'Kıl dönmesi' şikayetiyle gelen hastaya cinsel istismar! Mersin'deki doktorun cezası belli oldu
Abone olMERSİN'den son gelen haber mide bulandırdı. Kıl dönmesi şikayeti nedeniyle muayene ettiği kadın hastasına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılanan doktora 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Doktor suçlamaları kabul etmezken istismara uğradığı iddia edilen kadın "tepki gösterip, çıkacağımı söyledim. Kendisi benden özür diledi. 'Kendime hakim olamadım' dedi. Daha sonra tedaviyi başka bir doktorda devam edebileceğimi söyledi. " ifadelerini kullandı.
Mersin 8. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, geçen yıl 18
Ağustos'ta hastası H.T.'ye (23) cinsel saldırıda bulunduğu
iddiasıyla hakkında dava açılan tutuksuz doktor T.H. ve taraf
avukatları katıldı.
T.H. savunmasında, "kıl dönmesi" şikayetiyle gelen hastasının kendisine sarkıntılık yaptığını ileri sürerek, "Ben Şehir Hastanesinde doktor olarak görev yapıyorum. Olay tarihinden bir gün önce kendisini önceden tanımadığım müşteki kıl dönmesi şikayeti ile müracaat etmişti. Kuyruk sokumunda bulunan kıl dönmesine cerrahi müdahalede bulundum. Pansuman yaptırması, daha sonra da ameliyat olması önerisinde bulunup gönderdim. Ertesi günü müşteki yeniden gelmiş, kimliği üzerinde yokmuş, randevu da almamış, pansuman yapmamı istiyordu. Kimliksiz ve randevusuz olduğu için önce kabul etmedik. Ağrısının olduğunu söyleyip ısrarcı olunca randevulu hastalar bitinceye kadar beklettik, onlar bitince müştekiyi tekrar aldım.
Bir gün önce müdahale ettiğim yarasına bakarken müşteki benim hakkımda 'hoş birisiniz, kibar birisiniz' gibi şeyler söylemeye başladı. Bacağıma dokunmaya çalıştı.
Ben bundan rahatsız olunca müdahaleyi bitirdim ve müştekiye bundan sonra pansuman ve ameliyatını başka bir doktora yaptırmasını söyleyerek gönderdim" dedi.
"Üzerimde bulunan kıyafetleri istediler"
Bu
olaydan sonra hastanın bir kadınla yeniden yanına geldiğini
belirten T.H., "Kadın benimle özel olarak konuşmak istediğini
söyledi. Yanında müştekiyi de gördüm. Sesi yükselmeye başlayınca
hastanenin güvenlik görevlilerinin olduğu yere götürerek orada
konuşabileceğimizi söyledim. Bu şekilde güvenlik görevlilerinin
olduğu yere gittik, orada da Ö. ve müştekinin nişanlısını olduğunu
öğrendiğim diğer şahıs bana bağırıp çağırmaya başladılar. Güvenlik
görevlilerine durumu söyleyip müdahale etmelerini söyledim ve
oradan ayrıldım. Eve gittiğimde polis tarafından ifadeye
çağırıldım. Karakola gittiğimde o gün üzerimde bulunan kıyafetleri
istediler. Kıyafetleri değiştirmiş olduğum için eşime telefon edip
getirmesini istedim. O da getirip polise teslim etti. Üzerime atılı
suçlamaları kabul etmiyorum. Müştekiye müdahalede bulunduğum
saatler 14.30-15.00 sıralarıydı, hastanenin yoğun olduğu saatlerdi.
Müdahaleyi muayene odası içerisinde yaptım. Birkaç yıldır
hemşireleri aldıkları için muayene odasında hemşire yoktu, muayene
odasının kapısı kilitli olmadığı için dışarıdan hastalar kapıyı
açıp içeriye giriyor. Müşteki de bu şekilde girmişti, yani her an
kapıdan birisi girebilecek durumda idi. Muayene sırasında bağcıklı
forma giyiyorum, kemer tarzı bir şey takmıyorum. Muayene bittikten
sonra müşteki 'gidebilir miyim, ameliyatı ne zaman yapacaksınız'
dedi. Ben de ameliyatı başka bir doktora yaptırmasını,
gidebileceğini söyledim. İç çamaşırım üzerinden tespit edilen vücut
sıvısı müdahale sırasında bulaşmış olabileceği gibi iç çamaşırımı
attığım yerden veya inceleme sırasında bulaşmış olabilir" diye
konuştu.
"'Kendime hakim olamadım' dedi"
Müşteki H.T. ise olay günü kıl dönmesi rahatsızlığı olduğunu ve
182'yi arayarak randevu aldığını söyledi. Doktor tercihi
yapmadığını ve otomatik olarak sanığa randevunun verildiğini
kaydeden H.T., "Olay tarihinden bir gün önce hastaneye gittim,
sanık kıl dönmesi olan yere müdahale yaptı. O gün herhangi bir beni
rahatsız edici eylemi olmadı. Ertesi günü pansuman için tekrar
gelmem gerektiğini söyledi. Ben aile hekiminde de yaptırabilirim
dedim ancak müdahaleyi kendisi yaptığı için pansumanı kendisinin
yapması gerektiğini söyledi. Olay tarihinde tekrar hastaneye
gittim. Kimliğimi evde unutmuş olduğumu fark ettim. Sanığa
söyledim. Sorun olmadığını, randevulu hastalarından sonra işlem
yapacağını söyledi. Beni çağırdı, odasında yaramı açtı. Bu sırada
diğer hastalar kapıyı çaldılar. Bana giyinip koridorda beklememi,
diğer hastalardan sonra müdahale edeceğini söyledi. Söylediğini
yaptım, bu şekilde iki kez daha müdahale için odasına girdim,
hastalar kapıyı çaldığı için beni dışarıya gönderdi. Son kez
girdiğimde kapıyı kilitlediğinin sesini duydum. Yaramı açtı ve
müdahale ederken göğsümde de kıl dönmesi olabileceğini söyleyip,
göğüslerime dokundu. Şaşırmıştım ancak kötüye yormak istemedim.
Yaramın acıdığını söyleyince masaj yapayım diyerek, sırtımı ve
kalçalarıma dokunmaya başladı. Çıplak elleriyle dokunuyordu. Ben
huzursuz olup, kalkmak istediğimde 'müdahale bitmedi' diyerek,
bırakmadı. Daha sonra cinsel organı ile kalçama dokunduğunu
hissettim. Ayrıca eliyle özel bölgeme de dokundu. Bunun üzerine
tepki gösterip, çıkacağımı söyledim. Kendisi benden özür diledi.
'Kendime hakim olamadım' dedi. Daha sonra tedaviyi başka bir
doktorda devam edebileceğimi söyledi. Çıktıktan sonra ablamı ve
teyzemi aradım. Teyzem ile birlikte nişanlım hastaneye geldiler.
Sanık ile görüşmek istedik, acil ameliyatı olduğunu söyleyip gitmek
istedi. Teyzem ve nişanlım tepki gösterince benden özür diledi. 'Bu
olay aramızda kalsın, ne istersen yapmaya hazırım' dedi. Ben de
'namusum satılık değil' diye kızarak, kendisine bir kere vurdum.
Sanıktan şikayetçiyim" ifadelerini kullandı.
Tanıkların da dinlenmesinin ardından mahkeme savcısı, esasa ilişkin mütalaasında, sanığın iç çamaşırındaki incelemede hem kendisinin hem müştekinin DNA'sına ilişkin kalıntılar tespit edildiğini, T.H.'nin "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak cinsel saldırı" suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtti.
Mahkeme hakimi, "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak cinsel saldırı" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdığı sanığın mevcut halinin devamına karar verdi.