Kendi elleri ile ölümü seçen ünlüler

Dünya berbat bir yer ve insanlar dürüst değil: Kurt Cobain Nirvana grubunun vokali Kurt Cobain'in ölümü hakkında spekülasyonlar olsa da kayıtlarda ölüm nedeni intihar olarak geçiyor. 6 gündür kayıp olduğu öğrenildiğinde 8 Nisan 1994‘te cesedi evinin garajında bulundu. Kotunu, gömleğini ve ayakkabılarını giymiş olan Kurt, göğsünün üzerinde bir pompalı tüfek ile sırt üstü uzanmış durumdaydı. Tek bir kurşun ile suratını dağıtmıştı. Cesedin yanında birtakım kişisel eşyalarla birlikte bir de intihar mektubu bulundu. Mektup "sizi seviyorum, sizi seviyorum" sözcükleriyle sona eriyordu. 27 yaşındaydı. (20 Şubat 1967 - 5 Nisan 1994) "Türkiye'de blues" dediğimizde akla gelen ilk isim: Yavuz Çetin Stüdyo çalışmalarını yürütürken yoğun depresyon teşhisi konulduğu için bir haftadır hastanede tedavi gören Yavuz Çetin, taburcu edildikten sonra Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak 31 yaşında yaşamına son vermişti. Benden bir ruhsuz yaratmayı Nasıl başardınız? Benden bir hissiz yaratmayı Nasıl başardınız? Benden bir uyumsuz yaratmayı Nasıl başardınız? Benden sizden biri yaratmayı Nasıl başardınız? (25 Eylül 1970 - 15 Ağustos 2001) Hayatın neresinden dönülse kârdır: Nilgün Marmara Nilgün Marmara, Yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamlarken Sylvia Plath üzerine incelemeler yaptı. Çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Sylvia Plath'in bireyin yalnızlığına ve varoluş sorununa bakışı genç şairi etkiledi ve etkilendiği yazar gibi 29 yaşında intihar etti. Günlüğünde "hayatın neresinden dönülse kârdır" ifadesi yer alıyordu. (13 Şubat 1958 - 13 Ekim 1987) Serseri bir aşık: Jean Seberg Serseri Aşıklar filmiyle kendisini çok sevdiğimizde erken bir yaşta(41) intihar ettiğinden bihaberdik. Bunalıma girdiği günlerde pek çok kez intihara kalkışmıştı. Trenin altına atlamaya çalıştıktan bir hafta sonra arabasında uyku ilaçları ve intihar notuyla birlikte cesedi bulunmuştu. (13 Kasım 1938 - 8 Eylül 1979) Serseri aşkı intihar edince üzüntüsüne dayanamayan yazar: Romain Gary Dünya çapında tanınan bir yazar, senarist ve yönetmendi. Tutkuyla bağlı olduğu eski eşi Jean Seberg'in 1979'daki intiharının da etkisiyle 1980'de, Paris'te yaşamına son verdi. (8 Mayıs 1914 - 2 Aralık 1980) Onu Oz Büyücüsü filmiyle tanımıştık: Judy Garland Oz Büyücüsü'yle (1939) sinemaya çocuk yıldız olarak başlayan, Somewhere over the rainbow şarkısıyla tüm dinleyenleri ağlatan Hollywood oyucularındandır. Birkaç kez intihara teşebbüs ettikten sonra 1969'da aşırı dozda ilaç nedeniyle 47 yaşında hayatını kaybetmiştir. (10 Haziran 1922 - 22 Haziran 1969) Bir güzellik ikonu: Marilyn Monroe Kocası Arthur Miller'dan boşandıktan sonra depresyona girdi. 1962'de çekilen filmin setini aksattığı ve dönemin başkanı J.F. Kennedy'nin doğum günü için şarkı söylemeye gitmesi üzerine Fox şirketi tarafından filmden kovuldu, sözleşmesi iptal edildi ve film şirketi tarafından kendisine tazminat davası açıldı. Marilyn Monroe'nun filmdeki rol arkadaşı Dean Martin'nin başka bir aktrisle çalışmak istememesi üzerine işe geri alındı ve kendisiyle yeni bir sözleşme yapıldı. Ancak filmin çekimleri tekrar başlamadan önce yüksek dozda sakinleştirici ilaç alarak 5 Ağustos 1962'de Los Angeles'taki evinin yatak odasında henüz 36 yaşındayken hayata veda etti. Ölüm nedeni olarak CIA veya mafyanın da sebep olduklarına dair komplo teorileri konuşulmuştu. (1 Haziran 1926 - 5 Ağustos 1962) 22 yaşında sönen bir hayat: Kaan İnce 1991'de ilk şiiri yayımlandı. Çeşitli ödüllerde adından söz ettiren, gelecek vadeden bir edebiyatçıyken 11 Ağustos 1992 sabahı Kadıköy, İstanbul'daki bir otel odasından atlayarak yaşamına son verdi. (2 Şubat 1970 - 11 Ağustos 1992) Yeteneğini kaybettiğini düşünmenin verdiği bunalım: Virginia Woolf İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen Virginia Woolf, Perde Arası romanını yazdığı sıralarda artık kendini yeterince yetenekli hissetmiyor, yeteneğini kaybettiğini düşünüyordu. Her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş, 28 Mart 1941’de içinde bulunduğu duruma daha fazla dayanamayıp evlerinin yakınlarında bulunan Ouse nehrine ceplerine taşlar doldurarak atlayıp intihar etmiştir. Kocasına bıraktığı not: "Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum." (25 Ocak 1882 – 28 Mart 1941) Ölüm sırasında hissedilenleri kaydetmek uğruna: Beşir Fuad Tanzimat Dönemi’nde bilim, felsefe, edebiyat eleştirisi, biyografi alanlarında eser vermiş sıradışı bir Osmanlı aydınıdır. Ateistti. Kaderin insanın elinde olduğunu kendisine kanıtlamak için bileklerini keserek intihar etti. Öldüğünde 45 yaşındaydı. Hayatına son vermenin yanı sıra ölüm sırasında hissedilenleri bilimsel bir gözlem olarak kaydetmeyi de amaçladı ve arkasında birkaç satırlık bir tasvir bıraktı. Fuad’ın intiharının hemen ardından İstanbul’da bir intihar salgını başlaması üzerine 11 Mart 1887 tarihinde gazetelerin intihar haberlerini vermesi yasaklandı. Yasak altı ay sonra kalktı. (1852 - 5 Şubat 1887) Hollywood'un hatrı sayılır yönetmenlerinden biri: Tony Scott Top Gun, True Romance, Crimson Tide, Man on Fire, Spy Game, The Taking of Pelham 123, Déjà Vu, Enemy of the State gibi filmlerle Hollywood'un en önemli yönetmenleri arasında gösteriliyordu. Alien ve Gladyatör ile tanıdığımız yönetmen Ridley Scott'un kardeşidir.19 Ağustos 2012 Pazar günü köprüden atlayarak intihar etmişti. (21 Haziran 1944 - 19 Ağustos 2012) Herkesi güldürse de içi kan ağlayan palyaço hikayesi: Robin Williams Filmlerini belirtmeye bile gerek yok. Onu hepimiz tanıyoruz. Bir neslin hep seveceği isim olarak akıllarda kalacak. Her daim gülümsediğini görsek de içinde bambaşka sıkıntıları olduğunu kendini asarak intihar ettiğinde öğrenmiştik. İntihar ettiğinde 63 yaşındaydı. Huzur içinde uyu Patch Adams... Huzur içinde uyu John Keating... (21 Temmuz 1951 - 11 Ağustos 2014) Dedesi gibi intiharı seçen aktris: Margaux Hemingway Ünlü yazar Ernest Hemingway'in torunu olan Margaux Hemingway, Idaho'da bir çiftlikte büyüdü. 1970'li yıllarda Fabergé kozmetik şirketiyle iki milyon dolarlık modellik sözleşmesi yapan Margaux, aynı zamanda Vogue, Elle, Cosmopolitan, Harper's Bazaar gibi yayın organlarında fotomodellik yaptı. 1,83 m'lik boyu ve düzgün fiziğiyle ilgi çekerek aranan bir yüz olmayı başaran sanatçı, daha sonra kamera karşısına geçti. 1984 yılında yaşadığı bir kayak kazasından sonra depresyona girdi. Yaşamı boyunca olumsuz biten evlilikler, alkol bağımlılığı, disleksi gibi sorunlarla uğraşan oyuncu, dedesinin ölüm yıldönümünden bir gün önce evinde 42 yaşındayken yüksek dozda uyku hapı alarak yine dedesi gibi kendi yaşamına son verdi. (16 Şubat 1954 - 1 Temmuz 1996) Her şeyin boş olduğuna dair fikirler: Ernest Hemingway Nobel ve Pulitzer Ödülü sahibi yazarın çoğu eseri, bugün Amerikan edebiyatının başyapıtlarından kabul ediliyor. Küba'daki yeni rejim Amerika mülklerini devletleştirmeye karar verince Idaho’ya taşındı. Ruhsal sağlığı kötüye gitti. Hayatının sonlarına doğru her şeyin boş olduğuna dair fikirleri oluştu. 62 yaşında babası ve annesi gibi av tüfeği ile kendini vurarak yaşamına son verdi. (21 Temmuz 1899 - 2 Temmuz 1961) Sergey Yesenin'in kanıyla ona şiir yazdığı dostu: Vladimir Mayakovsky Dostu Sergey Yesenin intihar ettiğinde bileklerini keserek kanıyla ona şiir yazmıştı: "Elveda dost, elveda" Vladimir Mayakovsky, buna karşılık hemen bir şiir yazıp, okumaya başlar fakat zamanın devrimcilerinden büyük tepki görür. Bu olaydan tam 5 yıl sonra; 1930'da silahla intihar eder. Stalin'in yorgun düşürdüğü bir değer: Sergey Yesenin Rus şair. Sergey Yesenin, Stalin dönemindeki baskıların da etkisiyle psikolojik bir rahatsızlık yaşadı ve bir ay akıl hastanesinde kaldı. Noel için hastaneden çıkarıldıktan birkaç gün sonra, 27 Aralık 1925'te İngiltere Oteli'ndeki odasında kendini asarak intihar etti. Cesedinin yanında, intiharından bir gün önce bileklerini kesip kendi kanıyla Vladimir Mayakovsky'ye yazdığı veda şiiri bulundu. Gizdökümcü şiirin önemli isimlerinden: Sylvia Plath Depresyonu üzerine ayrıntılı bilgiler veren Sırça Fanus kitabının yazarı olarak bilinir. 1962-1963 kışı Plath için çok zor geçti.11 Şubat 1963'te, ikinci kattaki odalarında uyumakta olan çocuklarının yanına süt ve kurabiye bıraktıktan sonra, odalarının kapısını da içeri gaz girmeyeceğinden emin olmak üzere bantlayarak kapattı ve kafasını fırının içine sokarak intihar etti. 1963 yılında daha 30 yaşındayken intihar eden Plath’ın hayatı, Oscarlı oyuncu Gwyneth Paltrow’un ünlü şairi canlandırdığı “Sylvia” filmine de aktarıldı. (27 Ekim 1932 - 11 Şubat 1963) Martin Eden karakteriyle kaderi bir olan romancı: Jack London Beyaz Diş, Martin Eden, Vahşetin Çağrısı, Demir Ökçe kitaplarıyla bilinen en önemli yazarlardan biri. Yazdığı kitaplardan çok para kazanmasına rağmen aşırı dozda ilaç alıp intihar ettiği düşünülmektedir. İntihar ettiği kesinlik kazanmasa da eserlerindeki intihar olgusu bu ihtimali destekliyor. (12 Ocak 1876 - 22 Kasım 1916) Hitler'in kalıcı olmasından duyduğu korku ve karamsarlık: Stefan Zweig Avusturyalı yazar. Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu. (28 Kasım 1881 - 22 Şubat 1942) Değeri sonradan anlaşılmış bir dahi: Alan Turing İngiliz matematikçi, bilgisayar bilimcisi ve kriptolog. Bilgisayar biliminin kurucusu sayılır. Geliştirmiş oldugu Turing testi ile makinelerin ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda bir kriter öne sürmüştür. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerin şifresini kırarak milyonlarca insanın hayatını kurtarmıştır. Eşcinsel olduğu öğrenilince hükümet baskısı yüzünden intihar etmek zorunda kalmıştır. (23 Haziran 1912 – 7 Haziran 1954) Güzeller güzeli bir model ve oyuncuydu: Lucy Gordon Genç aktris, Örümcek Adam 3 ve Serendipity filmleriyle tanınıyordu. Bir düzine filmde rol almasının yanında modellik kariyerini de sürdürüyordu. Henüz 28 yaşındayken doğum gününe iki gün kala Paris'teki dairesinde kendini asarak yaşamına son vermişti. (22 Mayıs 1980 - 20 Mayıs 2009)

Internet Haber Mobil Uygulama

Kendi elleri ile ölümü seçen ünlüler