Kızıltepede oyun iddiası
Abone olKızıltepe davasında sanık polislerin avukatları Türkiye'de oyun oynandığını savundu.
Mardin'in Kızıltepe ilçesinde Ahmet Kaymaz ile oğlu Uğur
Kaymaz'ın öldürülmesinden sorumlu oldukları iddia edilen 4 polisin
yargılandıkları davanın sanık avukatlarından Veysel Güler, ''Göz
göre göre ülkemizde bir takım oyunlar oynanıyor, senaryolar
düzenleniyor. Bunlar birileri tarafından korunup kollanıyorlar.
Arkalarında birilerinin olduğu kesin'' dedi.
Avukat Güler, duruşmadan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada,
dosyanın içerisinde herhangi bir şekilde sanıkların aleyhine
gelişen durumun söz konusu olmadığını belirtti. Bu davada ileri
sürülen hususların tamamıyla maddi vakalara aykırı olduğunu
söyleyen Güler, şöyle konuştu:
''Olayın hem iç hem de dış boyutu var. Dışarıdan gelen
milletvekilleri, Avrupa'dan gelen avukatlar teröristlerle ilgili
davalarda mutlaka müdahil oluyorlar, izliyorlar, davaları takip
ediyorlar. Ancak bir asker, polis öldürüldüğünde bunların davasında
yargılanan teröristlere, davalarına ilgi göstermiyorlar.''
Türkiye üzerinde göz göre göre bir takım oyunların oynandığını,
senaryolar düzenlendiğini savunan Güler, ''Bunlar birileri
tarafından korunup kollanıyorlar. Arkalarında birilerinin olduğu
kesin. Bu tür davalarda güdülen amaç sadece meydana gelen olayın
yargılaması değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yargılaması
gibi değerlendiriliyor. Ortaya atılan iddialar genellikle davanın
dışında bir takım hususlar'' dedi.
''AMAÇ GÜVENLİK GÜÇLERİNİ SİNDİRMEKTİR''
Davanın Bakanlıklara veya bununla ilgili kurumlara, devletin diğer
organlarına karşı yapılan saldırılar, atıflar ve hücumlarla
geçtiğini iddia eden Güler, şunları kaydetti: ''Davanın konusu
nedir? Meydana gelen bir hadise vardır. 2 kişi gece karanlığında
çıkmıştır, polislerle karşılaşmışlardır. Silahlı bir çatışma
meydana gelmiş ve bu çatışmada ölmüşlerdir. Bu gayet doğal. Ama
buna benzer teröristlerin öldürüldüğü davalarda belirli bazı
kesimler olayın üzerine yoğunlaşmakta, takip etmekte ve güvenlik
güçlerini sindirip yıldırmak istemektedir. Amaç sadece budur.'' PKK
teröristlerinin ya da ülkeyi bölmeye, parçalamaya yönelik kişilerin
hepsinin ortak amacının güvenlik güçlerini yıldırmak ve sindirmek
olduğunu belirten Güler, ''Bu dava 3-4 celse daha uzayacak. Bir
takım kanıtların, raporların gelmesi, her duruşmada bir takım
iddiaların ortaya atılması bunu gösteriyor. Davanın uzatılması da
maksatlıdır. Bunun arkasında da, 'Dava, ceza yargılamasında tek
celse esasına dayanır. Türkiye Cumhuriyeti yargıyı uzatmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidelim tazminat alalım' gibi
amaçlar vardır'' dedi.
Güler, davalarında haklı olduklarını ve davayı uzatma yönünde
çabalarının bulunmadığını bildirerek, şöyle devam etti: ''Burada
yargılanan polisler görevlerini yapmışlardır. Kimseyi tanımazlar,
bilmezler. Gece vakti meydana gelen hadisedir. Ama burada farklı
amaçlar güdülmektedir. Bu tuzaklara da ne mahkemenin ne de
kamuoyunun düşeceğini düşünmüyoruz. Her gün 3'er 5'er şehit
veriyoruz. Bu olayların hiçbiri dile getirilmiyor davanın
içerisinde. Ama bunun tersi söz konusu olsaydı, o insanların
hepsini yargının önünde görecektiniz.''
''KAFAMDA SORU İŞARETİ OLUŞUYOR''
Kaymaz ailesinin avukatlarından Kemal Aytaç ise, Adalet
Bakanlığının bu mahkemeye tezkere gönderip davaya katılan
avukatların listesini istediğini, 20 yıllık avukatlık hayatında
böyle bir dava görmediğini bildirdi. ''Adalet Bakanlığının nesine
gerek bu avukatların listesini istemek. Biz bu ülkede savunma
görevi yapıyoruz. Bilinen insanlarız. Kapalı bir iş de görülmüyor''
diyen Aytaç, şunları söyledi: ''Adalet Bakanlığı bir sicil mi
tutuyor. Eğer böyle bir sicil tutuyorsa ülkedeki tüm davaları
izleyip avukatların listesini istemeli. Niye istiyor, belli değil.
Mahkeme de avukatların listesini yapmış ve Adalet Bakanlığına
göndermiş. Kafamda soru işareti oluşuyor. Dolayısıyla bu, yargı
bağımsızlığını baskı altına alan yanlış bir olay. Bunu mahkemede de
söyledim, esefle karşıladığımızı. Mahkemeye, 'Bu olayı Adalet
Bakanlığından, niye istediğini sorun' dedik.''
''ZANLI NE ŞEKİLDE ÖLDÜRÜLDÜ BİLEMİYORUZ''
Kaymaz ailesinin avukatlarından Hüseyin Cangir de, polis
kamerasının görüntülerinin bulunduğu CD'lerin izlendiğini ve
anlatıldığı gibi olayın ani gerçekleşmediğinin görüldüğünü
savunarak, olayın en az 24 saat öncesinde söz konusu evin
gözlendiğini ve ölüm olayının ani gelişen bir olay olmadığını iddia
etti. ''Zanlı ne şekilde öldürüldü bilemiyoruz. Özellikle CD'de
maktullerin pozisyonları ve üzerlerindeki terliklerin de düşmemiş
olmaları çok dikkat çekici'' diyen Cangir, şunları kaydetti:
''Çünkü savunma tarafı iki kesimin de çatışmaya girdiklerini
söylemişti. Çatışmanın 6 metrekarelik alanda meydana geldiği,
çatışmanın ortasında tankerin olduğu biliniyor. CD izlendiğinde bu
tankerde herhangi bir kurşun izi olmadığı belirlendi. Bu görüntü
olaydan 2 saat sonra çekilen olay yerine ilişkin bir CD'dir.
Kaymaz'ların bölgesel giyim tarzından yola çıkılarak örgüt üyesi
oldukları ortaya konmaya çalışıldı.
Çok dikkat çeken konu ise eski DEP Milletvekili Mehmet Sincar'ın
öldürülmesi dahi orada aleyhte delil olarak savunma tarafından
kullanıldı. Kesinlikle bu kabul edilecek durum değildir. Mehmet
Sincar'ın Hizbullahçı kontrgerillalar tarafından öldürüldüğü
ortadadır. Bu ortaya çıkmıştır. Tüm bunlara rağmen, olay yerinde
bulunan yerel giysiler ve Mehmet Sincar'ın fotoğrafının örgüt
üyeliği olarak değerlendirilmesi hukuka ve adalete uygun
değildir.''