Kılıçdaroğlu Erdoğan'ın 500 bin liralık davasına karşılık 5 kuruşluk dava açtı

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmasında açtığı 500 bin liralık davaya karşılık 5 kuruşluk dava açtı.

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 28 Ocak'ta FETÖ'yle ilgili sarf ettiği sözlerin yankıları sürüyor.

Devleti FETÖ'ye teslim eden kişinin Erdoğan olduğununu söyleyen Kılıçdaroğlu'na Erdoğan, 500 bin TL'lik dava açtı. Kılıçdaroğlu da buna karşılık olarak Erdoğan'a karşı 5 kuruşluk tazminat davası açtı.

7 isim tanık gösterildi

CHP tarafından Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde verilen karşı dava cevap dilekçesinde Kılıçdaroğlu'nun iddiaları konusunda İlker Başbuğ, Işık Koşaner, Abdüllatif Şener, Kadir Özbek, Ali Suat Ertosun, İlhan Cihaner ve Celal Ülgen'i tanık olarak gösterdi.

Neden 5 kuruşluk?

5 kuruşluk davanın açılmasının talimatını Kılıçdaroğlu'nun verdiği ifade edildi. Dava dilekçesinde 5 kuruşluk dava açılmasıyla ilgili, "Sayın Genel Başkan; özellikle davalı Recep Tayyip Erdoğan’ın paraya verdiği önemden hareketle davalının kişiliğini gözeterek 5 paralık dava açılması talimatını verdiğinden eldeki davada da 5 Kuruşluk dava açılması yoluna gidilmektedir!" denildi.

Kılıçdaroğlu ne demişti?

Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Burada 'FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım' dedim. Kim bu adam? Bilal'e anlatır gibi anlatıyorum, herkes dinlesin. Devletin en mahrem yerlerine FETÖ'nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ'nün siyasi ayağı diyoruz. Çünkü bu yetkiyi ancak belli kişiler kullanabilir. O nedenle devletin kılcal damarlarına FETÖ'nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ'nün siyasi ayağı denir.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı bir iddianameden bir bölüm okuyacağım: Örgüt yani FETÖ TSK komuta kademesinin tamamını ele geçirmek maksadıyla generalliğe terfi için albaylıkta bekleme süresini 4 yıla indirerek henüz şura sırası gelmeyen mensuplarını terfi havuzuna dahil etmiştir. Generallikte beklemek süresi 4 yıldan 3 yıla indirilerek yandaşı olmayan generalleri daha kısa sürede TSK dışına çıkarmaya çalışmıştır. Son olarak kendisine müzahir elemanların az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllardaki mezun olmuş subayları TSK'den tasviye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir. Bunları ben demiyorum. Devletin savcısı diyor. Siyasi otoriteye yaptırabilmiştir! O siyasi otorite FETÖ'nün siyasi ayağıdır. Onun başındaki kişi de FETÖ'nün siyasi ayağıdır. Devleti FETÖ terör örgütüne teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan'dır!

Erdoğan ne yanıt vermişti?

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sözlerine şu şekilde yanıt vermişti:

"Türkiye'nin en büyük sorunlardan birinin anamuhalefet ve onun başındaki zat olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti. Bu şahıs son günlerde "FETÖ'nün siyasi ayağı" diye esip gürlemeye başladı. Madem bu kadar istiyor, öyleyse işte bugün burada FETÖ'nün siyasi ayağını açıklıyorum. Rus edebiyatının ünlü ismi Tolstoy'un dediği gibi; "birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma, önce senin ellerin kirlenecek." Kılıçdaroğlu bize çamur atmaya çalışırken, elinde çamurla yakalanmıştır. Çünkü bu ülkede FETÖ'nün en önemli siyasi ayağı, bizatihi Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi ve ekibidir.

Şimdi niçin böyle olduğunu sizlere ve tüm milletime, tüm delilleriyle anlatacağım. FETÖ denilen yapı, ülkemizde uzunca bir süre hayır, eğitim, dayanışma faaliyeti yürüten bir sivil toplum yapısı görüntüsüyle varlık göstermiştir. Ülkemizdeki tüm siyasi iktidarlar, pek çok benzer yapı gibi, FETÖ'nün faaliyetlerini de, ihtiyatlı ve aynı zamanda müsamahakâr bir şekilde takip etmiştir. Hatta, diğer yapılara karşı oldukça hoyrat olan CHP iktidarları, darbe yönetimleri ve cunta yapılanmaları zamanında dahi, FETÖ aynı müsamahayı görmeyi sürdürebilecek ilişkiler kurabilmiştir. Ne zamanki bu yapı doğrudan milleti ve devleti hedef almıştır, milli iradeyi devirerek ülkeyi teslim almaya kalmıştır, işte o vakit durum değişmiştir.

Bizim FETÖ'yle davamız asla kişisel değildir. Bizim davamız, ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu, geleceğini koruma davasıdır. Geçmişte irticayla mücadele bahanesiyle bu ülkenin ve milletin değerlerine yönelen saldırılara nasıl karşı çıktıysak, FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan sonra da bu yapıya karşı aynı kararlılıkla mücadele ettik. Daha önce CHP güdümlü vesayete eyvallah etmediğimiz gibi, ardından gelen FETÖ vesayetine de teslim olmadık. Bu yapıyı suç örgütü olarak ilan eden, kapsamlı idari ve hukuki soruşturmalar başlatan, milletimize gerçekleri anlatan AK Parti iktidarı ile Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla şahsım olmuştur. FETÖ'yü temsil eden kişi ve kuruluşların şahsımıza, hükümetlerimize ve partimize karşı başlattığı saldırılara ve sürdürdüğü savaşa herkes şahittir."

Günün Önemli Haberleri