Ki-mundan Irak açıklaması

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, ABD ve İngiltere'nin Irak'tan çekilme planlarıyla BM'nin Irak'ta rolünü artırması arasında doğrudan bir ilişki olmadığını söyledi.

Ban, BM Güvenlik Konseyi üyeleriyle her ay yaptığı çalışma yemeğinden sonra gazetecilerin çeşitli konularla ilgili sorularını yanıtladı.

Genel Sekreter Ban, ABD ve İngiltere'nin Irak'tan çekilme planlarıyla ilgili sorular üzerine, bu tür askeri planlarla, BM'nin Irak'taki rolünü ve çalışan personel sayısını artırması arasında direk bir ilişki kurmanın doğru olmadığını söyledi. Ban şöyle konuştu: ''Elbette BM'nin Irak'taki rolünü artırması ülkedeki güvenlik koşullarına bağlıdır ve orada bulunan personelimizin çok uluslu güç tarafından korunması son derece önemlidir. Ancak bunun dışında iki konu arasında direk olarak fazla bir ilişki göremiyorum''

Ban, BM'nin Irak'taki personelinin güvenliğinin sağlanmasının kendisi için çok önemli olduğunu tekrarladı.

Lübnan

Ban, Lübnan'la ilgili sorular üzerine, Lübnan'da devam eden şiddetten dolayı kaygılı olduğunu, BM barış gücü UNIFIL'in önemli bir görevi yerine getirmeye devam ettiğini söyledi. Ban, Lübnan'daki liderlere de çağrıda bulunarak ulusal uzlaşmaya varabilmek için kendi aralarında daha geniş siyasi diyaloğa girmelerinin şart olduğunu belirtti.

Darfur

Ban, bir soru üzerine Eylül ayı başında Sudan'a gideceği yönündeki haberleri doğruladı ve BM Güvenlik Konseyi'nin Sudan'ın sorunlu Darfur bölgesine BM-Afrika Birliği askerlerinden oluşan karma barışı koruma gücünün gönderilmesiyle ilgili kararının uygulamaya konmasının son derece önemli olduğunu söyledi.
Ban ziyaretinde Darfur'da siyasi diyaloğa ulaşılması yönünde harcanan çabalarla ilgili olarak da girişimde bulunacağını belirtti.

Kıbrıs

Ban, Kıbrıs Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz arama çalışmaları hakkında bir soru üzerine ise ''Şu anda bu konuda söyleyebileceğim bir şeyim yok'' yanıtını verdi.

Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Baki İlkin, 23 Temmuz'da BM Genel Sekreteri Ban'a bir mektup yazarak Kıbrıs Rum yönetiminin adeta Kıbrıs'ın tek sahibiymiş gibi Doğu Akdeniz'de petrol ve doğal gaz arama girişimlerinin, Kıbrıs'ta kapsamlı bir anlaşma sağlanmadığı sürece uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtmiş, Türkiye'nin Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunma yönündeki çabalara katkıda bulunma yönündeki iradesini bir kez daha teyit etmişti.

Bunun üzerine Kıbrıs Rum yönetiminin BM temsilcisi 7 Ağustos'ta BM Genel Sekreterine bir mektup yazmış, Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerinin meşru olduğunu iddia etmişti.