Atomik Bilimciler Bülteni’nin Washington, D.C.’deki saatin yelkovanını ayarlaması bekleniyor. Bu saat dünyanın nükleer silahlara, iklim değişikliğine ve yeni teknolojilere karşı ne kadar zayıf olduğuna göre ayarlanıyor. Yeni tarihi Amerika saatine göre Salı günü 13.30’da açıklayacaklar. Amerika Dış İşleri Bakanı George Shultz, Savunma Bakanı William Perry ve Kaliforniya Valisi Jerry Brown yeni tarihin açıklanmasının ardından Stanford Üniversitesi’ndeki tartışmaya katılacak. Yelkovan her yıl yeniden ayarlanıyor. Ancak ayarlamalar sırasında yelkovan sabit tutulabiliyor veya ters yöne de hareket ettirilebiliyor. 2010’da bilimciler, Amerika ve Rusya arasındaki nükleer anlaşma ve küresel sıcaklığı sınırlandırma görüşmelerinden sonra yelkovana bir dakika daha eklemişlerdi. Bu yıl Amerika, Rusya ve Kuzey Kore’nin arasında oluşan gerginliğin saate de yansıması bekleniyor. Atomik Bilimciler Bülteni 1945’te Şikago Üniversitesi tarafından, ilk atomik silahları geliştiren bilim insanları tarafından kuruldu. Bu saat iki yıl sonra, kıyameti temsilen inşa edildi. Saati ileri-geri oynatma ya da sabit bırakma kararı bültendeki bilim insanları ve fizikçi, çevreci bilim insanlarından oluşan bir güvenlik kurulu tarafından veriliyor. Saatin gece yarısına en yaklaştığı tarih 1953’te 11.58’di. Bunun sebebi ise Sovyetler Birliği’nin hidrojen bombası denemesi ve Amerika Birleşik Devletlerinin buna başka bir deneme ile cevap vermesiydi. KUR'AN-I KERİM'DE KIYAMET GÜNÜ NE ZAMAN? Ve: "Eğer gerçekçiyseniz bu vaad ne zaman olacak?" diyorlar. De ki: "Size vaad edilen öyle bir gündür ki, ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz." (SEBE/29-30) Yaklaşan yaklaştı. Onu Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur. (NECM/57-58) (Onlar): "Doğru iseniz bu tehdit ne zaman olacak?" diyorlar De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." (MÜLK/25-26) Sana o kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye. Sen nerde, onu anlatmak nerde? Onun son ilmi Rabbine aittir. (NAZİ'AT/42-44) İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'ın nezdindedir. Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur." (AHZAB/63) Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın şanı yücedir. Kıyâmet saatinin bilgisi de yalnız onun yanındadır. Siz sadece O'na döndürüleceksiniz. (ZUHRUF/85) Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. (A'RAF/187) Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne varsa (erkek veya dişi oluşunu, renk ve özelliklerini) O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır. (LOKMAN/34) Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur. (NEBE/17) Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a aittir. Kıyametin kopuşu yalnız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değildir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. (NAHL/77) KIYAMET NASIL KOPACAK? Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı, Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman. O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır. (ZİLZAL/1-5) Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman, İşte o gün olacak olur. O gün gök yarılmış, sarkmıştır. (HAKKA/13-16) O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz. Gök de açılmış, kapı kapı olmuştur. Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur. (NEBE/18-20) Dağlar serpildikçe serpildiği Dağılıp toz duman haline geldiği (VAKİ'A/5-6) O gün gök erimiş bir maden gibi olur. Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur. (MEARİC/8-9) Göğü, kitab dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi, katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu biz bunları yaparız. (ENBİYA/104) (Ey Muhammed!) Sana dağlar(ın kıyametteki durumunu) sorarlar, de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak. Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak. Orada ne bir çukur, ne de bir tümsek göreceksin." (TAHA/105-107)