Keşke benim de babam ölseydi
Abone olBoğaziçi Üniversitesi'nin Soma maden faciası sonrası hazırladığı rapor kentte yaşanan travmayı ortaya koydu.
Soma’da babasını kaybeden çocuklarla diğer çocuklar
arasında ‘hediye’ kavgası yaşanıyor. Babası kurtulan çocuk
diğerine, ‘Keşke benim de babam ölseydi de ben de bu kadar çok
hediye alsaydım’ diyor.”
Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri ve öğrencileri
tarafından kurulan ‘Boğaziçi Soma Dayanışması’, 13 Mayıs’tan bugüne
kadar bölgede işçiler, aileler, sendikalar ve mühendislerle birçok
mülakat gerçekleştirdi. Birçok farklı fakülteden 15 öğretim
görevlisi ve 30 öğrenci tarafından bölgeye 10’dan fazla düzenlenen
ziyaretlerde yapılan mülakalatlar rapor haline getirildi.
Yapılan araştırmanın masaya yatırıldığı iki günlük “Soma’yı
Hatırlamak: Hakikat, Adalet, Mücadele” sempozyumunda son derece
çarpıcı sonuçlar ortaya konuldu. Milliyet gazetesi o rapordan
ayrıntıları okurlarına duyurdu.
YARDIM KATLİAMI
“Psikologlar ve eğitimciler sıklıkla ‘babanın ölümü’ ile ‘hediye verilmesi’ arasında yanlış bir bağ kurulmuş olabileceğini söylüyorlar. Anlatılanlar, babasını kaybetmiş ve hediyelere boğulan çocuklarla hediye getirilmeyen, ailesinde kayıp olmayan çocuklar arasındaki doğal arkadaşlık zedelenmiş; hediye getirilmeyen çocuk bir diğerini kıskanmaya ve ona kötü duygular beslemeye başlamış.
Bizi çok sarsan bir ifadeyi burada aktarmak, yapılan yardımların
olumsuz etkisini göstermek açısından doğru olacaktır. Aynı köyden
babasını kaybetmiş ve babası sağ kurtulan 2 arkadaş, birine sürekli
hediye gelip diğerine hiç gelmemesi üzerine tartışıyor ve babası
kurtulan çocuk diğerine, ‘Keşke benim de babam ölseydi de ben de bu
kadar çok hediye alsaydım’ diyor.”
8-10 yaşındaki erkek çocuklarına evin erkeği rolünün, bazı
ailelerde sözlü olarak verildiğini gözlemledik. Çocuklarda bu yaşta
alınması gerekecek bu ağır sorumluluğun onları olumsuz
etkileyeceğini düşünmekteyiz.
Maden işçisi: “Burada iki katliam yaşandı. Maden katliamı ve yardım
katliamı.”