Kılıçdaroğlu gemileri yaktı! Erdoğan için savaş hali şartı!
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, savaş hali dışında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmeyeceklerini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ulusal
çıkarlarını yakından ilgilendiren savaş ve benzeri durumlar hariç
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmeyeceklerini açıkladı.
Kılıçdaroğlu, “Hayati bir konuysa, Türkiye’nin çıkarlarıyla
ilgiliyse mesela savaş hali söz konusuysa elbette görüşeceğiz. Onun
dışında Erdoğan ile bir görüşme arayışımız olmayacak”
dedi.
SAVAŞ HALİ DIŞINDA ERDOĞAN'LA GÖRÜŞMEK
YOK!
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’e konuşan
Kemal Kılıçdaroğlu, Köşk’le gelecekteki ilişkisini anlattı.
Cumhuriyet’te “Savaş dışında görüşmeyiz” başlığıyla yayımlanan
röportaj şöyle:
Kılıçdaroğlu, ulusal çıkar konuları hariç Erdoğan’la biraraya
gelmeyeceğini söyledi
ANITKABİR'DE
TOKALAŞTIK
Dün bütün gün televizyon kanalları Hipodrom’da yapılan törenlerde
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun tokalaşmamasının görüntüsünü verdi
kamuoyuna. CHP liderine bu soruyu sorduğumuzda, aslında dün
aralarında bir el sıkışma yaşandığını öğrendik. Kılıçdaroğlu,
“Anıtkabir’de, Aslanlı Yol’un başında herkesin tokalaştığı gibi
tokalaştık kendisiyle” dedi.
‘EN SON DEMİRTAŞ
ALKIŞLAMALIYDI’
CHP’lilerin yemin töreni sırasındaki tavrını eleştirenler arasında
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da vardı. CHP’lilerin
yaptığını siyasi nezakete aykırı bulduğunu açıklayan Demirtaş’ın
Erdoğan’ı alkışlaması da sosyal medyada ilgi görmüştü. Kılıçdaroğlu
ile o günü konuşurken Demirtaş’a tepkisini gizlemedi:
“Biz nezaketin ne olduğunu ailelerimizden öğrendik. Eli kanlı, aile
boyu gırtlaklarına kadar yolsuzluğa bulaşmış kişilere saygı
göstermememizi de ailelerimiz bize öğretti. Roboski’de 34 kişinin
öldürülme talimatını veren bir başbakan, cumhurbaşkanı olunca onu
en son alkışlaması gereken Selahattin Demirtaş’tır. Oysa CHP,
Roboski’nin hesabını hep sordu ve sormaya da devam edecek. Sayın
Demirtaş’ın gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşan bir aileye hangi
gerekçeyle saygı gösterdiğini ben merak ediyorum.”
“Ayrıca Berkin Elvan’ın annesini yuhalatan bir insanı alkışlamak o
anneye de, Berkin’e de yapılmış en büyük hakarettir. Demirtaş,
parlamentodaki tavrıyla Berkin’i ve ailesini kendi siyasal amaçları
için kullandığını göstermiş oldu.”
GÜL YOLSUZLUĞU
KAPATMAZDI
Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile görüşmeyecek ancak yolsuzluk dosyalarını
yakından takip edecek. Bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bütün yolsuzluk dosyalarının takipçisi olacağız. Davutoğlu’nu
seçtirmesinin nedeni yolsuzluk dosyalarını kapattırmak. Abdullah
Gül olsa bu dosyaları kapattırmazdı. ‘Gitsinler Yüce Divan’da hesap
versinler’ diyecekti. Ama şimdi Erdoğan’ın Davutoğlu’na talimatı
‘Kapatacaksınız’ olacak. Zaman bunu hepimize gösterecek. Ama o
dosyaların hiçbiri kapanmayacak. Kapattırmayacağız. Zaten bunun
paniğini yaşıyorlar. HSYK ile ilgili açıklamalar hep aynı
panikten.”
O karar Erdoğan’a mesaj Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün
hakkındaki ‘Kayıp Trilyon’ davasıyla ilgili mahkemeye başvurma
kararını da CHP lideri şöyle yorumladı:
“Kendisine yakışanı yapıyor. Aynı zamanda Erdoğan’a çok güçlü bir
mesaj da veriyor. Çünkü Erdoğan yolsuzluk dosyalarından kaçtı.
Anayasaya göre milletvekilliği düştüğü halde, Resmi Gazete’de YSK
kararını yayımlatmayarak dokunulmazlık süresini yasadışı olarak
uzattı. Bu hep korkunun eseridir.”
SAVAŞ DIŞINDA
GÖRÜŞMEYİZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ulusal
çıkarlarını yakından ilgilendiren savaş ve benzeri durumlar hariç
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmeyeceklerini açıkladı.
Kılıçdaroğlu, “Bundan sonra muhatabımız hükümettir, Başbakan Ahmet
Davutoğlu’dur” dedi. Kamuoyunun merakla izlediği
Erdoğan-Kılıçdaroğlu tokalaşmasının ise dün Anıtkabir’deki tören
sırasında yaşandığı öğrenildi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu dün 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinin
ardından, 5-6 Eylül tarihleri arasında yapılacak olağanüstü
kurultaya hazırlanmak için Genel Merkez’deki makamına geçti.
Hipodrom’daki törenlerden sonra yaptığımız kısa görüşmede
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ve yeni kurulan Ahmet
Davutoğlu kabinesi konusunda şu değerlendirmeleri yaptı:
ÖZEL TEMAS OLMAYACAK
“Erdoğan ile görüşmeler konusuna genel bakışım şudur: Bundan sonra
zorunlu olmadıkça özel temas kurmayacağız. Bunun sebepleri de gayet
açık: Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan adaletsiz yarış,
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet dosyaları, Cumhurbaşkanı seçim
sonucuna ilişkin YSK kararının yayımlanmaması ve uygulanmaması.
Bunun için Resmi Gazete’ye ambargo uygulanması, yasama organının,
yürütmenin tümüyle emrine girmiş olması. Bir kişiye göre devletin
kurallarının tümüyle altüst edilerek yeni gelenekler
oluşturulması.”
ANCAK SAVAŞ HALİNDE
“Tüm bu söylediklerimiz hukuk devleti ilkelerine ve bizim devlet ve
millet anlayışımıza çok terstir. O nedenle cumhurbaşkanı ile
ilişkiler minimumda tutulacak. Resmi törenlerin dışında özel ilişki
kurma çabamız olmayacaktır. (‘O çağırırsa ne yapacaksınız’ sorusu
üzerine) Hayati bir konuysa, Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgiliyse
mesela savaş hali söz konusuysa elbette görüşeceğiz. Onun dışında
Erdoğan ile bir görüşme arayışımız olmayacak.”
BUNDAN SONRA BİZİM İŞİMİZ
HÜKÜMETLE
“Türkiye parlamenter sistemle yönetilen bir ülke. Bu yüzden bundan
sonra bizim işimiz hükümetle. Ahmet Davutoğlu ile. Erdoğan’ın
yetkilerini aşmasına da izin vermeyeceğiz. Gelecek hafta
kurultayımız var. Bizim bütün derdimiz Türkiye’nin meseleleridir.
Ve tabii ki muhatabımız da hükümet olacaktır.”
CEMİL ÇİÇEK TBMM BAŞKANI DEĞİL ERDOĞAN'IN
MEMURU
“Yemin töreninde Cemil Çiçek Meclis Başkanı gibi değil, Erdoğan’ın
memuru gibi davrandı. Grup başkanvekilimiz elini kaldırarak söz
istedi. Başkanın tutumu hakkında. Kendisi buna izin vermeyeceğini,
geleneklerin de buna uygun olmadığını söyledi.
Yazılı kurallar, içtüzük varsa orada gelenek çalışmaz. Gelenek,
yazılı olmayan kurallar demektir. Meclis Başkanı kendi tutumu
hakkında söz istenince sözü vermek zorunda. İçtüzük böyle
emrediyor.
Engin Altay şu soruyu soracaktı. ‘Siz TBMM’nin Resmi Gazete’de YSK
kararı yayımlanmadan önce hangi gerekçeyle toplantıya
çağırıyorsunuz. O zaman siz TBMM Başkanı olarak değil, Erdoğan’dan
aldığınız talimata göre yönetiyorsunuz ve tarafsız değilsiniz’
diyecekti. Çiçek, ‘İsterseniz dışarı çıkın’ diyor. Orası babasının
malı değil. Meclis. Milletvekili arzu ettiği zaman girer, arzu
ettiği zaman çıkar. O koltuklarda onun gibi talimat dinleyen değil,
özgür iradeli CHP milletvekilleri oturuyor.”
KİTAPÇIK FIRLATMA EYLEMİ: MEŞRU
SAVUNMA
“(‘CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın Meclis Başkanı Cemil
Çiçek’e içtüzük kitapçığını fırlatmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz’ sorusu ile ilgili) Ceza hukukunda meşru
müdafaa diye bir kavram var. Cinayet suçtur ama meşru müdafaa
halinde işlerseniz bu suç değildir. İçtüzüğe göre söz istiyorsunuz.
Size söz vermiyor. Gelenek diye kendi kafasına göre bir şey
uyduruyor. İstiyorsanız dışarı çıkın, diyor. O yapılan da bunlara
karşı meşru müdafaadır.”
DAVUTOĞLU'NUN KUKLA OLDUĞUNU ERDOĞAN İLAN
ETTİ
Kılıçdaroğlu’yla AKP’de genel başkanlık devir tesliminin
yapıldığı olağanüstü kongre ile yeni kurulan kabineyi de
konuştuk:
“Biliyorsunuz Erdoğan, kongre öncesinde ‘Ahmet Davutoğlu genel
başkan ve başbakan olacaktır’ diye bir açıklama yaptı. Bu açıklama
bile AKP kongresinin sadece usulden toplandığını, kongre
delegelerinin bir iradesi olmadığını gösterdi. Davutoğlu’nun kukla
başbakan olduğunu Erdoğan bizzat kendisi ilan etti. Havuz
medyasında ‘jet kabine’ diye haberler var. Bakanlar Kurulu
listesinin Erdoğan tarafından hazırlanıp Davutoğlu’nun cebine
konduğunu gösteriyor o başlıklar.”
KUZEY KORE GİBİ TALİMATLI
KONGRE
“AKP kongresi Kuzey Kore’de yapılan törenlere benziyordu. Orada
devlet başkanı öldüğü zaman insanlar talimatla ağlıyor veya
talimatla gülüyorlar. Arena’daki kongre de buna benziyor. Talimatla
alkış, slogan ve talimatla genel başkan seçtiler. Şu anlama
geliyor: Kongre delegelerinin iradeleri olmadığı ve bir otoriteye
dayandıkları anlamına geliyor.”