Kayyum: Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin
yapılması için görevlendirilen kimseye denir.
Kayyum, genellikle usulsüzlük yapılan resmi veya özel kurumlara,
şirketlere, devletin el koyduktan sonra atadığı yöneticidir.
Zaman zaman kimi vatandaşlarımız tarafından ziyaret edildiği
basına yansıyan büyükşehir belediyemizin kayyumu kimi vatandaşlar
tarafından da 'bir türlü ona ulaşamadık' diye
şikayetler geliyor.
Malum insanımızın genel yapısı bu, öyle tahmin ediyor ki karşı
taraf boş ve bilerek onu kabul etmiyor.
Biraz empati diyorum, Kayyum eski adıyla Şehremini bu sıkıntılı
süreçte belediyeye atandı, daha kendine bir ekip bile kuramadı,
kendisinin deyimiyle daha belediyenin fotoğrafını çekiyorken, bana
randevu verilmiyor diye veryansın etmeyelim.
Bir akşam vakti günün yorgunluğuyla ben uyuklamışken telefonum
çalıyor, hanım da beni uyandırmaya kıyamıyor tabi, uyanır uyanmaz
“bey isimsiz bir numara sizi aradı” Dedi. Ben arar
aramaz, bir sürpriz ses; “Ben Cumali Atila” demez
mi?
Doğrusu hem şaşırdım, hem mutlu oldum.
Bana dedi ki; Eyüphan bey siz internethaber sitesinde bana
hitaben bir yazı yazmışsınız, bir arkadaşım da bana gönderdi.
Yazınız hoş ifadeler içeriyor %70 oranında biz de öyle düşünüyoruz.
Ancak yazıda daha önce yazdığınız iki yazıdan bahsediyorsunuz
onlara ulaşamadım. Mümkünse onları da görmek isterdim.
En kısa zamanda size ulaştırırım dedim ve ertesi gün hemen
yazıları buldum ve vatsapta paylaştım, gönderdiğime dair mesaj
gönderdim, ayrıca sabahleyin bir zarf içinde Belediyemizin özel
kalemine bıraktım.
Buraya kadar hoş güzel, ama sitem etmeye değer bir şeyler kaldı.
Bu yazılar özgürhaber gazetesinin köşesinde yayınlandığı ve gazete
belediyeye gittiği halde başkanımızın neden haberi olmamış? asıl
beni üzen bu.
Yazılarımdan birini “Kayyum hoş gele, safa
gide”, diğerini “Kayyuma söyleyeceklerim
var” üçüncüsünü de “kayyuma son
seslenişimdir” başlıklarıyla yazmıştım.
Basın bürosu neden bu manidar yazıları Başkanımızla
paylaşmamıştı beni meraklandıran orası.
Bir anekdot da paylaşmak isterim.
Osman Baydemir Başkanken ben Diyarbakır küçük Millet
Meclisi(DkMM) adına birkaç defa kendisinden randevu talep ettim,
bir türlü bana randevu verilmedi.
Bir gün yine özel kalemden çıkıyorum, çalışanlardan biri bana
dedi ki; “Keké birkaç defadır sizi gel-git yaparken
görüyorum, bu şekilde Başkana zor ulaşırsınız, burada halk ile
Başkan arasında perde olan birileri var, sen en iyisi basın
müşaviri İrfan beye git o şekilde daha rahat başkana
ulaşırsın.” Gerçekten de onun dediğini yaptım ve başkana
ulaştım.
Şimdiki mesele de bu işte, kimisi tahmin ediyor ki her müracaat
Başkana ulaşıyor, maalesef öyle değildir. Tabi bazen de talep
ulaştığı halde programı çok yoğun da olabiliyor.
Bana sorsanız belediyeye müracaat eden herkese bir vesileyle
ulaşmak lazım, randevu mümkün değilse de telefonla bir dönüş
olmalıdır.
Kanaatim o ki Başkanımız zaman içinde yönetim ekibini
şekillendirirse vatandaşlarımıza randevu da verecek, yüzleşme
günlerini de yapacak, belediyenin hesap verebilir, şeffaf bir
duruma gelmesi için elinden geleni de esirgemeyecek.
Ben böyle düşünüyorum, yeter ki bireysel menfaatler için
Kayyumumuzu rahatsız etmeyelim.
Dolayısıyla diyorum ki, kayyumumuz kaim ola, ilgisi daim
ola.
“Aman” demeniz dileğiyle.