Kemikleri de kaderi gibi 'camdan'
Abone olCezaevlerinde 6 yaşından küçük 182 çocuk var Türkiye çapında... Her birinin hikâyesi ayrı bir dram... İşte onlardan bir tanesi...
Cezaevlerinin demir
parmaklıkları ardında, anneleriyle birlikte gün sayan 182 çocuk var
Türkiye'de. Hepsi de 6 yaşından küçük... Onlar Türk sinemasının
unutulmaz örneklerinden "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminin gerçek
Barış'ları...
Sabah, dört duvardan başka dünya bilmeyen bu "kader mahkûmlarının"
hikâyelerini derledi. Sürekli kemikleri kırılan 5.5 yaşındaki 'cam
bebek' Oğuz ve onun gibi yüzlercesi... Toplam 47 dönüm arazi
üzerine kurulu Denizli D Tipi Kapalı Cezaevi'nde bin 396 hükümlü ve
tutuklu var. Bunların bin 290'ı erkek, 85'i kadın. 19'u da çocuk
suçlu. Kadınlar koğuşundaki mahkûm annelerin yanında ise 0-6 yaş
grubunda 6 çocuk var. Onlardan biri de 'cam bebek' Oğuz...
'HEP ANNESİNİ İSTİYOR'
Henüz 2 yaşındayken, annesi Gül U.'nun (25) hırsızlıktan
tutuklanmasıyla birlikte cezaeviyle tanışmış. 3.5 yıldır Denizli D
Tipi Kapalı Cezaevi'nin kadın koğuşunda yaşıyor. Pamukkale
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Oğuz'a halk arasında "cam
kemik" olarak bilenen "osteogenesis imperfecta'' hastalığı teşhisi
koymuş. Ne yürüyebiliyor ne de oturabiliyor. Göğüs kafesinde
kırıklar var.
Anne karnında bile kemikleri kırılmış. Babası dışarıda ama Oğuz
babasıyla durmuyor. Hep annesini istiyor. Babası da, çaresiz, onu
yeniden annesinin yanına getiriyor. "Neredeyse pamuklar içinde
yaşaması lazım yavrumun ama benim hatalarım yüzünden cezaevinde"
diyen anne, isyanını, üzüntüsünü şöyle anlatıyor: "Bir beşiği bile
olmadı. Tek ranzada yatıyoruz. Ufacık bir sarsıntıda bile kemikleri
kırılıyor. Geceleri ona bir şey olacak diye bırakın dönmeyi nefes
bile alamıyorum. 'Oğluma da ranza verin' denilmez ki, cezaevi
burası. Suçluyum ben. Ama günahsız oğlumun ne suçu var? 5 yıllık
ömründe 15'ten fazla defa kemiği kırıldı. Dokunsan kırılıyor."
'TÖVBEMİ BOZDUM'
Genç kadın, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Çocuğum 7.5 aylıkken, 1
kilo doğdu. Babası askerdeydi, ben yalnızdım. Oğlum 2 yaşına geldi.
Sütün yanında ek besin lazım. Alamadım. Tövbe etmiştim o güne
kadar. Daha önceden sabıkam vardı. Ama o gün yavrum için tövbemi
bozdum ve pazarda hırsızlık yaptım. 6 yıl verdiler bana. Oğlumun
ömrü de hastane ile cezaevi arasında geçiyor."
'Daha çocuktum ama kasvetli hava
aklımda'
'Uçurtmayı Vurmasınlar' filminde, cezaevinde doğup
büyüyen 4.5 yaşındaki Barış'ı canlandıran Ozan Bilen, şimdi 25
yaşında. "O çocuklar için mutlaka özel yetiştirme yurdu kurulmalı"
diyen Ozan Bilen şöyle diyor: "Film her ne kadar yaşanmış bir
öyküden uyarlandıysa da sonuçta bir prodüksiyon ürünüydü. Ben o
yaşta, cezaevinde tam olarak ne hissettiğimi bilerek performans
göstermedim. Bana oyun gibi geldi. Ama cezaevinin kasvetli havasını
unutamıyorum. Filmi izlediğimde çok etkileniyorum. Orada büyümek
büyük bir şanssızlık olsa gerek."
OYUN SALONUNA UZAKTAN BAKIYOR
Devlet cezaevinde yaşamaya mahkûm çocuklara
oyun odası yapmış. Anneler ve çocukları için can simidi olmuş bu
odalar. Ancak hastalığı yüzünden Oğuz'un burada oynayamadığını
anlatıyor annesi: "Arkadaşlarıyla oynamak istiyor ama oynayamıyor.
Yürüyemiyor ki nasıl oynasın?.. Devlet, çocuklar için oyun odası
yapmış ama benim yavrum oyuncaklara da, arkadaşlarına da uzaktan
bakıyor. Geçen gün babası alıp eve götürdü. Ayağı kırılmış, geri
geldi. Ölür benim oğlum dışarıda. Ama içerde de ölüyor."
(Sabah)