Kılıçdaroğlu'na Erdoğan'ın elini öptürdüler
Abone olCHP liderinin, el öpen fotomontaj fotoğrafla ilgili açılan davayla ilgili olarak Yargıtay kararını verdi. İşte o mahkeme kararı;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu başbakan
olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elini öperken
gösteren montajlı fotoğrafın yayımlanmasından dolayı yerel gazete
sahibi ile fotoğrafta imzası olan kişinin Kılıçdaroğlu'na üçer bin
lira manevi tazminat ödemesine ilişkin karar, Yargıtay tarafından
"ifade özgürlüğü" gözetilerek bozuldu.
Kılıçdaroğlu'nun avukatı Şenal Sarıhan tarafından İstanbul 7.
Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde, İstanbul
Kağıthane'de aylık olarak yayımlanan yerel Yön gazetesinin Ağustos
2011 tarihli sayısının birinci sayfasında, davalılardan Aysel
Oturak'ın imzasıyla yer alan montajlı fotoğrafta,
Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın elini öperken gösterildiği ve
Kılıçdaroğlu'nun kişilik haklarının ağır saldırıya uğradığı öne
sürüldü.
Yayında eleştiri sınırlarının aşıldığı kaydedilen dilekçede,
Oturak'ın yanı sıra Yön Gazetesi İmtiyaz Sahibi Osman Şahin'den
alınacak beşer bin liradan toplam 10 bin liralık manevi tazminatın,
yasal faiziyle davacı Kılıçdaroğlu'na verilmesi talep edildi.
Davalıların avukatı Mehmet Kılıç ise davanın reddini
istedi.
"KENE KARİKATÜRÜ DAHİ ELEŞTİRİ OLARAK
DEĞERLENDİRİLDİ"
Davayı 21 Haziran 2012'de karara bağlayan mahkeme, 3 bin
liralık manevi tazminatın, Yön gazetesinin fotoğrafı yayınladığı 24
Ağustos 2011'den itibaren işletilecek yasal faiziyle davalılar
Şahin ve Oturak'tan tahsil edilerek, Kılıçdaroğlu'na ödenmesine
hükmetti.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne sunulan dilekçede, basın
özgürlüğü üstün tutulup davanın reddine karar verilmesi gerekirken
kısmen kabul kararı verildiği kaydedilerek, Yargıtay ve Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'nin aksi yöndeki kararları örnek
gösterildi.
Kararın bozulması talep edilen dilekçede, "Leman dergisinde 6
Temmuz 2006'da, Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir vatandaşın sırtına
kırım kongo hastalığına neden olan bir kenenin bindirildiği
şekliyle resmedildiği Mehmet Çağçağ'ın karikatürü dahi kişilik
haklarına saldırı değil, eleştiri hakkı kapsamında
değerlendirilerek tazminata hükmedilmemiştir" denildi.
SİYASİ OLAYLAR FOTOMONTAJ FOTOĞRAFLA
ELEŞTİRİLDİ
Temyiz talebini değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, "Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir" ifadesini kullanarak, kişilik haklarına saldırıda bulunulmamasının da yasal ve hukuki zorunluluk olduğunu vurguladı.
Temyiz talebini değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, "Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir" ifadesini kullanarak, kişilik haklarına saldırıda bulunulmamasının da yasal ve hukuki zorunluluk olduğunu vurguladı.
Bu tür davalarda temel ölçütün kamu yararı olduğu ve basının
haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi koruması gerektiği
aktarılan kararda, dava konusu yayının 12 Haziran 2011'de yapılan
genel seçimler sonrasında ortaya çıkan siyasi kriz ile (tutuklu
milletvekilleri) ilgili olduğu ve meclis açılışında tutuklu
vekillerin tahliye olmamasına rağmen davacı CHP'den milletvekili
seçilenlerin yemin ettiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
"SİYASİ ELEŞTİRİLERE KATLANILMASI
GEREKİR"
Davaya konu resimde bu siyasi gelişmelerin fotomontaj yoluyla
oluşturulan bir fotoğraf ile eleştirildiği belirtilen kararda, şu
ifadeler yer buldu: "Bu gelişmelerin bir dini bayram zamanına denk
gelmesi nedeniyle el öpme şeklindeki gelenek ile de
ilişkilendirildiği görülmektedir. Resmin basın ve ifade özgürlüğü
kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının ana muhalefet
partisinin genel başkanı olup siyasi kişiliğinin bulunduğu, ağır
siyasi eleştirilere katlanması gerektiği, yayının güncel siyasi
durumun ağır eleştirisinden ibaret olup, bu hali ile hukuka
uygunluk unsurlarını taşıdığı anlaşılmakla davacı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun isteminin tümden reddine karar verilmesi
gerekirken, yanılgı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar
verilmesi doğru görülmemiş ve bu nedenle hükmün bozulması
gerekmiştir."
Yargıtay'ın bozma ilamının ardından İstanbul 7. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde önceki gün yapılan üçüncü duruşmada, usul ve yasaya
uygun bulunan 31 Ekim 2013 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar
verildi.
Davalıların avukatı Kılıç'ın, bozma ilamı doğrultusunda
davanın tümden reddini istediği duruşma, ertelendi.