Keneden korunma yolları
Abone olOndokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sünbül, kene ve korunma...
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sünbül,
kene ve korunma yolları hakkında önemli bilgiler verdi.
Havaların ısınması ile birlikte artış gösteren keneler konusunda
önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Keneler,
beslenme amacıyla insanlardan kan emme sırasında hastalığı
bulaştırmaktadırlar. Bu nedenle hastalığın görüldüğü bölgelerde
yaşayanların veya o bölgelere piknik, ziyaret amacıyla gidenlerin
dikkatli olmaları gerekmektedir. Belli aralıklarla vücutta kene
kontrolü yapılmalı ve keneye rastlandığında uygun şekilde vücuttan
uzaklaştırılmalıdır. Kene ezilmemeli, üzerine kolonya, ispirto,
gazyağı gibi kimyasallar dökülmemeli, ağız kısmı koparılmadan
cımbız veya benzeri bir aletle deriye yapıştığı yerden usulüne
uygun şekilde çıkarılmalıdır. Bu işlemlerin sağlık kuruluşlarında
yapılması tıbbi açıdan daha uygundur. Kene yapıştığı yerden elle
koparılmamalı, üzerine sigara basılmamalıdır” diye konuştu.
KENELERİ YOK ETMEK MÜMKÜN MÜ ?
Riskli bölgelerde yaşayan veya geçici olarak bulunanların çıplak
ayakla yere temas etmemeye özen göstermesini isteyen Prof Dr
Mustafa Sünbül, “Ayrıca kenenin daha kolay fark edebilmesi amacıyla
açık renkli ve uzun kollu giysiler tercih edilmelidir. Pantolon
paçaları çorap içine alınmalıdır. Vücudun açık kısımlarına kene
kovucu spreyler sürülebilir. Keneler için yaşam alanı görevi yapan
hayvan barınaklarındaki çatlaklar ve kovuklar sıva ile kapatılmalı
ve ahırlar belli aralıklarla ilaçlanmalıdır. Park bahçe gibi açık
alanların keneler için ilaçlanması ise hastalıktan korunmada piknik
yapanlar için asla bir güvence oluşturmaz. Bu tür ilaçlamalarla
keneleri yok etmek mümkün değildir. Hastalık taşıyan keneler
sıklıkla yüksek rakımlı orman, makilik alanlar veya buralara
bitişik tarım arazilerinde yaşamaktadır. Şu ana kadar sahil
bölgelerinden hasta başvurusu olmamıştır” şeklinde konuştu.
11 YILDA 400’DEN FAZLA KURBAN
Türkiye’de 2002 yılında başlayıp 2009 yılına kadar artarak devam
eden hastalığın, son yıllarda duraklama ve kısmen azalma eğilimine
girdiğini vurgulayan Sünbül, “Bu neticenin elde edilmesinde
hastalıkla mücadele çalışmaları, alınan önlemler, toplumun
hastalıkla ilgili bilgi düzeyinin ve hastalığa karşı duyarlılığının
artması şüphesiz önemli katkı sağlamıştır. Ancak hala ülkemiz için
ciddi bir sağlık sorunu olma özelliğini de korumaktadır. Türkiye’de
son 11 yılda bu hastalıktan 400’den fazla hasta maalesef
kaybedilmiştir. Bunların bir kısmı ise hastaların tedavisinde görev
alan sağlık personelidir. Hastalık bilindiği gibi ilkbahar ve
sonbahar arası mevsimde görülmektedir. Bu yıl ılık geçen kış
mevsiminden sonra baharla birlikte, kliniğimize vakalar önceki
yıllara göre daha erken başvurmuştur. Bu nedenle vatandaşlarımızın
zorunlu olmadıkça hastalığın sık görüldüğü bölgelere özellikle ılık
ve sıcak mevsimlerde seyahat etmemeleri, bu tür bölgelerde
bulunanların da korunma önlemlerine azami dikkat göstermeleri
hayati önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
(İHA)