Kirlilik oranı 20 yıl öncesine göre azaldı
Abone olKaradeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Coşkun Eruz, Karadeniz’in 20 yıl öncesinde dah...
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri
Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Coşkun Eruz, Karadeniz’in 20 yıl
öncesinde daha çok kirlendiğini ancak gelişen teknolojiyle birlikte
yapılan modern tesisler sayesinde bugün bu kirlilik oranının
azaldığını söyledi.
Karadeniz’in kirliliğinin en çok irdelenen çevre konularından biri
olduğuna dikkat çeken Erüz, ”Karadeniz’in kirliliği çok irdelenen
bir konu. Karadeniz kirletiliyor. Karadeniz; Orta Avrupa, Anadolu,
Kafkaslar, Rusya gibi büyük bir coğrafyanın taşıdığı akarsuların
boşaldığı yarı kapalı bir havuz. İstanbul Boğazı ve Çanakkale’nin
dışında büyük denizlerle bir alakası yok. Toplam su kütlesinin
yüzde 10’u bizim balıkçılık veya canlı organizmaların yaşadığı ve
bizimde faydalandığımız bir deniz. Karadeniz’i kirletip
kirletmememiz genellikle tartışılıyor. Karadeniz belki de 20 yıl
önce daha çok kirletiliyordu. 20 yıl öncesinde Doğu bloku ülkeleri
komünizmin çökmesi sonrasında hemen hemen sanayide çöktü ve yeni
sanayi tesisleri oluşturulurken, bu sanayi tesislerinin büyük bir
kısmı daha modern daha az kirleten tesisler yapıldığı için bugün
Kuzey’den gelen kirlilik oransal olarak çok azaldı. Miktar olarak
fazla gözükse de oran olarak azaldı. Son yıllarda alınan
tedbirlerle birlikte denizlerdeki kirlilik oranları azaldı. Bizim
balıkçılık yaptığımız ve bizim yüzdüğümüz sahaları bizim etkileyen
Karadeniz’deki durum nedir diye baktığınız zaman bizim tabi Tuna
ile kıyaslanabilecek bir kirliliğimiz olmuyor” dedi.
YAYLALARDAN KARADENİZ’E KİRLİLİK
Kirliliğin kaynağının insan olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Coşkun
Erüz, yaylalarda atılan ambalajların önce dereye sonra da
Karadeniz’e ulaşarak kirliliği artırdığını ifade ederek “Son
yıllarda katı atık kirliliği dediğimiz uzun süre dayanabilen
parçalanmayan ambalajlar, plastik kökenli olmak üzere Karadeniz’de
çok büyük bir kirlilik ortaya çıkartıyor. Yapılan bir çalışma
sonucu Okyanus’ta 3 ada büyüklüğünde bir çöp oluştuğu ortaya çıktı.
Plastikler parçalandığında küçük organizmaların içine giren bir
kirlilik oluşturuyor. Pek çok canlının besini haline gelmeye
başlıyor. Canlılar bunları tüketemedikleri için açlıktan ölüyorlar.
Balıkların midelerinde bile katı atıkları bulundu bunların hepsi
tespit edildi. Kirliliğin kaynağı tabi ki insandır. Karadeniz’deki
yaylalarda ambalaj atığını işimiz bittiğinde nereye atıyoruz hemen
yayladaki evimizin yanında dereye atıyoruz. Dereden 50 kilometre
sürüklenerek Karadeniz’e boşalıyor. Kıyılarda katı atık
kirliliğinin olmadığı hiçbir yer yok. Sebebi biziz" diye
konuştu.
Denizlerdeki bir başka kirlilik sebebinin tarımsal kaynaklı
gübrelerin bilinçsiz kullanılması olduğuna dikkat çeken Erüz,
açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Tarımsal kaynaklı gübrelerin bilinçsiz kullanılması sonucu fazla
kullanılıp yer altı sularına karışması, o sulardan süzülüp dere
yataklarına oradan denize gitmesi sonucu bunun son yıllarda
Karadeniz eko-sisteminde ciddi değişime neden olduğu uzmanlardan
tarafından söyleniyor. Karadeniz’de balık ne durumda diye bir yorum
yapılamıyor. Çünkü biz besin zinciri dediğimiz en alttaki
organizmadan başlayarak balığa kadar gelen süreçteki sistemi çok
iyi takip edemiyoruz. Yapılan tahminleri de tam olarak
tutturamıyoruz. Çalışmalar devam ediyor, özellikle son 1-2 yıldır
ciddi çalışmalar yürütülüyor.”
(İHA)