Kılıçdaroğlu: AK Parti iktidar oluyor çünkü...
Abone olCHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'ye ilişkin yaptığı açıklamada "Her aklı başında olanın düşündüğü soru budur. Neden iktidar oluyorlar?" dedi ve yanıtı da verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu hükümetin ömrü
bitmiştir. Halkına baskı yapan bir iktidarın ömrü bitmiştir. Bu
hükümetin de süresi bitmiştir. Yeni bir süreç, arayış başlamıştır.
Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum, otur, düşün, kararını ver. Yeni
süreçte Türkiye'nin yeniden ayağa kalkması, yeniden Türkiye demesi
lazım" dedi.
Art arda gelen maden facialarını anımsatan Kemal
Kılıçdaroğlu, Bakan Faruk Çelik'in de istifa etmesi gerektiğini
söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının en ilginç noktalarından biri ise, 202'den bu yana tek başına iktidar olar AK Parti'nin nasıl seçim kazandığına ilişkindi:
Her aklı başında olanın düşündüğü soru budur. Neden iktidar oluyorlar, çünkü toplumu inanç bağlamında, etnik kimlik, yaşam tarzı bağlamında ayrıştırıp toplumu bölüyorlar. Böldüğü toplumun özgürce düşünmesinin önüne set çekiyor.
AÇILIŞ KONUŞMASINI
YAPTI
Partisinin Antalya'nın turizm merkezi Belek'teki Sirine Otel'de
Pazar gününe kadar devam edecek TBMM 24'üncü Dönem 5'inci Çalışma
Toplantısı'nın açılış konuşmasını yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu,
hafta içinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 91'inci yıl dönümünü sevinçle,
neşeyle ve mutlulukla kutladıklarını fakat Ermenek'ten gelen
haberle de yüreklerin burkulduğunu söyledi.
“İsteriz ki Cumhuriyetimiz görkemli olsun, isteriz ki
demokrasiyle taçlandırılan cumhuriyetimiz hepimizin umudu ve
hepimizin geleceği olsun. Acıyı yaşamayım, gözyaşı olmasın bu
topraklarda. Bu topraklarda huzur olsun, barış içinde huzur içinde
hepimiz yaşayalım" sözleriyle konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu,
bunun bir yolu olduğunun da altını çizdi.
AKILLA YÖNETİLMEYEN DEVLET
Devletin akılla yönetilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu,
“Devletin yönetimine aklı egemen kıldığınız, bilimi gözardı
etmediğiniz zaman o ülkeyi iyi yönetirsiniz. Devlet kinle, öfkeyle,
intikam duygusuyla yönetilmez. Oy versin vermesin bütün yurttaşları
kucaklayan akılla yönetilir" dedi.
Ancak bu durumda farklı bir devlet profilinin, adalet duygusunun
ortaya çıkacağını dile getiren CHP Genel Başkanı, “Üzülerek
söylüyorum, içim yanarak söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti akılla
yönetilmiyor. Akılla yönetilmeyen bir ülkede adalet de hukuk da
olmaz. Akılla yönetilen bir devlette iş kazaları, iş cinayetlerine
dönüşmez, kitlesel ölümler gerçekleşmez" diye konuştu.
KİTLESEL İŞ CİNAYETİ
Dünyanın birçok ülkesinde insanların madenlerde çalıştığını
fakat hiçbirinde kitlesel ölümlerin yaşanmadığını belirten
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa birincisi, dünya
üçüncüsü olduğunu söyledi. Türkiye'de yer altında çalışacak işçiler
için hiçbir risk unsuru giderilmeden, işçiler eğitimden
geçirilmeden yer altına indirilip çalıştırıldığını belirten Kemal
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Sonra kitlesel iş cinayeti gerçekleşiyor. Ve yine akılla
yönetilmediğimizi gösteren ikinci perde geliyor. Cumhurbaşkanı,
başbakan, bakanlar, emniyet müdürleri, valiler, kaymakamlar,
milletvekilleri kitle halinde oraya gidiyorlar. Neymiş, iş kazası
olmuş el koymaya gidiyorlar. Cinayete el konmaz, arkadaşlar.
Cinayete el koyacak olan kişinin adresi bellidir. Devletin savcısı
el koyacak, o kadar. Üçüncü perde, gidiyorlar oraya. Başlıyorlar
şikayet etmeye. Kimi şikayet ediyorlar, her önüne geleni. Ya
kardeşim, sen nerede oturuyorsun cumhurbaşkanlığı koltuğunda,
başbakanlık koltuğunda, bakanlık koltuğunda. E, sen şikayet edersen
vatandaş şikayetini kime anlatacak, kime söyleyecek? Geldiğimiz
nokta bu. Akılla yönetilmeyen bir Türkiye ile karşı karşı
karşıyayız. Akılla yönetilmiyor. Günlük kararlarla bir devlet
yönetilmez."
Madenlerde kazalar sonrası sendikaların işçiyi eğitmemekle
suçlandığını belirterek açıklamalarına devam eden Kılıçdaroğlu,
“Bunu söyledikleri zaman içimden bir şeyler koptu. Ülkede sendika
mı bıraktınız, hangi maden ocağında doğru dürüst sendika var?"
dedi.
MÜTHİŞ BİR İTİRAF
Ermenek olayında bir gerçeğin daha gün yüzüne çıktığını belirten
CHP Genel Başkanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelik'in, “Bir maden ocağın kapatıyorsunuz 50 kişi araya giriyor
açtırmak için" sözlerini hatırlatarak, konuşmasına şöyle devam
etti:
“Müthiş bir itiraf. İtirafta bulunduğu için bu Bakanı kutluyorum.
Ama Başbakanlık koltuğunda oturan kişiye da şunun sormaktan kendimi
alamıyorum. Şimdi sen o Bakanı çağırıp, 'Gel bakalım arkadaş. Bu
maden ocağıyla ilgili müfettiş raporu var mı? Kapatma kararı alman
gerekiyor mu? Kimler araya girdi hangi gerekçeyle sen maden ocağını
açtın?' Bunu sorabilir mi? Ağabeyinden izin isteyecektir mutlaka.
Başbakansan ağabeye muhtaç değilsin artık. O koltuğun hakkını
vereceksin. Bakanı çağıracaksın, bunun hesabını soracaksın. Araya
girenler arasında ayakkabı kutusu sahibi olanlar var mı? Çikolata
kutusu sahibi olanlar var mı? Bakanlar, bakan çocukları,
başbakanlar var mı? Bunun herhalde sorulması lazım. Madem ki sen
itiraf ediyorsun biz de devamını getiriyoruz. Bunları adam gibi
sor, biz de bunları öğrenmiş olalım."
FELAKETLERE ZEMİN
HAZIRLIYORSUNUZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde
Soma'da 301 kişinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasının ardından,
“Bu işin fıtratında bu ölümler var" dediğini hatırlatan
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı peşinen yer altındaki kişilerin cenaze
namazını kılmakla itham etti.
Kılıçdaroğlu, “Devleti akılla yönetmezseniz bu tür felaketlere
zemin hazırlamış, kapı aralamış olursunuz" dedi.
TAŞERON İŞÇİLERE GÜÇ BİRLİĞİ
ÇAĞRISI
Taşeronlaşmanın başka bir sorun olarak ortaya çıktığını kaydeden
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı taşeron sistemini
Türkiye'ye getirmekle ve yaygınlaştırmakla suçladı, bütün yeraltı
işletmelerinde sendikayı zorunlu hale getirmeyi önerdi.
Kılıçdaroğlu, iktidara, “Getir kanun tasarısını" diye seslenirken
taşeron işçilere de Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son kararla
sendikalaşmanın önünü CHP'nin açtığını belirterek güç birliği
çağrısında bulundu.
BAKAN ÇELİK'İ İSTİFAYA DAVET ETTİ
Kılıçdaroğlu, akılla yönetilen bir ülkede oluşacak kavramlardan
birini de temelinde siyasi ahlakın bulunduğu siyasi sorumluluğun
oluşturduğunu belirterek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'i
istifaya davet etti.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyasi ahlak gereği o bakanın
yapacağı tek bir şey vardır görevinden ayrılmak. Cumhuriyet
fazilettir, erdemdir diyoruz öyle değil mi? Eğer cumhuriyet
erdemse, faziletse o koltuktan ayrılacaksın kardeşim. Kendine,
ailene, topluma saygı duyuyorsan, yer altında umutla beklediğimiz o
işçilere ve ailelerine saygı duyuyorsan bu hükümetten çekileceksin.
'Ben beceremedim, birilerinin siyasi ihtiraslarına teslim oldum'
diyeceksin. 'Burada ölen işçilerin sorumluluğu bana aittir'
diyeceksin ve çekileceksin. Siyasi ahlak bunu gerektirir" diye
konuştu.
AK PARTİ NASIL SEÇİM KAZANIYOR?
Kölelik sisteminin cumhuriyetle ilgisi olamayacağını savunan
Kılıçdaroğlu, cumhuriyet ancak demokrasiyle taçlandırdığında ve
ortak akılla bir ülkenin daha sağlıklı yönetilebileceğini söyledi.
Cumhuriyeti taçlandıracak demokrasinin asla vesayet kabul
etmediğinin de altını çizen Kılıçdaroğlu, vesayeti kabul etmeyen
bir siyasal gelenekten geldiklerini dile getirdi. Fakat bunun
karşısında iktidarı kendi vesayet sistemini kurmakla suçlayan
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Onun bunun vesayeti diyorlardı, kendilerine dedik ki, 'Vesayetten
mi şikayet ediyorsun, o zaman gelin 12 Eylül askeri darbe döneminde
yapılan yasalarının tamamını değiştirelim, birinci sınıf
demokrasiyi getirelim' dedik. Ne yaptılar, bizim bu talebimizi
görmediler. Darbe yasalarını tahkim ettiler. Ne için, kendi
vesayetleri için. Demokrasinin üzerinde yeni bir vesayet var.
Oturmuşlar koltuklarına, şu soru soruluyor 'Bu kadar haksızlığı
yapan, işsizliği görmezlikten gelen yüzbinlerce atanamayan
öğretmeni atamayan bir yapı içinde nasıl olur da bunlar iktidar
oluyorlar.'
Her aklı başında olanın düşündüğü soru budur. Neden iktidar
oluyorlar, çünkü toplumu inanç bağlamında, etnik kimlik, yaşam
tarzı bağlamında ayrıştırıp toplumu bölüyorlar. Böldüğü toplumun
özgürce düşünmesinin önüne set çekiyor. 'Sen bizdensin, oyunu başka
yere veremezsin' diyor. 'Çocuğum işsiz. Hiç önemli değil' diyor.
Neden, 'Aynı etnik kimliği paylaşıyoruz.' Cumhuriyet tarihimizde
21'inci yüzyıl başında Ortaçağ'a geri dönüş yaptık. İnanç, etnik
kimlik ve yaşam tarzı üzerinde siyaset toplu ayrıştırdı ve
kutuplaştırdı. İktidar bundan beslenmeye başladı. Cebini dolduruyor
ama sokaktaki vatandaş bunu görmezlikten geliyor."