Kılıçdaroğlu dan ezber bozan sözler
Abone olKemal Kılıçdaroğlu askere mesafeli. 27 Nisan bildirisi ve 28 Şubat sürecine ilişkin ezber bozan açıklamalar yaptı.
Kılıçdaroğlu 27 Nisan bildirisine de 28 Şubat sürecine
karşı çıktı. Erbakan'ın direnmemesini hata olarak gören CHP lideri
27 Nisan bildirisinde AK Parti hükümetinin dik durarak olayın
üstesinden geldiğini açıkladı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun etnik ve inanç merkezli siyaset
yapmayacağına ilişkin tutumunun yanı sıra askerin siyasete
müdahalesine de karşı duruş sergilemesi yeni dönemde ilgi
uyandıracak gibi görünüyor.
Kılıçdaroğlu’nun, “27 Mayıs'ı yapanlar bugün utanıyor” sözleri,
birçok kesimde takdir görürken, 27 Nisan bildirisi ve 28 Şubat
süreciyle ilgili görüşlerinin de merak edildiği anlaşıldı.
Fikret Bila, Kılıçdaroğlu'na bu iki konuyu da sordu. Kılıçdaroğlu,
bu sorulara da net yanıtlar verdi.
İşte Kılıçdaroğlu ile kısa söyleşi;
27 NİSAN'I DOĞRU BULMUYORUM
Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından
cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde TSK’nın internet sitesine konulan
bildiri, “e-muhtıra” olarak nitelendirilmişti. Bu
bildiriye karşı ertesi gün hükümet de Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek’in okuduğu bir bildiri ile bu girişimin askerin siyasete
müdahalesi olduğunu belirtmişti.
Kılıçdaroğlu’nun 27 Nisan bildirisi ile ilgili soruma verdiği yanıt
şöyle oldu:
“27 Nisan bildirisini doğru bulmamıştım. Bugün de doğru
bulmuyorum. Bu girişim siyasete müdahale niteliği taşıyordu. Eğer
her gelişme karşısında asker bu tür girişimlerde bulunursa o zaman
ordunun disiplinini sağlamak mümkün olmayacağı gibi demokrasinin
kurallarını gerektiği gibi işletmek de zorlaşacaktır.
Siyasal sorunların siyaset kurumu tarafından çözülmesi gerekir. Bu
açıdan 27 Nisan bildirisi doğru olmamıştır. Hükümetin ertesi gün bu
girişime karşı koyan bir bildiri yayımlamasıyla da konu
kapanmıştır. Demokratik ülkelerde esas alınması gereken şey,
siyasetin siviller tarafından yapılması; demokratik kurum ve
kurallar tarafından yürütülmesidir. Hangi biçimde ve hangi
yöntemle olursa olsun askerin siyasete müdahalesi kabul
edilemez.”
28 ŞUBAT YORUMU
Kılıçdaroğlu’nun 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi açık askeri
müdahalelere karşı tavrının yanı sıra 28 Şubat süreciyle ilgili
düşünceleri de sorgulanıyor ve merak ediliyor.
Kılıçdaroğlu, 28 Şubat süreci ile ilgili sorumu yanıtlarken de, şu
değerlendirmeyi yaptı:
“28 Şubat süreci kendi sistemi içinde yürüyen bir süreç oldu.
Ayrıntıları hâlâ tam olarak bilinmiyor. Demokrasiye farklı bir
müdahale olarak değerlendirildi. Milli Güvenlik Kurulu’nda
oybirliği ile kararlar alındı ve dönemin Başbakanı Sayın Necmettin
Erbakan da o kararlara imza attı. Yani sivil otorite de bu
kararlara imza koymuş oldu. Bu bakımdan 28 Şubat sürecini
diğerleri gibi bir darbe olarak görmüyorum. Bunun nedeni dönemin
hükümetinin bu sürece imza koymuş olması ve direnmemesidir.
Oysa dönemin Başbakanı Sayın Erbakan’ın ve hükümetin
direnmesi gerekirdi. Eğer direnseydi siyaset kurumundan ve
toplumdan da destek görürdü. Örneğin, 27 Nisan bildirisine hükümet
tepki gösterdi ve konu orada bitti, kapandı. Ama 28 Şubat’ta öyle
olmadı. Aslında o dönemde de sivil siyasi otoritenin aynı tepkiyi
göstermesi gerekirdi.”
BÜYÜKANIT'A AYRICALIK
Kılıçdaroğlu, 27 Nisan ve sonrasındaki gelişmeleri
değerlendirirken, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a
emekli olduğunda özel zırhlı araç alınmasına da karşı çıktığını
anımsatarak, şöyle dedi:
“Sayın Büyükanıt’a özel zırhlı bir araç alındı. Hem de yurtdışına
uçak gönderilerek özel olarak getirtildi. Ve bu olay da 27 Nisan’la
ilişkilendirildi. Büyükanıt’a böyle bir araç alınmasına en fazla
itiraz edenlerden biri bendim. Bunun nedeni, bütçe olanakları
kullanılırken kimseye ayrıcalık yapılmaması gerektiği düşüncemdir.
Elbette devlet risk altında görev yapan bürokratlarının can
güvenliğini sağlamakla görevlidir. Ancak bunu yaparken, ayrıcalık
yaratmaması gerekir. Asker veya sivil aynı koşullardaki tüm
bürokratlarına eşit davranmak zorundadır. Eğer, emekli olan bir
komutana kamu kaynaklarından böyle özel bir zırhlı araç alıyorsanız
o zaman ya bütün eski genelkurmay başkanlarına ve aynı riskle görev
yapmış olan sivil bürokratlara da alacaksınız ya da böyle bir
ayrıcalık yapmayacaksınız. Ben buna da itiraz etmiştim.”
Kılıçdaroğlu’nun hem daha önce yayımladığımız söyleşisindeki hem de
bu sorulara verdiği yanıtlar gösteriyor ki, her koşul altında
askerin siyasete müdahalesine karşı bir duruş gösterecek.
Kılıçdaroğlu’nun bu net tutumu, zorlama suçlamaların ve
sorgulamaların sonuçsuz kalacağına işaret ediyor.