Kılıçdaroğlu’ndan Taksim tepkisi
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin, "Buranın anıları vardır, 34 kişi burada hayatını kaybetmiştir. Şimdi y...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs kutlamalarına
ilişkin, "Buranın anıları vardır, 34 kişi burada hayatını
kaybetmiştir. Şimdi yeniden yasak gelmeye başladı, neden? Olay
neden çıksın efendim? İnsanın kendi tarihine sahip çıkmasından daha
doğal ne olabilir?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında
yaptığı konuşmada, Yalova’daki seçimlerin iptal olmasına ilişkin
şunları söyledi: "Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimlerinden
birisi gerçekleşmiştir. Normal bir demokraside oy kullanan bir
vatandaş ’benim oyum çalınacak mı çalınmayacak mı’ diye bir kaygı
içine girmez. Başbakanlık koltuğunda oturan bir zat bir açıklama
yaptı. İnşallah önümüzdeki günlerde Yalova seçimleri de iptal
edilecek’ dedi. Hangi sandık güvenliğinden söz edeceğiz, hangi
anlayıştan? Eğer siz bir seçime müdahale ediyor, arkadan YSK bunu
onaylıyorsa bu seçimin güvenliği her yerde tartışılır. Kim ne
yaparsa yapsın, bir kişiyi seçtiniz ve belediye başkanlığı
koltuğuna oturdu, o kişiye sahip çıkın onun arkasında durun.
Oylarınızı satın almak için dünyanın parasını dağıtacaklar ama ben
Yalovalılara güveniyorum."
Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasına ilişkin şöyle konuştu:
"Dinlenmeyen ve dillendirilmeyen deliller var. 235 asker Anayasa
Mahkemesi’nin önünde. Dilekçelerini verdiler. 6 aydır adalet için
bekliyorlar. Geç gelen adalet adalet değildir. Sessiz Çığlık
eylemleri yapıyorlar, adalet aramak için. Sokaklara çıktılar,
adalet aramak için. O zaman Anayasa Mahkemesi’nin yapması gereken
birşey var, bu kararı hızlandırması gerekiyor. Bu yapıldığı zaman
bir başka rahatlama toplumda ortaya çıkacaktır."
Önümüzdeki günlerde 1 Mayıs kutlamalarının olacağını hatırlatan
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "1 Mayıs bütün dünyada çalışanların
ortak bayramı olarak kutlanır. Meydanlara çıkılır, gösteriler
yapılır, şiirler okunur. Herkes çıkar meydanlara. Bir bayram havası
içinde meydanlar süslenir. Bildiğimiz 1 Mayıs kutlamaları yapılır.
1 Mayıs 1977’de 34 yurttaşımız Taksim’de hayatını kaybetti. Bir
otelin üst katlarında yüzbinlerin üzerine kurşunlar atıldı.
Ezilenler oldu. 1 Mayıs’ın bu açıdan özel bir önemi var. Taksim’de
kutlamak istiyorlar, izin verilmedi. Askeri döneme gittiğimde Kenan
Evren ve arkadaşları 1 Mayıs’ı yasakladı ama bu ülkenin insanları
direndi. Biz Taksim’e gideceğiz ve 1 Mayıs’ı orada kutlayacağız’
dedi." Olaylar çıktığını, faturanın işçilere çıkmaya başladığını
anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ardından yasak
üzerine işçiler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme
kararını verdi, ’1 Mayıs’ta Taksim’de kutlama yapabilirsiniz.’
dedi. Buranın anıları vardır, 34 kişi burada hayatını kaybetmiştir.
Şimdi yeniden yasak gelmeye başladı, neden? Olay neden çıksın
efendim? İnsanın kendi tarihine sahip çıkmasından daha doğal ne
olabilir? Bugüne kadar 34 kişinin katilleri yakalanmadı. Hep üstü
örtülüyor. Bu anılmayacak da ne anılacak. Bizim çağrımız, bırakın
insanlar nerede kutluyorsa kutlasın. Herkesin bu konuda dikkatli
olmaya davet ediyoruz."
"BU HAFTA SORUŞTURMAYLA İLGİLİ GÖRÜŞMELER BAŞLAYACAK"
17 Aralık 2013 tarihinde bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna
tanık olunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her kuruşun hesabını halkına veren yönetime bakın her kuruşu nasıl
hortumlarım diyen bir yönetime bakın. Geldiğimiz nokta iç açıcı
değil. O dönemde de yolsuzluklar olmuştur, asla kimse
affetmemiştir. Yolsuzluğa bulaşanları Yüce Divan’a göndermiştir.
Onlara bugün ne iftiralar atıldığını biliyoruz. Onlar mütevazı
yaşadılar, kendilerini halka adadılar. 17 Aralık sürecinden sonra
soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının 4 bakanı nasıl
satın aldığını, rüşvetin nasıl çalıştığını gördük." 17 Aralık’ta
darbe yapıldı denildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle
devam etti: "Ne darbesi? Darbelerden büyük acı çekmiş bir siyasal
parti olarak söylüyoruz, hangi darbe, ne oldu bu ülke? Bir tarihe
bakmaları lazım bir de şimdiye bakmaları lazım. Onlar mı halktan
yanaydı, bunlar mı? Onlar mı Türkiye için çalışıyordu, bunlar mı
Türkiye için çalışıyordu. Madem ki ’Egemenlik Kayıtsız Şartsız
Milletindir’, o zaman milletimin düşünmesini isterim. Ben bütün
yurttaşlarıma sesleniyor, önce bunu vicdanlarımızda, tarihimizde
bir sorgulayacağız çünkü bu hafta soruşturmayla ilgili görüşmeler
başlayacak. Şimdi soruşturma komisyonları kurulacak."
"SAMİMİ SÖYLÜYORUM RIZA SARRAF’IN HEYKELİNİ DİKMEK LAZIM AMA BİR
HEYKEL YETMEZ"
17 Aralık operasyonunda gözaltına alınan ve daha sonra serbest
bırakılan Rıza Sarraf’ın bir televizyon kanalında yaptığı
açıklamaları değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Samimi
söylüyorum Rıza Sarraf’ın heykelini dikmek lazım ama bir heykel
yetmez. İkinci heykelin İçişleri Bakanlığı önünde olması lazım.
Böyle güzel bir heykeli olabilir. Tabi bir heykeli de Maliye
Bakanlığı önünde dikmemiz lazım. Madem ki cari açığı yüzde 15
kapatıyor, böyle bir adamı nasıl bulacaksınız. Maliye Bakanlığı
önüne heykelini dikeceksiniz. Üçüncü heykeli Başbakanlığın önüne
dikeceksiniz. Sarraf’ın elinde bir çikolata kutusu. Şimdi
parlatıyorlar, ’Rıza Sarraf şöyledir, böyledir, çok değerlidir’.
Son balkon konuşmasında Rıza Sarraf eksikti. Bence bakanların cari
açığını kapatmıştır. Zaten yeni rüşvetin adı ’cari açığı kapatmak’.
Geldiğimiz tablo budur. Olayı bu noktaya çekiyorlar. Hayırsever
işadamı, ihracat yapmış, cari açığımızı kapatmıştır. 700 milyar
lira kol saati armağan etti de onun vergisini mi ödedi acaba?
Çıkarıyorsunuz Rıza Sarraf’ı arkasında Türk bayrağı var. Bir
sahtekarın arkasına Türk bayrağı fon olarak kullanarak onu meşhur
göstermek asla mümkün olmamalı."
(İHA)