Kemal Derviş Köşk adaylığı için konuştu
Abone olKemal Derviş, İzmir’de katıldığı bir toplantıda Köşk için aday olup olmayacağı hakkındaki soruya yanıt verdi.<br/>Kasım 2000 ve Şubat 2001’d...
Kemal Derviş, İzmir’de katıldığı bir toplantıda Köşk için aday
olup olmayacağı hakkındaki soruya yanıt verdi.
Kasım 2000 ve Şubat 2001’de yaşanan iki mali krizin ardından
Türkiye’ye davet edilen ve Dünya Bankası’ndaki görevinden ayrılarak
3 Mart 2001’de Bülent Ecevit Hükümeti’nin Ekonomiden Sorumlu Devlet
Bakanı olarak atanan Kemal Derviş, Ege Sanayici ve İşadamları
Derneği’nin konuğu olarak geldiği İzmir’de Egeli patronların
sorularını yanıtladı.
Eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, İzmir’de
katıldığı bir toplantıda, cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı
şeklindeki soruya, “Tamamen siyasi. Cevap vermek anlamsız olur.
Gündem dışı bir şey” diye yanıt verdi.
Kemal Derviş, konuşmasına Soma’da yaşanan maden faciasında hayatını
kaybeden 301 işçiyi anarak başlarken, “Soma’daki üzücü olaylar işçi
kardeşlerimizin hayatını kaybetmesini bir türlü unutamıyoruz,
unutmamalıyız da” dedi.
ABD’deki Brookings Enstitüsü’nde görev yapan Derviş, Türkiye’nin
yüzde 7 civarında bir büyümeye ihtiyacı olduğunu söyleyerek, “Milli
gelire göre yatırım oranının hiç değilse yüzde 25’lerde
gerçekleşmesi gerekir. Bunu ya cari açıkla ya iç tasarrufla ikame
edeceğiz. Bana göre yüzde 3 oranında cari açık, yüzde 22’lik iç
tasarruf olmalı. Temel makro dengeyi böyle kurmak lazım. İç
tasarrufu yüzde 14’lerden yüzde 22’lere nasıl çıkaracağız?
Önümüzdeki temel mesele bu. Hane halkına reel getiri sağlamak
gerekiyor. Sürekli sıfır faizli para politikası ile iç tasarrufun
artması zor. Türkiye’nin yüzde 20’ye kadar tasarrufu taşıması
lazım. İnsanlar yarına güvenmeli ki tasarruf yapabilsinler.
Sosyolojik, ekonomik ve siyasal ortam çok önemli. Bir toplumu
olumluya götürmek dengeleri tutturmak çok zor bir şey. Almanya’da
uzlaşma var işçi ve işveren arasında uzlaşma var.” şeklinde
konuştu.
“SOSYAL DEMOKRATIM”
Tüm yaşamı boyunca soysa demokrat olduğunu söyleyen Derviş, solun
birleşmesi için çaba harcadığını, “Muhafazakar olduğunu söyleyen
Almanya Başbakanı Merkel bile sosyal demokrattır. Ben şunu istedim.
İki büyük güce dayanmalı, yarışma olmalı. Türkiye’de orta solun
birleşmesinin gerekli olduğuna inandım. CHP ve DSP’nin iki ayrı
parti olarak seçime girmesini doğru bulmadım. Ortada DSP ve CHP
varken üçüncü bir parti kurmanın ve 2002 seçimlerine üç parti
olarak girmenin nasıl bir mantığa dayanmadığını anlayamadım. Esas
çabam bu üç grubu birleştirmekti. CHP çatısı altında birleşmeyi
doğru buluyordum” dedi.
“HER NEYSE ÇÖZÜM BURADA”
Kemal Derviş, bir işadamının “ABD’nin, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a desteği hala devam ediyor mu?” sorusunu da yanıtladı.
Eski Bakan Derviş, “İçtenlikle paylaşayım. Türkiye’nin ABD’nin
yaptırım gücünü çok abartıyorlar. Hiç kuşkusuz dünyanın en güçlü
ülkesi, askeri üstünlüğü var. ABD’nin dünya siyasetini idare
ettiğini düşünen bir kanı var. Etkisiz bir ülke değil. Esas
Türkiye’nin geleceği bizlere bağlı. Türkiye’de yaşayanlara bağlı.
ABD’de ’Türkiye oy verecek, seçecek biz de ona konumlanacağız’
anlayışı var. Çözümü sakın dışarıdan beklemeyin. Her neyse çözüm
burada” dedi.
“Siyasetçi olamadım” diyen Kemal Derviş, konuşmasını şöyle
sürdürdü: “Her sabah uyanıp ’Rakibimi nasıl yeneceğim. Karşı tarafı
nasıl zor duruma düşüreceğim’ diye uyanmak çok zor. Siyasette
şeffaflık çok önemli. Bütün dünyada bu anlamda sorun var. Siyasi
hırs etik anlamda sorun yaratıyor. Siyasi imkanların şeffaf
kullanılması lazım.”
(İHA)