Kırgızistan bugünlerde tam anlamıyla bir kaos yaşıyor. Bu ülkede
neler oluyor? Şimdiye kadar stratejik kozlarıyla övünen ülkeyi
gelecekte nasıl bir gelişme bekliyor. Uluslararası İlişkiler ve
Stratejik Araştırma Merkezi Turksam Başkanı Sinan Oğan, yeni
makalesinde Orta Asya'nın öte ucundaki Kırgızistan'ı mercek altına
alıyor:
İşte uzman gözüyle Kırgızistan:
Bir dönem Orta Asya’da demokrasi adası olarak anılan, 2005 yılında
bölgedeki Turuncu Devrimlerin son durağı olan Kırgızistan yeni bir
devrimin kucağında gibi gözükmektedir.
Diğer Orta Asya cumhuriyetlerinden farklı olarak petrol ve doğalgaz
kaynaklarına sahip olmayan, ancak stratejik su kaynaklarına ve
Rusya ile Çin’in kesiştiği noktada bulunan Kırgızistan’da yaşanan
gelişmeler “olağanüstü” olarak adlandırılabilir.
Uzun bir süreden beri Kırgız muhalefeti giderek artan bir
tempoda rahatsızlıklarını dile getirmekte ve Halk Kurultaylarını
toplayacaklarını ifade etmekteydiler. Ancak kendisi de Turuncu
Devrim ile Askar Akayev’i devirerek iktidara gelen Kurmanbek
Bakiyev bu tür itirazların sonucunun nereye varacağını gayet iyi
bilen liderlerden birisidir. Bu sebeple de muhalefet gösterilerine
hiçbir şekilde izin vermemekteydi. Ancak Bakiyev’in bütün
tedbirlerine rağmen göstericiler Başkente yakın Talas kentinde
büyük bir gösteri yaşandı ve göstericiler kenti ele geçirdiler.
Ancak hükümet kuvvetlerinin karşı taaruzuna rağmen gösteriler
Başkent Bişkek’e kadar yansımıştır. Göstericiler ile hükümet
güçleri arasında çatışmalar yaşanırken Başbakan Birinci Yardımsı
Akılbek Japarov göstericiler tarafından rehin alınmış durumda.
Göstericiler devlet televizyonunu da ele geçirmiş durumdalar.
Ülkede çok sayıda muhalefet lideri ve muhalif aktivistler gözaltına
alınırken Hükümet olağanüstü hal ilan etti, ancak göstericiler geri
adım atmıyor. TÜRKSAM’ın Kırgızistan’daki kaynakları stratejik
noktalara ve göstericilerin bulundukları yerlere çok sayıda askeri
birliğin gönderildiği haberini ve ölü sayısının basına yansıyandan
daha fazla olduğu haberini almıştır.
Kırgızistan’ın en büyük stratejik kozu onun stratejik konumu
iken, yine en büyük yumuşak karnı da onun jeopolitik konumudur. ABD
dış politikasında Güney Asya-Avrasya ekseni, daha doğrusu Çin’i
çevreleyen bölge ön plana çıkarken, Kırgızistan ABD, Rusya ve Çin
arasında daha fazla sıkışmaya başlamıştır. Başlangıçta ülkesinde
hem Rus ve hem de ABD üssünü aynı anda barındıran Kırgızistan
geçtiğimiz yıl Şanghay İşbirliği Örgütü üyelerinin baskısıyla ABD
üssünü çıkarma kararı almış, ancak geçtiğimiz günlerde yeniden ABD
üssüne izin vermişti. Bakiyev ABD üssünü çıkarma karşılığı
rusya’dan 2 milyar dolar kredi almıştı. Ancak geçtiğimiz aylarda
ABD üssüne izin vermekle ABD’den yüklü bir miktar kira almış
durumdadır. Elbette ki, bu durum Kırgızistan’daki olaylar ile
ilintilendirilebilir. Muhakkak ki, bu durumla da ilgisi vardır.
Daha önceki Turuncu Devrimlerin arkasında açık bir şekilde ABD’yi
görmek mümkündü. Yine karşı devrim önleme çalışmalarında da Rusya
ön plana çıkıyordu. Bu defaki gösterilerin ve darbe girişiminin
arkasında net bir yabancı gücü şimdilik açıkça görmek pek mümkün
değildir. Elbette ki, her kes geçtiğimiz yıllardaki devrimlerden
ders almış, dersini iyi çalışmıştır. Ancak yine de şimdilik ilk
gelen bilgilerden gözüken Kırgızistan’daki iç faktörler de bu
gösterilerin ana sebeplerinden birisidir.
ABD tarafından desteklenerek iktidara gelen, kısa bir süre
sonra Rusya ve Çin saflarına katılan, ama son günlerde yeniden ABD
ile yakın ilişkiler içerisine giren bir lider protresi çizmekteydi
Bakiyev. Bir devrim ile iktidara gelen, ekonomik refah, daha fazla
demokrasi ve yolsuzluklarla mücadele vaadiyle gelen Kurmanbek
Bakiyev’in ekonomik göstergeler açısından Akayev döneminin bile
gerisine düşmesi, yolsuzluklarla etkin mücadele edememesi ve kendi
siyasal klanını oluşturması sebebiyle öncelikle beraber yola
çıktığı ekip ile ters düştü ve ardında da ülkede ciddi sosyal ve
siyasal itirazlar ile karşılaştı. Bakiyev’in bu sorunlarla
mücadelede izlediği yolun reformlar yerine bastırma taktiği olması
da kendisi Bakiyev’in devirdiği Askar Akayev’in hatalarının
neredeyse aynısını yaptığı görülmektedir. Akayev için devlet
mülkiyetini çocuklarının üzerine geçirdiği iddiaları vardı. Şimdi
aynı iddialar Bakiyev için söylenmekte ve Bakiyev’in oğlunun bir
kısım devlet mülkiyetini gayri kanuni bir şekilde üzerine aldığı
suçlamaları yapılmaktadır.
24 Mart 2005 tarihinde yaşanan devrimde de görüldüğü gibi
Kırgızistan’da halk hareketleri çok hızlı ve kanlı olabilmektedir.
Ülke coğrafik olarak iki bölüme ayrılmıştır. 2005 yılı devriminde
hareket Güneyden başlamış ve Kuzeyi de etkisi altına almıştı. Şimdi
itiraz mitinglerinin Kuzeyden Talas bölgesinden başladığı
görülmektedir.
Ülkede durum kontrol altına alınamamaktadır. Ölü sayısının
basına yansıyanın ötesinde olduğu duyumunu almaktayız.
Göstericilerin de parlamento binası başta olmak üzere bazı hükümet
binalarını ele geçirdiği bildirilmektedir. Yine bazı illerin
yönetiminin de (Talas, Narın, Tokmak, Issık Köl, gibi)
göstericilerin tarafına geçtiği haberleri de gelmektedir.
Baskılara dayanamayan hükümet muhalif lider Atambayev’i serbest
bırakmak zorunda kaldı. Muhalefet liderleri 50 civarında ölü
olduğunu ifade etmektedirler.