KCK'dan olay açıklama direniş çağrısı
Abone olKCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin zehir zemberek bir yazı kaleme alarak direniş çağrısı yaptı.
'Hüseyin Ali' mahlasıyla Özgür Gündem'de yazan KCK
Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, "AKP hükümeti Güvenlik Paketi
adı altında faşist yasalar çıkarıyor. Bunun tercümesi,
demokratikleşme ve Kürt sorununu çözmeye direnmektir. Yeni Güvenlik
Paketi’nin gündemde olduğu yerde hiçbir tartışmanın anlamı kalmaz.
Yeni Güvenlik Paketi Kürt Özgürlük Hareketi açısından bir direnme
gerekçesidir" dedi.
"Bazıları 'AKP otoriterleşebilir, ama Kürt sorununda da
adım atabilir' gibi saçma sapan şeyler söylüyor. Bunu söyleyenler
ne Kürt sorununu anlamıştır ne de Türkiye’yi tanımaktadır" diyen
Mustafa Karasu, Abdullah Öcalan'ın görülmemiş bir sabır
gösterdiğini öne sürdü:
"Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi dünyada görülmedik
makul yaklaşım ve sabrı gösteriyor, ama bir karşılık bulmuyor.
Temel konularda müzakereye geçerek adımlar atılmıyor. AKP’nin işi
gücü adım atmayarak, ama seçim öncesi adım atacağı
beklentisiyaratarak yeni bir seçim kazanmaya yöneliktir. Kürt Halk
Önderi ve Özgürlük Hareketi’nin sorumlu yaklaşımını yine bir seçim
kazanma aracı haline getirmek istiyor."
OTORİTER REJİM KURARAK SORUN
ÇÖZÜLMEZ
AKP hükümeti Güvenlik Paketi adı altında faşist yasalar çıkarıyor.
Bunun tercümesi, demokratikleşme ve Kürt sorununu çözmeye
direnmektir. Çünkü Türkiye’nin en temel demokratikleşme sorunu daha
da otoriter bir rejim kurarak, hegemonya kurarak çözülemez. Türkiye
otoriterleşecek, ama Kürt sorununda adım atılacak! Bu safsatadır,
büyük bir yalandır. Bazıları “AKP otoriterleşebilir, ama Kürt
sorununda da adım atabilir” gibi saçma sapan şeyler söylüyor. Bunu
söyleyenler ne Kürt sorununu anlamıştır ne de Türkiye’yi
tanımaktadır. Kürt sorununun çözümü ile Türkiye’nin
demokratikleşmesi arasında doğrudan bağ vardır. Biri olmadan diğeri
olamaz. Türkiye gerçeğinde bu, doğa kanunları kadar kesindir.
ÖCALAN SABREDİYOR
Bir gazete “Kandil Direniyor” demiş. Doğrudur direnen, inat
eden, kendi soykırım politikasından vazgeçmeyen bir devlet ve
hükümet var. Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi dünyada
görülmedik makul yaklaşım ve sabrı gösteriyor, ama bir karşılık
bulmuyor. Temel konularda müzakereye geçerek adımlar atılmıyor.
AKP’nin işi gücü adım atmayarak, ama seçim öncesi adım atacağı
beklentisiyaratarak yeni bir seçim kazanmaya yöneliktir. Kürt Halk
Önderi ve Özgürlük Hareketi’nin sorumlu yaklaşımını yine bir seçim
kazanma aracı haline getirmek istiyor.
KİMSE SİLAHLARIN BIRAKILMASINDAN SÖZ
EDEMEZ
Gerillanın direnişini yaratan da Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür.
Yoksa hiçbir Kürt genci keyfi olarak eline silah almamıştır. Bu
gerçek ortadayken, AKP hükümeti çözüm için adım atmamışken, aksine
daha da otoriterleşirken kimin çözümsüzlükte ısrar ettiği daha iyi
anlaşılır. Sorun çözülmeden kim silahların bırakılmasından ya da
gerillanın çekilmesinden söz edebilir? Çözüm iradesi ve adımları
gerçekleşirse kim silahlı mücadelede ısrar edebilir? Kaldı ki, Kürt
Halk Önderi Kürt sorunu çözülürse silahlı mücadelenin
bırakılacağını defalarca deklere etmiştir. Bunu deklere etmek
sembolik bir durumdur. Yoksa zaten Kürt sorununda çözüm olursa
gerçekleşen bu olur. Nitekim Kürt Halk Önderi yıllardır ısrarla
siyasetle çözüm arıyor, bu konuda hiç kimsenin göstermeyeceği
fedakarlığı yapıyor.
DİRENME GEREKÇESİ
(...) Yeni Güvenlik Paketi’nin gündemde olduğu yerde hiçbir
tartışmanın anlamı kalmaz. Yeni Güvenlik Paketi Kürt Özgürlük
Hareketi açısından bir direnme gerekçesidir. Böyle bir yasa
paketine karşı tüm demokrasi güçleriyle birlikte, tüm sosyalist
güçlerle birlikte direnilir. Bu faşist ve otoriterleşme paketinin
çıktığı bir ortamda on tahkim edilmiş ateşkesin bile hiçbir anlamı
olmaz. Hükümet taşlar bağlansın, köpekler salınsın diyor. Bunu kim
kabul edebilir? Hangi demokratik zihniyet böyle bir yasayı içine
sindirebilir ve sesiz kalabilir?
HERKESLE ORTAK
MÜCADELE
Kürdistan’da tüm barolar bu otoriter ve faşist karakterli güvenlik yasasına karşı çıkmıştır. Bu tutum, güvenlik yasasına karşı tüm halkın direnişinin de meşru olduğunu ifade ediyor. Bu güvenlik yasası kabul edilemez. Bırakalım bu yasanın çıkarılması, gündeme konulması bile gayri meşrudur ve direnme hakkını doğurur. Şu anda acil gündem budur. Tüm demokrasi güçleri ve Kürt halkı bu yasaya karşı direnmeli ve meşru direnme hakkını kullanmalıdır. Bu konuda direnen herkesle ortak mücadele hattında yürünmelidir