KESK'ten bütçe değerlendirnesi
Abone olKESK, 2006 yılı bütçesinin, sosyal ve ekonomik büyümeyi sağlayan değil, bir takım çevrelere kaynak aktaran bir yapıda olduğunu savundu.
KESK'in 2006 yılı bütçesine ilişkin hazırladığı araştırmada,
faiz harcamalarının 46 katrilyon liralık payla bütçede ağırlığını
koruduğu ifade edildi. Bütçe harcamaların yüzde 30'unun bu kalem
için ayrıldığı belirtilen araştırmada, faiz harcamalarında son
yıllarda yaşanan düşüşün, halka ve kamu emekçilerine büyük bedeller
ödetilerek uygulanan sıkı mali politikaların ve vade yapısının
uzatılmasının sonucu olduğu belirtildi. OECD ülkelerinde kamu
harcamalarının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) içindeki
ortalamasının yüzde 41 olduğuna işaret edilen araştırmada,
Türkiye'de ise konsolide bütçe için 2005'te yüzde 30.8 olarak
belirlenen bu oranın, 2006'da yüzde 29.1'e düşürüldü belirtildi.
Araştırmada, şu görüşlere yer verildi: ''2006 yılında faiz hariç
kamu harcamalarının oranı ise yüzde 20 civarında olacaktır. Askeri
harcamalar da düştüğünde bu oran, yüzde 17'dir. OECD ortalamasında
ise bu oran 34.2'dir. Türkiye kamu harcamalarına son derece az
kaynak ayırmaktadır. Kamu harcamalarına ayrılan payın az olması,
yetersiz sayıda okul, hastane, doktor, öğretmen, fabrika, yol ve iş
demektir.'' -BÜTÇEDEKİ KARA DELİK- Araştırmada, faiz giderlerinin,
bütçede ''kara bir delik'' olduğu ifade edildi. Faiz ödemeleri
konusunda yapılacak bir düzenlemenin, bütçede büyük bir rahatlama
sağlayacağı ve temel kamu hizmetleri ile yatırıma daha fazla kaynak
aktarmanın yolunu açacağı vurgulanan araştırmada, şu görüşlere yer
verildi: ''Hükümet böyle bir tercih yerine bütçeyi baskı altında
tutmakta, kamu hizmetlerinin niteliksizleşmesi, personele duyulan
ihtiyacın kronikleşmesi ve yatırımların durması pahasına faiz
ödemelerine dokunmamaktadır. Kamu emekçilerinin bütün itirazlarına
rağmen, Tasarrufa Teşvik Fonu'nda biriken paralarının geri
ödemelerini zamana yaymasını bilen hükümet, aynı şeyi iç ve dış
borçlar için de yapabilir.'' -EĞİTİM VE SAĞLIK HARCAMALARI-
Araştırmada, 1990'da yüzde 18.8 olan eğitim harcamalarının 2006
bütçesinde yüzde 12.3'e düştüğü, SSK hastanelerinin Sağlık
Bakanlığı'na devrinin yarattığı maliyet ile 2006 bütçesinde sağlık
harcamalarının oranının yüzde 4.3 düzeyine yükseldiği belirtildi.
Sağlığa ayrılan bu oranın, hizmet üretimini yansıtan gerçek bir
yükseliş olmadığı öne sürülen araştırmada, Orta Vadeli Mali Plan'da
ise 2007 ve 2008 yılları için sağlık harcamalarının, Gayrisafi
YurtiçiHasıla'ya (GSYİH) oranının, yüzde 3.5-3.6'ya çekilmesinin
planlandığı kaydedildi. Kişi başına sağlık harcamasında Türkiye'nin
446 dolar ile OECD ülkeleri arasında sağlığa en düşük harcama yapan
ülke konumunda bulunduğuna dikkat çekilen araştırmada, Fransa ve
Almanya'da kişi başına yapılan harcamanın Türkiye'nin 6 katı,
Yunanistan'da ise 4 katı olduğu ifade edildi. Türkiye'nin kişi
başına doktor ve hemşire sayısı bakımından da OECD ülkeleri
arasında son sırada yer aldığı dile getirilen araştırmada, 2003
yılı verilerine göre, Türkiye'de her 10 bin kişiye 14 doktor ve 17
hemşire düştüğü belirtildi. Araştırmada, OECD ortalamasında ise 10
bin kişiye düşen doktor sayısının 29, hemşire sayısının 82 olduğuna
işaret edildi. Hasta başına düşen yatak sayısında da Türkiye'nin,
OECD ülkeleri içerisinde en alt sırada yer aldığı kaydedilen
araştırmada, ''Türkiye'de bu sağlıksız görünüme rağmen yeni liberal
politikaların güdümündeki AKP hükümeti, sorunun çözümünü özel
sektörü teşvikte aramakta, sağlığı ticarileştirmektedir. Türkiye'de
yaşayan bir insan, OECD ülkelerindeki bir insandan ortalama 10 yıl
önce ölmektedir'' denildi. Araştırmada, bütçeden Milli Eğitim
Bakanlığı'na ayrılan payın GSYİH'ya oranının, yüzde 3 düzeyinde
kaldığı belirtilerek, bu oranla Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler
İnsani Gelişmişlik Raporu'na göre, 175 ülke arasında eğitime en az
pay ayıran 40 ülke arasında yer aldığı kaydedildi. -''YATIRIM
HARCAMALARINDAKİ TRAJİK DÜŞÜŞ'- Türkiye'de yatırım harcamalarındaki
düşüşün, trajik boyutlarda olduğu dile getirilen araştırmada, 1986
yılında yatırımlara bütçeden ayrılan payın yüzde 21.3 iken, bu
oranın 2006 yılında yüzde 6.9 olarak öngörüldüğüne işaret edildi.
Araştırmada, bütçenin bir yatırım ve büyüme aracı olmaktan
çıkarılarak ''bir gelir transfer mekanizmasına çevrildiği'' öne
sürülerek, bütçenin, sosyal ve ekonomik büyümeyi sağlayan değil,
bir takım çevrelere kaynak aktaran bir yapıda olduğu savunuldu.