KENTSEV raporunda 6 il için korkutan uyarı: 10.5 milyon kişi risk altında
Abone olKentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı’nın (KENTSEV) Türkiye’deki konut stokuna ilişkin yaptığı araştırmada, ülkenin 6 büyük kentinde 10,5 milyon kişinin 17 yaş ve üzeri binalarda ikamet ettiği belirlendi.
KENTSEV’in araştırmasına göre 33 milyon insanın
yaşadığı İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Kocaeli’de,
içerisinde insanların yaşadığı yaklaşık 2,9 milyon konutun 17
yaş ve üzerinde olduğu tespit edildi. Yaşlı konut statüsünde olan
ve risk grubunda bulunan bu konutlarda ise 10,5 milyon insan
yaşıyor.
Yaşlı konut stokunun özellikle eski yerleşim yerlerinde yoğun
olduğunu kaydeden Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı
Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi şeklinde Haldun Ersen, “Kentsel
dönüşüm sadece İstanbul’u değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir
durum. Yaklaşık 33 milyon insanın yaşadığı ülke nüfusunun yüzde
40’ının ikamet ettiği 6 büyük kentinin konut stokunu araştırdık.
Çünkü, konutların yaşlanması ile deprem arasında doğrudan bir
ilişki var. Bu nedenle yaşlı konutları bertaraf edebilmemiz için bu
araştırmayı ortaya koymamız önem arz ediyordu” dedi.
“Veri olmadan iyileştirmek imkansız''
Haldun Ersen, araştırmaya ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“İstanbul'daki 4,6 milyon konuttan 1,4 milyonu, Ankara’da 1,8
milyon konuttan 540 bini, İzmir’de 1,5 milyon konuttan 510 bini,
Bursa’da 940 bin konuttan 206 bini, Antalya’da 820 bin konuttan 106
bini ve Kocaeli’de 580 bin konutun 116 bini 17 yaş ve üzerinde
bulunuyor. TÜİK verilerine göre ise hane halkı ortalaması
İstanbul’da 3,8, Ankara’da 3,6, İzmir’de 3,4, Bursa’da 3,7,
Antalya’da 3,6 ve göre Kocaeli’de de 3,9 olarak açıklandı. Bu iki
rakamlar çarpıldığında, yaklaşık olarak İstanbul’da 5,3 milyon
kişi, Ankara’da 1,9 milyon kişi, İzmir’de 1,7 milyon kişi, Bursa’da
765 bin kişi, Antalya’da 383 bin kişi ve Kocaeli’de 452 bin kişi
riskli evlerde yaşıyor.”
Veri olmadan iyileştirmenin imkansız olduğuna dikkati çeken Ersen,
“Daha önceki yaptığımız araştırmada da ilçelerdeki hasarlı konut
sayısını belirlemiştik. Araştırma yaptığımız altı şehirde
gerçekleşecek olası bir depremde ne kadar kişinin bu felaketten
etkileneceğini ortaya koyduk. Konutla etkilenecek insan sayısı
arasındaki ilişkiyi paralellik gösteriyor” diye konuştu.
Türkiye'de konutların yüzde 80'i yaşlı
statüsünde
Türkiye’nin deprem riskinin büyük olduğu bir coğrafyada bulunduğunu
dile getiren Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri
Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Cem
Yenidoğan, “İstanbul, içerisinde yaşayan nüfusla birlikte ciddi bir
riskle karşı karşıya. Bu riski azaltmak için çeşitli çalışmalar
yapılıyor. Türkiye ve İstanbul bazında yaptığımız çalışmalarda
konut yapı stokunun yüzde 80’inin 2000’li yıllarda yapıldığını
görüyoruz. Konutlar nasıl yenilenebilir veya güçlendirilebilir
konusunda ciddi çalışmalar yürütülmekte. Binaların tabanlarına ve
ara katlarına yerleştirilen ileri teknoloji cihazları deprem
olmadan önce bir kolon vazifesi görüyor. Deprem sırasında
oluşabilecek hasarları minimize ederek yaşanabilecek kayıpları en
aza indiriyor” dedi.
“Riskli yapı tespit yerine direk güçlendirmeyi tercih
etmeliyiz''
Faya yakınlık durumuna göre riskin arttığını söyleyen Dr. Cem
Yenidoğan, “Zemin, bina özellikleri ve mühendislik işlemleri
oldukça önem arz ediyor. Tasarım yaparken bizim için güvenlik,
ekonomik ve estetik dediğimiz üç kavram önemlidir. Güvenliği
sağlayamaya çalışırken ekonomiyi de düşünmek zorundayız. Bir bina
sizi öldürmeden binayı boşaltmanıza fırsat sunuyorsa
bizim için o bina görevini yerine getirmiştir. Deprem yalıtımı ve
sönümleyiciler gibi yöntemleri kullanabiliriz. Riskli yapı tespit
yerine direk güçlendirmeyi tercih edebilirsiniz. Çok düzgün zemini
olan bir bölgedeki bina eğer yanlış mühendislik hizmeti aldıysa
zayıf görülen bir bölgedeki binadan daha fazla hasar görebilir.
Doğru teşhis yapabilmek için binaya bakmak gerekmektedir”
ifadelerini kullandı.