbrıs'ta
karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşmaya bir an evvel ulaşmak, bu
topraklarda hiç bir Kıbrıslı Türkün ve hiçbir Kıbrıslı Rum'un veya
Yunanistanlı, Türkiyeli herhangi bir insanın asker veya sivil
kanının akmaması için bu antlaşma gereklidir.''
TARBZONSPOR-ANORTHOSİS MAÇI Trabzonspor-Anorthosis Şampiyonlar ligi
ön eleme 2. tur rövanş maçına davet alıp almadığı yönünde bir
soruyu karşılık Soyer, maç için bir davetiye almadığını, ancak bir
davet gelmesi durumunda değerlendireceğini söyledi.
Anorthosis-Trabzonspor maçını kısmen televizyonda izlediğini
belirten Soyer, ''Güney Lefkoşa'da oynanan maç esnasında
tribünlerde sergilenen Yunan bayraklı şovenist şovun Kıbrıs Rum
toplumu içerisinde kabaran milliyetçi dalganın ne kadar yanlış
noktada geliştiğini gösteren açık bir örnek olduğunu'' söyledi.
Kıbrıslı Rum demokratlara ve barışseverlere seslenen Soyer,
''Fanatizmin ve bunu futbolda holiganlığa kadar götürmenin hiçbir
insana, hiçbir topluma, hiçbir ulusa faydası yoktur'' dedi.
Kıbrıslı Rum Themis Themistokleus'un AB Komisyonu'nun ''Kıbrıs''
temsilciliğine atanmasıyla ilgili bir soru üzerine de Başbakan
Soyer, ''bunun, Kıbrıs sorununa çözüm getirilmeden tek yanlı üye
olmasının getirdiği temel bir yanlışlıktan kaynaklandığını'' ifade
etti.