Kim bu polis müdürü Yurt Atayün?
Abone olEski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün sorgusuna başlandı. Peki kim bu Atayün?
Emniyet içindeki paralel yapılanmaya yönelik operasyonda
ismi en çok konuşulanlar arasında yer alan Atayün
kim?
Atayün'ün arkadan kelepçelenmesi tepki çekmişti. kif
Beki, bu uygulamayı, 'Atayün'ün kendisinin istediğini' yazmıştı.
Radikal'e konuşan Atayün'ün avukatı ise iddiayı
yalanlamıştı.
Ancak Atayün hakkındaki iddialar bununla sınırlı değil. Kilit isim Ergenekon davası sürecinde tartışılan olaylarda adı sıkça geçenler arasındaydı.
Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında aktif rol alan eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün, tutuklanması istemiyle mahkemeye sevkedildi. Aydınlık'tan Sezim Özadalı, hedefteki Atayün hakkındaki iddiaları ve suçlamaları okurlarına aktardı. İşte o yazı:
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün görevdeyken
Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının temellerini attı. Wikileaks
belgelerine göre, Emniyet yetkilileri 2008 yılında 21 Kasım günü
Amerikan Büyükelçiliği’nde Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bir
brifing verdi.
ZİRVE’DE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANDILAR
Ergenekon soruşturmasını yürüten F-Tipi örgütteki polislerin
oluşturduğu brifing ekibinin başında Yurt Atayün yer aldı.
Brifingin de Emniyet Genel Müdürlüğü’nden izin alınmadan yapıldığı
belirtildi.
Malatya’daki Zirve Yayınevi davasında yargılanan subaylar Abdullah
Atılgan, Haydar Yeşil, Murat Göktürk ve Mehmet Çolak, Ali Fuat
Yılmazer ve Yurt Atayün’ün de aralarında olduğu 9 polis hakkında
şikayette bulundu. Tutuklu subaylar Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne
yaptıkları başvuruda soruşturma aşamasında İstanbul İstihbarat ve
TEM Şube Müdürlüğü’nde görevli personelin usulsüz raporlar ve
tutanaklar hazırladıklarını kaydetti. Şikayetler Emniyet Genel
Müdürlüğü tarafından dikkate alındı ve Teftiş Kurulu Başkanlığı’na
soruşturma talimatı verildi. Görevlendirilen 2 polis başmüfettişi
iddiaları tek tek inceledi. Yapılan inceleme sonucunda görevin
kötüye kullanıldığı tespit edildi.
ALİ TATAR’IN YAKALANMASINI İSTEDİ
Poyrazköy davasıyla birleştirilen Amirallere suikast soruşturması
kapsamında tutuklanan Deniz Yarbay Ali Tatari tahliyesi üzerinden
48 saat geçmeden 18 Aralık 2009’da yakalama emri çıkarıldı. Tatar
ise bu hukuksuzluğa isyan ederek 19 Aralık 2009’da hayatına son
verdi. Atayün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Tatar’la ilgili
yazdığı 3 sayfalık Tespit Tutanağı’nda şu ifadelere yer
KIRIK DVD’Yİ KOPYALADILAR
Ergenekon davasının ana delillerinden sayılan 51 No’lu DVD’nin adli
emanette kırıldığı 11 Kasım 2009’da ortaya çıktı. Ancak DVD, Aralık
2009’da İstanbul Terörle Mücadele Şubesi tarafından kopyalandı.
Bu da CD’nin TEM tarafından özellikle mi kırıldığı sorusunu
akıllara getirdi. Ergenekon Mahkemesi, 13 Kasım 2009’da Emniyet’e
bir yazı göndererek DVD’nin imajını istedi. TEM de 11 Aralık
2009’da DVD’nin kopyasını mahkemeye gönderdi. Atayün bu çelişkiye
de şu savunmayla yanıt verdi: “Kopyalama işleminin
gerçekleştirildiği birim hizmetlerinde kullanılan çok sayıda
bilgisayar bulunması ve zaman içerisinde modernizasyon çalışmaları
kapsamında mevcut bilgisayarların değiştirilmiş olması dolayısıyla
DVD’nin hangi bilgisayarlarda kopyalandığı tespit edilememiştir.
Ayrıca DVD’nin, Nero Burning Rom programının hangi versiyon
numarası ile kopyalandığına ilişkin bir tespit yapılamamıştır.”
O kelepçe benim koçuma şereftir Sahur vakti paralel operasyonda gözaltına alınan eski İstanbul emniyet şube müdürü Yurt Atagün'ün kelepçelenmesi sonrası abisi, çok sert tweetler atmıştı. TIKLAYIN |
TGB’NİN ADI KUMPASI ÇÜRÜTTÜ
Atayün, Balyoz savcılarına 2006’da kurulan Türkiye Gençlik Birliği
(TGB) yerine 1997’de kurulan Türkiye Gençlik Birliği Derneği’nin
bilgilerini verdi. 2003’te yapılacağı öne sürülen darbe girişimde
2006 yılında kurulan TGB’nin adının geçmesi iddiaları çürüten ilk
tespitlerden biri oldu. Dava dosyasına gönderilen belgelere
bakıldığında ise Atayün tarafından yapılan kumpas açıkça görüldü. 9
Mart 2010’da İstanbul Terörle Mücadele Müdürlüğü, Ankara Emniyet
Müdürlüğü’ne yazı yazarak TGB hakkında bilgi istedi. 11 Mart
2010’da Ankara İl Dernekler Müdürlüğü’nden, Vali yardımcısı
Nurullah Naci Kalkancı imzasıyla Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bir
yazı gönderildi. Yazıda TGB değil, 1997’de kurulan “Türkiye Gençlik
Birliği Derneği” isimli başka bir dernekle ilgili bilgi verildi. 12
Mart 2010’da Ankara Emniyet Müdürlüğü, İstanbul TEM’e “Türkiye
Gençlik Birliği Derneği” hakkındaki bilgileri gönderdi. 29 Haziran
2010’da Atayün, Balyoz savcılarına TGB ile ilgili gönderdiği yazıda
TGB’nin 1997’de kurulduğunu bildirdi.
AVCI’NIN KİTABINI ‘ÖRGÜT DELİLİ’ YAPMIŞTI
Atayün, Hanefi Avcı’nın Emniyet içindeki F tipi örgütü anlattığı
“Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabının Ergenekon davası sanıkları
ile örgütsel irtibat olduğunu öne sürdü ve 20 Ekim 2010’da İstanbul
Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiği yazıda “Son dönemde ülkemizde
faaliyet yürüten yazılı ve görsel bazı yayın organlarında, Hanefi
Avcı’nın bahse konu kitabının, iddia olunan Ergenekon Silahlı Terör
Örgütü tarafından bir dezenformasyon faaliyeti kapsamında
yazdırılmış olabileceğine dair yayınların yapıldığı tespit edilmiş
olup; şüpelinin yazmış olduğu ‘Haliçte Yaşayan Simonlar’ isimli
kitabının bu kapsamda değerlendirilerek iddia olunan Ergenekon
Silahlı Terör Örgütü ile şüpeli arasındaki örgütsel irtibatı ortaya
koyacak delillerin toplanması konusunda yapılacak işlemin
bildirilmesi husunu arz ederim” ifadelerini kullandı.
‘BAVULU’ ATAYÜN SORUŞTURDU
Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’nun savcılığa bavulla
sunduğu “belgelerle” ilgili soruşturmayı da Yurt Atayün yaptı.
Baransu, kendisine bu belgelerin Taraf gazetesine gelen bir kişi
tarafından verildiğini ileri sürdü. Bu kişinin kim olduğunu tespit
etmek için bölgedeki MOBESE kameraları kontrol edildi. Ancak
bölgedeki tüm kameraların o gün arızalı olduğu “tespit edildi”.
Gazetenin yakınındaki HSBC bankasının kamerasından da görüntü elde
edilemedi.
ÇETİN DOĞAN’I HEDEF ALMIŞTI!
Balyoz davasından tahliye olan eski 1. Ordu Komutanı emekli
Orgeneral Çetin Doğan da yaptığı savunmalarda hep Atayün’e işaret
etti. Doğan savunmasında Atayün tarafından hedef alındığını şu
sözlerle anlattı: “Ergenekon davasını kurgulayanların bütün
gayretlere rağmen davanın sanığı yapılamadım. Bu gayretler gerek
Ergenekon iddianamesinde ve gerekse Balyoz iddianamesine dayanak
yapılan TEM Şube Müdürü Yurt Atayün ve arkadaşlarının hazırladığı
516 sayfalık ‘fezlekede’ bu yoldaki gayretler çokça görülüyor.
Ergenekon İddianamesinde hakkımdaki isimsiz, imzasız pehlivan
hikayesine benzeyen uzun bir ihbar mektubunun tamamı pasajlar
halinde serpiştirilmiş. Başka sayfalarda da şahısların yaptığı
telefon görüşmelerinde ismimin geçtiği bölümler iddianamede yer
alıyor.”