Kılıçdaroğlu yine Erdoğana çattı

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasi sözcüğünü en çok kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı zamanda demokrasiyi katlettiğini belirterek , “Medyaya baskıya bakın. Yargı üzerindeki baskıya bakın. 6 bakanı kapının önüne koyarım diyen başbakana bakın. Demokrasi anlayışı bu mu" dedi.

CHP Gaziantep İl Başkanlığı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir basın mensubunun Hazine Müsteşarlığı ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı’ndaki dosya ile konuyu detaylandırmasını istemesi üzerine yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Sındırgı AKP İlçe Başkanlığı'nın yolsuzluklarla ilgili dosyaları sadece seçim zamanında açıkladığımız sitemi üzerine ben de madem bir dosya açıklamamı istiyorsunuz, açıklayayım dedim. Hazine Müsteşarlığı kontrolörleri bir inceleme yapıyorlar. Bu incelemede görev zararlarıyla ilgili ciddi bulgulara ulaşılıyor ve bir rapor hazırlanıyor. Bu raporun ihaleye fesat karıştırmayla ilgili bölümü Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nda. Bu rapor Türkiye kömür işletmeleriyle ilgili. Bu raporda şu anda görevde olmayan bir Bakan, genel müdür ve müsteşar hakkında ihaleye fesat karıştırmaktan soruşturma açılmak isteniyor. Benim söylemek istediğim, bu rapor niçin gereği yapılmak üzere işleme konulmuyor. Biz, bunun takipçisi olacağız. Bu raporla ilgili açıklamaları biz hükümetten, Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'dan bekliyoruz. Ben açık ve net söyledim. Ali Babacan'ın bu açıklama üzerine yapabileceği gibi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı da açıklama yapabilir. Fakirin hakkını koruyacağız, fakire kömür vereceğiz diye birileri hangi gerekçeyle devletin bütçesini, hazinesini hortumladı. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Fakir fukara dostuyum diyen Erdoğan'a sesleniyorum. Siz o dönem Enerji Bakanı’nı bu nedenle mi ikinci kez Enerji Bakanı yapmadınız? Bunu öğrenmek isteriz. Bu konuda Başbakan'a ve Enerji Bakanı'na ulaşmış bilgi var mı, yok mu? Dosya niçin uzun süredir Hazine Müsteşarlığı önünde, hangi gerekçeyle bekliyor. Ben eski bir denetim elemanıyım. Benim bildiğim rapor gider gereği yapılmak üzere müsteşar veya bakan ilgili kuruluşlara gönderir. Bu rapor Maliye Bakanlığı'na, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na niye gitmiyor ?. Bunu bizim sorma hakkımız var. Fakire kömür vereceğiz diye kendileri köşeyi döndüler. Onlardan hesap sormak zorundayız. O kömürlerin kalitesi neydi onu soracağız. Önümüzdeki günlerde bakan veya bir hükümet yetkilisi açıklama yapmazsa, daha açık ve net sorularla ortaya çıkacağız.”

YA DİNİME, YA DİLİME OY VERECEĞİM SLOGANI ÜRETİLDİ

Türkiye'nin ayrıştırma sürecine sürüklendiğini de savunan Kılıçdaroğlu, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Amin Maalouf'un ’Çivisi çıkmış dünya’ adlı kitabını okumasını öneririm. Bu kitaptan ders alsın. Kimlik siyasetinin, Irak'ı nereye getirdiğini görecektir. Mustafa Kemal'in devrimlerinin nasıl hedefe ulaştığını, Arap dünyasının nasıl bu kadar parçalandığını görecektir. Hadi bizim söylediklerimize kulaklarını tıkıyor. Ama bu gazeteci bir Arap'tır. Bu kitabı alsın, okusun, dünya gerçeklerini görsün. Türkiye siyaseti din ve etnik kimlik arasına hapsediliyor. Bunun örneği son seçimlerde görüldü. Ya dinime, ya dilime oy vereceğim diye bir slogan üretildi. Halk yoksul, aç önemli değil. Çünkü etnisite ve din arasına sıkıştırılmış bir siyaset toplumun gerçekleri görmesinin önündeki en büyük engel oluyor. Demokrasi için medyanın çok büyük önem taşıdığını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Demokrasi sözcüğünü en çok kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ama aynı zamanda demokrasiyi katlediyor. Medyaya yapılan baskıya bakın. Yargı üzerindeki baskıya bakın. 6 bakanı kapının önüne koyarım diyen Başbakana bakın. Demokrasi anlayışı bu mu. Hadi canım. Başbakan ne zaman demokrasiden bahsediyorsa bilin ki, Türkiye demokrasi rayından çıkmak üzeredir. Yoksula yardım edeyim dediği zaman birilerini zengin etmekten yana düğmeye basmıştır. Ya da yolsuzlukların üzerine gidiyorum diyorsa yolsuzluk dosyasını kapatmak üzeredir.”