Kıbrıs Rum halkı bir lider seçti!

Abone ol

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde (GKRY) yapılan ''başkanlık'' seçimlerinde Kıbrıs Rum halkının bir ''devlet başkanı'' değil ''lider'' seçtiğini belirtti.

Bağış;  ''Seçilen kişinin daha önce Annan Planı'nı destekleyen tutumu, kendisinin geçmişte yaptığı isabetli bir tercih olarak değerlendirilebilir. Ancak geçmişteki bu isabetli iradenin bugün ve gelecekte de aynı eksende devam etmediği müddetçe bir anlamı yoktur'' dedi.

AB Bakanı Bağış, Nikos Anastasiadis'in, GKRY'de yapılan seçimlerde oyların yüzde 57,48'ini alarak Rumların yeni lideri olmasını AA'ya değerlendirdi. 

Bağış, ''Rum toplumunun yeni bir lider seçmesi kendi iradeleriyle verdikleri bir karardır. Kıbrıs Rum halkı bir devlet başkanı değil, kendi toplumlarına bir lider seçmişlerdir. Umarım bir gün adada kalıcı birleşme gerçekleşir, o zaman Birleşik Kıbrıs Devletleri'nin meşru bir cumhurbaşkanı da olur'' diye konuştu. 

Türkiye'nin seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinin, KKTC'nin değerlendirmesinden bağımsız olamayacağını belirten Bağış, ''Kıbrıs meselesinde Türkiye ve Türk tarafı her zaman çözümden yana tavır koyan taraf olmuştur. Bizim Kıbrıs politikamız, Ada'nın sadece bir kesimini temsil eden bir toplumun kendisine seçtiği lidere göre değişmez, değişmeyecektir'' dedi. 

    UMARIZ BAŞKA YÖNLERE KAYMAZ

Anastasiadis'in geçmişte ''Annan Planı''nı desteklediğine değinen Bağış, ''Seçilen kişinin daha önce Annan Planı'nı destekleyen tutumu, kendisinin geçmişte yaptığı isabetli bir tercih olarak değerlendirilebilir. Ancak geçmişteki bu isabetli iradenin bugün ve gelecekte de aynı eksende devam etmediği müddetçe bir anlamı yoktur. Umarız bu eksen, farklı mihrakların baskısıyla başka yönlere kaymaz. Atalarımız çok güzel söylemiş; 'Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt'' ifadesini kullandı. 

Anastasiadis'in bu göreve Annan Planı'na ''Evet'' diyen biri olarak bilinmesine rağmen seçildiğine dikkati çeken Bağış, ''Dolayısıyla iradesini Rum kesiminde başka mihraklara teslim etmeme konusunda eline çok ciddi bir imkan geçmiştir. Bu imkanın fırsata dönüşmesi, ancak Kıbrıs meselesinin çözümüne kanalize edilmesiyle mümkündür. Çözümsüzlüğü çözüm gören, AB üyeliğini istismar eden geçmiş dönemin şımarık tavırlarını tekrarlamak kendisi için seleflerinden de beter bir sonla yüzleşmek anlamına gelir'' dedi. 

Bağış, çözümsüzlüğün faturasını KKTC'nin ödeyeceğini zannedenlerin yanıldığını, bugün adada siyasi ve ekonomik olarak güçlü olan tarafın her zaman çözümden yana bir tavır ortaya koyan KKTC olduğunu kaydetti. 

''Ya kuyuda sürüklenmeye devam edecek, ya çözüm ipine sarılarak'' 

KKTC'nin, uluslararası toplumun ve Avrupa Birliği'nin Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri tutmamasına rağmen bu noktaya eriştiğinin altını çizen Bağış, her türlü şımarıklığına göz yumulan, her türlü keyfi uygulamalarına izin verilen Rum kesiminin ise iflasa sürüklenmekten kurtulamadığını belirtti. 

Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: 

''Umarız Anastasiadis, bu gerçekleri görerek kendi iradesi çerçevesinde hareket etme kararlılığını gösterir. Zira aksi yöndeki her türlü eylem ve söylemi hem kendisinin, hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sonunu kendi eliyle hazırlaması olur. Rum yönetiminin içinde bulunduğu buhran ortadadır. Çözümsüzlük ve istismar politikaları Rum yönetimini dipsiz bir kuyuya sürüklemelerine sebep olmuştur. 

Anastasiadis, ya kuyuda sürüklenmeye devam edecek, ya da çözüm ipine sarılarak o kuyudan çıkmayı tercih edecektir. Çözümün anahtarı ise karşılıklı uzlaşıdır.'' 

  RESET TUŞUNA BASMAYA HAZIRIZ      

Seçimin Kıbrıs sorununa çözüm için yeni fırsatlar sunması yönündeki dileğini de dile getiren Bağış, ''Her seçim yeni bir başlangıçtır. Bu yeni başlangıcın çözüm için yeni bir kapı aralanmasına fırsat vermesi gerektiğine inanıyorum. Kıbrıs meselesinin çözümü için biz 'reset' tuşuna basmaya hazırız'' dedi. 

AB Bakanı Bağış, sözlerini şöyle tamamladı: ''Demokratik kurallar çerçevesinde seçilmesini tebrik ettiğimiz Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin yeni liderine bu bağlamda samimi tavsiyemiz; ilk fırsatta KKTC'deki muadilleri ile bir araya gelmesidir. Başbakan İrsen Küçük ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüşmesi sonrası da hep birlikte olmak koşuluyla İstanbul'a gelirlerse, Boğaz'a nazır bir sofrada balık yeme davetimiz geçerlidir. Adanın tüm seçilmiş liderlerini birlikte ağırlamaktan memnuniyet duyarız.'' 

Günün Önemli Haberleri