Kıbrıs Harekatı'nın bir başka yönü
Abone olBarış Harekatı başladığında adadaki Yunan Komutan Atina'yı inandırmak için telefondan bombalamayı dinletmiş.
Eleftherotypia gazetesine göre, Barış Harekatı başladığında
adadaki komutan Yannakodimos Atina'yı arayıp yardım istedi ve şu
cevabı aldı Blöf yapıyorlar. Çıkarma yapamazlar. Tatbikattır!..
Kıbrıs sorununun çıkmaza girmesinde önemli bir rol oynayan Yunan ve
Rum taraflarının, 1974 öncesi gösterdikleri faaliyetler ve bunların
sonucunda Türkiye'nin adaya gerçekleştirdiği askeri operasyonun
üzerinden 29 yıl geçti. ABD ve İngiltere gibi anglosakson
diplomasisi yürüten ülkeler kendi tarihlerindeki gerçekleri, 20 yıl
sonra gerek arşivlerini açarak gerekse özeleştirilerde bulunarak
açıklar, hatalarını düzeltmeye çalışırlar. Türkiye ve Yunanistan
gibi ülkeler ise Akdeniz ve Balkan "gururu" taşıdıklarından kendi
hatalarını 29 yıl geçse bile kabul etmekte zorluk çekerler. Buna
karşın eskiye oranla özeleştirilere rastlamak mümkün artık.. Bunun
en son örneğini Yunanistan ve Rum tarafı; 1974 savaşına yol açan
hataları kabul ederek verdi. Kıbrıs Rumları'nın Kıbrıs Türkleri'ne
yönelik milli temizlik operasyonları ne Yunanistan'da, ne de yeni
kuşak Kıbrıs Rumları tarafından biliniyordu. Ancak son yıllarda
özellikle Yunanistan'da Kıbrıs ile ilgili gerçekler yavaş yavaş gün
ışığına kavuşuyor.. Eleftherotypia gazetesi önceki gün yayınladığı
haftalık 'Istorika' yani 'Tarihsel' isimli dergisini tamamen Kıbrıs
savaşına ayırdı. Dergi 1974 yazı öncesi ve sonrasında
Yunanistan'daki, Türkiye'deki ve Kıbrıs'taki siyasi çekişmeleri;
ABD'nin gerek Türkiye, gerek Yunanistan, en önemlisi de Kıbrıs
üzerindeki etkinliğinin oynadığı büyük rolü, savaş başladığında
Yunan ordusunun durumu ile kendi devletlerini deviren Rumlar'ın
arasındaki çekişmeleri mercek altına aldı. İşte dergide yazılanlar
TÜRKİYE TARAFI Yunanistan'ın emelleri Ecevit için can simidi
olmuştu Yabancı gözüyle Türkiye ve 1973-74 arasında Ecevit ile
Erbakan'ın oluşturduğu ortak hükümet hilkat garibesi olarak
görülüyordu. Öyle ki ABD başta olmak üzere, Erbakan'ı TC
Hükümeti'ne ortak eden Ecevit için "Atatürk Türkiyesi'nde siyasi
İslamı resmileştiren ilk Türk siyaset adamı" tanımlamaları
yapılıyordu. TSK doğal olarak bu durumdan rahatsızdı. Ecevit
ideolojik açıdan ABD çıkarlarına karşı çıktığı için, ABD ile
Türkiye ilk kez bu denli ciddi bir biçimde karşı karşıya geliyordu.
Ortak hükümet içindeki çatlaklar, Ecevit'in fikir suçlularının da
tahliyesini istemesi üzerine daha da derinleşiyordu. İşte tam bu
zor dönemde, Yunanistan'daki siyasi karışıklıklar ve Yunan askeri
yönetiminin Kıbrıs üzerindeki emelleri, Ecevit hükümeti için can
simidi oluşturdu denilebilir. TSK'nın Kıbrıs çıkartması, hem Ecevit
Hükümeti'nin hem de ABD'nin çıkarlarına hizmet ediyordu. Ecevit,
Kıbrıs çıkartmasıyla TSK'nın güvenini kazanmış; ABD ise Kıbrıs'ın
SSCB'nin etkisinden kopması karşısında memnuniyetini gizlemiyordu.
YUNANİSTAN TARAFI Çıkarmaya bir türlü inanmadılar tatbikat sandılar
Yunanistan, 1967 Nisan ayından itibaren askerlerin yönetimi
altındaydı. Albayların Kıbrıs politikaları, Yunanistan ile
Türkiye'yi karşı karşıya getirecek kadar tehlikeliydi. Buna karşın
cuntanın mimarlarından Albay Dimitris Yuhanides, Amerikalılar'dan
aldığını öne sürdüğü "güvenceler" sayesinde 15 Temmuz 1974'te
Kıbrıs'ın legal cumhurbaşkanı Makarios'u devirmiş, 20 Temmuz günü
Türkiye'nin adaya gerçekleştirdiği çıkarmaya da inanmayarak bunun
bir "Türk tatbikatı" olduğuna kanaat getirmişti. Öyle ki
Kıbrıs'taki Yunan muhafız gücü komutanlarından Tümgeneral
Yannakodimos, TSK'nın adaya çıktığı gün Atina'daki genelkurmayla
yaptığı telefon görüşmelerinde bir türlü inandırıcı olamıyordu.
Atina'daki subayların, "Türkler blöf yapıyor. Tatbikat yapıyor.
Adaya çıkamazlar" türündeki telkinlerine karşı sinirlenen
Yannakodimos, telefonun ahizesini pencereden dışarı uzatmış ve
uçak, bombardıman, roket seslerini Atina'dakilere dinletmişti.
GEMİLERİ GERİ ÇEVİRDİ Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Arapakis ise
21 Temmuz günü, askeri operasyonun en sıcak döneminde Pire
Limanı'ndan Kıbrıs'a iki denizaltı göndermeye karar verdi. Alman
yapımı denizaltılar sıcak savaşa girecek ve Türk birliklerini
taşıyan zırhlılara ve savaş gemilerine karşı koyacaktı. Ancak Yunan
Genelkurmay Başkanı Grigoris Bonanos'un son anda verdiği karar ile
denizaltılar Rodos'tan geri çevrildi. General Bonanos'un gösterdiği
gerekçe de ilginçti "Türkler Kıbrıs'a saldırıyor. Oysa biz
Yunanistan'dayız..." Askeri yönetimin başında bulunan Yuhanides,
aslında Türkiye ile derhal savaşa girmek istiyordu. Ancak kuvvet
komutanlarından bir türlü 'OK' alamıyordu. Gösterilen gerekçelerden
biri ve en önemlisi, Yunanistan'ın Kıbrıs ile arasındaki uzak
mesafeydi. İkincisi, Yunan Hava Kuvvetleri'nin, Türk Hava
Kuvvetleri'ne oranla zayıf olmasıydı. KIBRIS'I YANLIŞ VE KANLI
TAKTİKLE SAVUNDULAR 'Afrodit-2' Ada'yı ikiye böldü Yunanlı
subayların bir bölümüyle Kıbrıs Rumları'nın bir bölümü arasındaki
kıyasıya mücadele, Rumlar'ın 'EOKA B' adlı silahlı örgütünün
adadaki Rum solcuları ve Makarios yanlılarını katletme
operasyonları ve Kıbrıs Türkleri'nin köylerini basıp, insanlarını
kurşuna dizmeleri, adada büyük bir karışıklık ve kargaşanın
yaşanmasına neden olmuştu. EOKA B'cilerin, adadaki Yunan muhafız
gücündeki bazı subaylarla birlikte Makarios'a karşı düzenledikleri
kanlı darbe, Kıbrıs'ın savunması (Türkiye'ye karşı) ile ilgili
mevzilerin boşaltılmasına neden olmuştu. Kıbrıs'ın bir Türk
saldırısından korunması" amacıyla Yunan ve Rum kuvvetleri iki plan
geliştirmişti. "Afrodit-1" ve "Afrodit-2..." Kıbrıs adasının
mitolojideki adını taşıyan bu planlardan ilki, yani Afrodit-1'e
göre, Rum ve Yunan birlikleri adaya çıkacak Türk birlikleriyle
mücadele edecek ve Türk birlikleri arasında sağlanmaya çalışılacak
köprü ve her türlü iletişimi ne pahasına olursa olsun kesecekti.
Afrodit-2 ise, bu operasyonların hemen ardından Türk kantonlarına
girilmesi ve temizlik operasyonlarıyla başlatılacaktı. TÜRK KÖYLERİ
BASILDI 1974 savaşı sırasında Rum ve Yunan birlikleri, dağınık ve
hatta daha beş gün öncesine kadar birbirleriyle savaştıkları için,
kontrol başıbozukların elindeydi.. Dolayısıyla Afrodit-1 planı
gerçekleştirilmeden Afrodit-2 planına geçildi. Türk köyleri
basıldı, insanlar kovalandı. Kıbrıs Türkleri bu nedenle adaya gelen
Türk askerlerinin yanına sığınarak can güvenliklerini sağlamış
oldular. Ancak Kıbrıs Türkleri'ne karşı 'IFESTOS 74' adlı başka bir
plan daha vardı ki, bu plan savaş olsun olmasın, tüm Kıbrıs'taki
Türkler'in yerlerinden yurtlarından edilmesini öngörüyordu. Plan
1974 yılının Nisan ayında başlamış ve 15 Temmuz darbe gününe kadar
tamamlanmıştı. Yunan araştırmacılara göre, bu kanlı olaylar
sayesinde Kıbrıs'ın Türklerinin kuzeye, Rumlarının da güneye
sığınmak zorunda kalmaları aslında Kıbrıs'ın ikiye bölünmesinde
önemli bir rol oynamıştı. RADYOLARDA 'TIK' YOK 19 Temmuz'u 20
Temmuz'a bağlayan gece, Ankara'da ilginç gelişmeler oluyordu.
Kıbrıs'a sabah 5 gibi bir operasyon düzenleneceği haberini alan
büyükelçi, Atina'yla temasa geçmek istedi. Ancak gecenin bir saati
olduğu için hiçbir yetkiliye ulaşamadı.. Saat 6 sularında telefon
başında yorulan büyükelçi en sonunda teleksçisine "Yunan radyoları
çıkartma haberini nasıl veriyor?"diye sordu. Teleksçiden gelen
haber oldukça şaşırtıcıydı "3 radyo var sayın elçim. Biri Girit
müziği, biri folk müzik çalıyor. bir diğeri ise spor haberi
veriyor..." Haber :Stelyo Berberakis Kaynak:Sabah