Kayınvalidesine üzülen gelin de öldü!
Abone olKayınvalidesinin ölümüne dayanamayan gelin, 30 dakika sonra beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. İşte yaşanan acı olay..
Kayınvalidesinin ölümüne dayanamayan gelin, 30 dakika
sonra beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti
Samsun'da kayınvalidesinin ölümüne dayanamayan gelin, 30 dakika
sonra beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Kayınvalide ile
gelin yan yana toprağa verildi.
Samsun'un Kavak ilçesi Yaşardoğu Mahallesi'nde yaşayan 6 çocuk, 10
torun sahibi Tesmiye Gürel (84), önceki gün evinde rahatsızlanarak
aniden öldü. Evin 40 yıllık gelini Fatma Gürel (58),
kayınvalidesinin ölümü üzerine büyük üzüntü yaşayarak sinir krizi
geçirdi. Aniden fenalaşan Fatma Gürel, eşi Ramazan Gürel tarafından
hastaneye kaldırıldı. Fatma Gürel, Kavak Devlet Hastanesi'nde tüm
müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Eşi ve annesini 30 dakika arayla kaybeden Ramazan Gürel, hayatının
en büyük acısını yaşadı. Sevdiği iki insanı aynı anda kaybeden
talihsiz adam, "Annem eşime, eşim de anneme çok düşkündü. Tam 40
yıl boyunca birbirlerine büyük bir sevgi ve saygıyla bağlı
kaldılar. Annemin ani ölümü eşimi perişan etti. Şimdi her ikisinin
de acısı yüreğimizi yakıyor" dedi. Gelin Fatma Gürel ile
kayınvalidesi Tesmiye Gürel'in cenazeleri evlerinin önünde okunan
duaların ardından Kavak İlçesi İdrisli köyüne götürüldü. Cenazeler,
kılınan cenaze sonrasında yanyana toprağa verildi.
OKULUN ÖNÜNDE EŞİNİN BOĞAZINI
KESTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN..
ADANA’da, öğretmen 44 yaşındaki Özlem Yılmaz, ayrılma aşamasında
olduğu kamyon şoförü eşi 46 yaşındaki Vedat Yılmaz tarafından
boğazının bıçakla kesilmesi sonucu ağır yaralandı.
Olay, saat 07.45 sıralarında Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Özlem
Yılmaz’ın görev yaptığı Enver Kurttepeli Anadolu Lisesi önünde
meydana geldi. Sabah okula gelen Özlem Yılmaz’ın yolu, boşanma
davası açtığı 3 yıllık eşi Vedat Yılmaz tarafından kesildi. Yılmaz
çifti, okul önünde bir süre tartıştı.
Tartışmanın ardından sinirlenen Vedat Yılmaz, iddiaya göre
üzerindeki bıçağı çıkarıp bazı öğrencilerin de gözleri önünde
eşinin boğazını kesti. Ağır yaralanan Özlem Yılmaz, Başkent
Üniversitesi Yüreğir Hastanesi’ne götürüldü. Polisin, olayda
kullanılan bıçakla ele geçirdiği şüpheli Vedat Yılmaz gözaltına
alındı. Soruşturma sürüyor.
6 AY ÖMÜR BİÇİLDİ 6 YILDIR
YAŞIYOR
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN..
Genç yaşta art arda 5 organına yayılan kanser hastalığı
nedeniyle 6 ay ömür biçilmesine rağmen 6 yılı aşkındır zamandır
mücadele ederek binlerce hastaya motivasyon ve umut kaynağı olan
Kansersiz Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 32 yaşındaki Dida
Kaymaz, kanserli hücreleri vücudunda 3 noktada yenmeyi başardı.
Dida Kaymaz, İtalya’da eski Sağlık Bakanı ve onkoloji Profesörü
Umberto Veronesi tarafından gerçekleştirilen ve 1 aydan fazla süren
kök hücre tedavisinin ardından döndüğü Türkiye’de, yaklaşık bir
buçuk aylık süreyi evinde son derece steril, izole bir ortamda ve
mümkün olduğunca az sayıda insanla görüşerek geçirdikten sonra
kurucu başkanı olduğu derneğin iki önemli projesi ile ilgili
çalışmaların ilk adımlarını atmak için Adana’ya geldi.
Oksijen deposu Toros Dağlarının eteğinde bulunan Adana’nın Pozantı
ilçesindeki dağ oteli Pendosis Tatil Köyü’nün ortağı Süreyya Kayar
ile gerçekleştireceği proje için alan keşif gezisi yapan Dida
Kaymaz, AA muhabirine, önce tedavi sürecini, ardından, kanser
hastalarına umut olacak projelerini anlattı. İtalya’da 22 günü
steril odada geçen kök hücre nakli tedavisi sayesinde kanser
hücrelerinin kemiklerine yapmış olduğu metastasın önüne geçildiğini
ifade eden Kaymaz, "Bunun yanı sıra yapılan rutin tetkik ve
tahlillerimde vücudumdaki 5 ayrı organ tutulumundan 3’ünde yüksek
başarı sağlandığı görüldü" dedi. İkisi primer, 3’ü metastas olmak
üzere vücudundaki 5 ayrı noktada bulunan kanser hücreleri ile
yaşamayı öğrenmesi, hayata küsmemesi ve tedavi sürecinden ve sosyal
yaşamından asla kopmaması sayesinde moralini hep yüksek tuttuğunu
anlatan Kaymaz, "Mide, kolon, akciğer, karaciğer ve beyin tutulumu
vardı.
Şu anda primer olarak vücudumda bulunan kolon ve akciğerler
dışındaki tüm kanser hücreleri etkisiz hale gelmiş durumda. Ben
bunu öncelikle Allah’ın takdiri ilahisine, daha sonra verdiğim
mücadeleye borçluyum" diye konuştu. Henüz 26 yaşındayken kansere
yakalandığında doktorların kendisine 6 ay ömür biçtiğini hatırlatan
Dida Kaymaz değil 6 ay, 6 yılı aşkın süredir ayakta kalabildiği
gibi kansere karşı, 5-0 durumundayken, 3-2 öne geçtiğini
vurguladı.
-NASIL BESLENİYOR?-
Kaymaz, beslenmesinden yaşam tarzına kadar tüm hayatını tedaviye
göre şekillendirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Tedavi sürecinde doktorunun önerisi ile kırmızı et ve
şeker gibi gıdaların olmadığı bir diyet uyguluyor, mümkün olduğunca
bol oksijenli ortamlarda bulunmaya özen gösteriyorum. İmmun
sistemini güçlü tutuyor, mevsimsel üst solunum yolları enfeksiyonu
bu aralar sık görüldüğünden kalabalık ortamlarda bulunmamaya özen
gösteriyorum. Oksijen, tedavi sürecimde büyük bir öneme sahip.
Günlük egzersizler ve doğru nefes alma, hücresel düzeyde daha fazla
oksijen alınmasına yardımcı oluyor. Bol oksijenin yanı sıra ozon
terapisi de tedavimin bir parçası. Doktorumun bana önerdiği
diyetteki kırmızı et yasağı nedeniyle bu gıdadan alamadığım
proteini, diğer gıdalardan alıyorum. Tedavim öncelikle bilimsel
tıpla sürüyor ancak, alternatif tıptan da faydalanıyorum. Bu konuda
da doktorlarımın tavsiyesine uyuyorum. Ben alternatif tıbbı bir
kanser hastası için tamamlayıcı tıp olarak görüyorum. Mesela
bağışıklık sistemimi güçlendirmek için tüm dünyaca bilinen reishi
mantarının çayını 5.5 yıldır düzenli olarak
tüketiyorum."
-REİSHİ MANTARI YETİŞTİRİCİLİĞİ PROJESİ-
6 yıldır amansız hastalığa karşı verdiği mücadeleye rağmen pozitif
enerjisi ile dikkati çeken Dida Kaymaz, Pozantı ilçesinde, Pendosis
Tatil köyü ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle
gerçekleştirmeyi planladığı proje kapsamında, kanser hastalarında
bağışıklık sistemini güçlendirici etkisiyle bilinen ve kendisinin
de düzenli olarak yıllardır kullandığı "Reishi" mantarı
yetiştireceklerini bildirdi. Japon ve Çin tıbbında kansere karşı en
önemli silah olarak gösterilen, Japonya Sağlık Bakanlığı tarafından
kanser hastalığı tedavisinde tek doğal ilaç olarak kabul edilen ve
binlerce yıldır birçok hastalığın tedavisinde kullanılan Reishi
mantarının "ölümsüzlük mantarı" olarak da bilindiğini vurgulan
Kaymaz, şunları kaydetti:
"Özellikle yayınlanmış birçok önemli çalışmada kanser tedavisinde
başarılı etkisi kanıtlandığından biz dernek olarak böyle bir
çalışmayı başlatma kararı aldık. Reishi’nin kanser hastalığının
destek tedavisinde önemi çok büyük ancak temin edilmesi oldukça güç
ve son derece pahalı. Biz bu tıbbi mantarı yetiştirip, kanser
hastalarına ücretsiz olarak vermeyi planlıyoruz." Kaymaz, proje
uygulama alanı olarak Toros Dağlarının eteğinde, nem oranı yüksek
iki mağara tespit ettiklerini ve hızla çalışmalara başladıklarını
bildirdi.
Kansersiz Yaşam Derneği İkinci Başkanı Mikrobiyoloji Uzmanı Dr.
Begüm Kayar ise "Ganoderma lucidum (Reishi mantarı) adında
anlaşılacağı gibi Gan (parlak) derma (kabuk) ve lucidum (göz alıcı,
büyüleyici) mucizevi bir tıbbi mantardır. Japonya, Kore ve
özellikle de Çin’de ilk çağlardan beri kullanılan gençlikle, uzun
ve sağlıklı bir yaşamla özdeşleştirilmiştir. Sınırlı bir yetişme
alanı olduğu için maddi değeri de oldukça yüksektir.
Yapılan birçok araştırma sonucunda özellikle kırmızı reishi’nin
bağışıklık sistemini güçlendirici, kanseri önleyici ve tedavisine
yardımcı birçok mekanizmasının yanı sıra, sinirsel gerilimi
azaltıcı ve kan basıncını düşürücü özellikleri olduğu
kanıtlanmıştır" dedi. Projede dernekle işbirliği yapan Süreyya
Kayar da, Pozantı’nın Peru’dan sonra oksijen ve yükseklik dengesi
en iyi olan yöreler arasında bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu
proje, sağlık turizminde ön plana çıkan yöremizin kanser
hastalarına bir hediyesi niteliğinde olacak" diye konuştu. Kaymaz,
kanser hastalarına umut olacak projelerinin yanı sıra, ilkini
geçtiğimiz aralık ayında Adana’da gerçekleştirdiği "Kansersiz Yaşam
Sohbetleri" programına Türkiye;yi il il gezerek devam edeceğini
sözlerine ekledi.
ESRARENGİZ KAYIBIN SIRRI
ÇÖZÜLEMEDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN..
İNEGÖL Meslek Yüksekokulu Elektrik bölümü
son sınıf öğrencisi Sinem Yurdanur, yaz okulu için Temmuz ayı
sonunda ailesi ile birlikte ikamet ettiği İstanbul Çatalca’dan
İnegöl’e gitti. Okula gittiği gün ailesiyle son kez telefonda
görüşen Sinem’den ailesi 7 aydır haber alamadı.
Ailesi ise kızlarının hayatından endişe duyuyor. Sinem’in 7 aydır
bulunamaması nedeniyle kızının hayatından endişe ettiklerini
söyleyen baba Tahsin Yurdanur, “Artık dayanacak gücümüz kalmadı.
Yetkililerin biran önce kızımı bulmasını istiyoruz. Sinem
Çatalca’da oturduğumuz evden yaz okulu için Temmuz ayının sonunda
İnegöl’e gitti. O gün kızımı telefonla arayıp konuştuk. Ertesi gün
annesi kızının sesini duymak istediğini söyleyince kendisini
yeniden arayıp konuşmak istedik. Ama telefonu çalmasına rağmen
telefonu açmadı. Biz de İnegöl’deki arkadaşımı arayıp, kızımın bir
kız arkadaşı ile birlikte ikamet ettiği Turgutalp Mahallesi Gül
Sokak’taki evine bakmasını istedim. Arkadaşım, ev sahibi ile
birlikte eve baktı.
KIZIMIZ KAÇIRILDI
Evin ışıkları yanmasına rağmen uzun süre zile basılmasına, cama taş
atılmasına rağmen evden kimse çıkmamış. Bunun üzerine durum
emniyete bildirildi. Eve giden emniyet ekipleri, çilingir vasıtası
ile kapıyı açıp içeri baktılar ancak evde kimseye ulaşamamışlar.
Biz de hemen İnegöl’e gittik. Birlikte ikamet ettiği okul ve ev
arkadaşı olan kızla görüştük, tanıdığı, konuştuğu bütün arkadaşları
ile temasa geçerek kızımızın nerde olabileceği konusunda görüştük
ancak somut bir bilgi edinemedik.
En son bir arkadaşı ile birlikte Kültürpark içerisinde görülmüş.
Emniyet ekipleri de gerekli bilgileri alıp arkadaşlarının
ifadelerine başvurdu. Ancak 7 aydır kızıma ulaşamadık” dedi.
Kızlarının çantasının, nüfus cüzdanının ve diğer özel eşyalarının
evde olduğunu, sadece cep telefonunun yanında olduğunu bildiren
baba Tahsin Yurdanur, “Kendi isteği ile evden ayrılmış olsa, özel
eşyalarını yanına alırdı ve lambayı kapatırdı. Kızımızın
kaçırıldığından endişe ediyoruz.
YARALI ARKADAŞLARINI BIRAKIP
KAÇTILAR
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN..
Çalıntı otomobille kaza yapan 4 kişiden 3'ü yaralı
arkadaşlarını olay yerinde bırakıp kaçtı.
Saat 05.00 sıralarında TEM Otoyolu Ümraniye Hekimbaşı mevkii
Kadıköy istikametinde meydana geldi. 34 ZF 9378 plakalı otomobil,
aşırı hız ve dikkatsiz sonucunda önünde seyreden bir kamyonun
tamponuna çarptı. Kamyon yoluna devam ederken, kamyona arkadan
çarpan otomobil takla attıktan sonra durabildi.
TEM otoyolunda seyreden diğer araç sürücüleri kazayı itfaiye ve
ambulans ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen ambulans
ekipleri, yaralı Murat Y. isimli vatandaşı Ümraniye Eğitim ve
Araştırma Hastanesine kaldırdı. Polis ekipleri araç üzerinde
yaptığı ilk incelemede, çok sayıda sigara, içki, demir kesme
makasıyla bulurken, otomobilin de Gaziosmanpaşa bölgesinden çalıntı
olduğunu belirledi.
Olay yerindeki görgü tanıklarının ifadesine başvuran polis
ekipleri, aracın içinden üç yaralı kişinin çıktığını ve ormanlık
alana doğru kaçtıkları bilgisine ulaştı. Bunun üzerine polis
ekipleri ormanlık alana girerek arama çalışmaları yaparken, şüpheli
kimseye rastlanmadı. Kaldırıldığı hastanede ilk sorgusu yapılan
Murat Y.'nin ise araçta 4 kişi olduklarını ve üç kişinin yaralı bir
şekilde araçtan çıktığını kendisinin çıkamadığını söylediği öne
sürüldü. TEM Otoyolunda kazayı gören diğer sürücülerin uyarısı
üzerine olay yerine gelen Kamyon şoförü, kazayı farketmediklerini,
kamyonu ileride park ettikten sonra olay yerine geldiğini söyledi.
Polis kaçtığı iddia edilen üç kişiyi ararken, olayla ilgili geniş
çaplı araştırma başlattı.
DAMADIN EVİNE KURŞUN
YAĞMURU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN..
Siverek'te Mehmet Çetin'in
evi, kayınpederi tarafından kurşun yağmuruna tutuldu.
ŞANLIURFA'nın Siverek İlçesi'nde, eşine kötü davrandığı ileri
sürülen damadın evi, kayınpederi ve akrabaları tarafından kurşun
yağmuruna tutuldu. Tabanca ve tüfeklerle eve onlarca kez ateş
ettiği belirlenen 5 kişi gözaltına alındı.
Olay, dün gece geç saatlerde Eğriçay Köyü'nde meydana geldi. Köyde
çiftçilik yapan Sinan Avcı'nın yanına gelen kızı, eşinden sürekli
şiddet gördüğünü söyledi. Kızının şikayeti üzerine baba Sinan Avcı,
damadı Mehmet Çetin ile konuşarak durumu düzeltmesini istedi.
Çiftin arasındaki olayların devam etmesi üzerine, Sinan Avcı yanına
kardeşleri ve akrabalarını alarak gece geç saatlerde Mehmet
Çetin'in evinin önüne gitti. Sinan Avcı ve yanındakiler, Mehmet
Çetin'in evine doğru ateş etmeye başladı. Kalaşnikof tüfek, av
tüfeği ve tabancalardan çıkan kurşun ve mermiler, Mehmet Çetin'in
evinin duvar ve camlarına isabet ederken, silah sesi duyanlar
durumu jandarmaya bildirdi.
İhbar üzerine köye gelen jandarmalar, kaçmaya çalışan Sinan Avcı
(43), Babo Avcı (41), Mehmet Avcı (39), Mehmet Kılgi (50) ve Ahmet
Kılgi'yi (30) gözaltına aldı. Mehmet Çetin'in evinin duvar ve
camlarında çok sayıda kurşun izine rastlanırken, jandarma saldırıyı
gerçekleştiren 5 şüpheliyi sorgulamak üzere İlçe Jandarma
Komutanlığı'na götürüldü. Olayla ilgili soruşturma
sürdürülüyor.
SEVGİ YOLU'NDA SON ANLARINI
YAŞADILAR
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN..
Sevgi Yolu'nda çıkan kavgada 2 kişi hayatını kaybetti.
MANİSA'nın Alaşehir İlçesi'nde, iki grup arasındaki kavgada
çakıyla yaralanan 29 yaşındaki Hüseyin Tiril ile 26 yaşındaki
Tayfun Yıldız, kaldırıldıkları hastanede yaşamlarını yitirdi.
Dün saat 21.30 sıralarında Sevgi Yolu'ndaki bir banka şubesi önünde
M.A. (17) ile M.K. (19) arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle
tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine M.A., olay
yerinin az ilerisinde çay ocağı işleten arkadaşı Hüseyin Tiril ile
çiçekçilik yapan Tayfun Yıldız'ı yardıma çağırdı. Bunun üzerine
H.Y. (29) de arkadaşı M.K.'yı yalnız bırakmayıp, kavgaya
karıştı.
Kavgada göğsünden ve boğazından üçer çakı darbesiyle yaralanan
Tiril ve Yıldız, kanlar içerisinde yere yığıldı. Çevredekilerin
haber vermesiyle gelen 112 Acil Servis ambulansı ile Alaşehir
Devlet Hastanesi'ne kaldırılan iki yaralı, doktorların
müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Polis olayın ardından M.A.,
M.K. ve H.Y.'yi gözaltına aldı. Şüphelilerin işlemlerin
tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.
SEVGİLİSİNE LAF SÖYLEYEN KUZENLERİNİ
VURDU
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN..
ŞANLIURFA’da oturan, 19 yaşındaki İbrahim D., kız arkadaşı ile
ilgili olumsuz konuşan 2 kuzenini av tüfeğiyle yaraladı.
Çiftçi İbrahim D., mezrada birlikte dolaştığı
ikisi de 18 yaşında olan kuzenleri Mehmet ve Ahmet D. ile kız
arkadaşı hakkında konuşmaya başladı. Kız arkadaşı ile ilgili
olumsuz konuşmalarından rahatsız olan İbrahim D. ile kuzenleri
arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında sinirlenen İbrahim D.,
eve gidip duvarda asılı olan ağabeyinin ruhsatlı av tüfeğini alarak
kuzenlerinin yanına döndü.
Yeniden başlayan tartışma sırasında İbrahim D.’nin ateşlediği av
tüfeğinden çıkan saçmalar Mehmet ve Ahmet D.’ye isabet etti.
Çeşitli yerlerinden yaralanan iki kişi, silah sesleri üzerine
yakınları tarafından otomobille Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’ne götürüldü. Yaralı gençlerin tedavisine başlanırken,
kuzenlerini vuran İbrahim D., jandarma tarafından gözaltına
alındı.
CASEDİ YANAN EVDE BİR GÜN SONRA BULUNDU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN..
RİZE’de iki gün önce akşam saatlerinde
yanmaya başlayan ev, itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile söndürüldü.
İtfaiye ve polis ekipleri, çevre sakinlerinin sadece yaz aylarında
kullanıldığını söylemesi üzerine soğutma çalışmalarının ardından
inceleme yapmadan olay yerinden ayrıldı.
Haber alamadığı babasını aramak için ertesi gün yanan eve giden
Zeynep Peçe ise evde babası 47 yaşındaki Mehmet Peçe’nin cesedini
buldu. Olay, Çiftekavak Köyü’nde geçen pazar gecesi meydana geldi.
Vatandaşların ihbarı üzerine itfaiye ekipleri, Peçe ailesinin yaz
aylarında kullandığı iki katlı evde çıkan yangına müdahale etti.
Araç yolu olmadığı için itfaiye ekiplerinin müdahalede zorlandığı
ev tamamen yandı.
İtfaiye ve polis ekipleri, vatandaşların evde kış aylarında
kimsenin yaşamadığını belirtmesi üzerine soğutma çalışmasının
ardından inceleme yapmadan olay yerinden ayrıldı. Ancak Güneysu
İlçesi Gürgen Köyü’ndeki evine gelmeyen ve telefonlarına
ulaşılamayan Mehmet Peçe’den haber alamayan kızı 21 yaşındaki
Zeynep Peçe, dün Çiftekavak Köyü’ne gitti. Peçe, evin enkazında
babasının yanmış cesedini buldu.
Şok geçiren genç kızın haber vermesi üzerine olaya polis müdahale
etti. Peçe’nin cesedi Trabzon Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken
polis yangınla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Evli ve 2
çocuk babası Mehmet Peçe’nin yaz aylarında çay toplamak için bu evi
kullandığı, diğer zamanlarda ise Güneysu İlçesi Gürgen Köyü’nde
yaşadığı öğrenildi. Peçe’nin ağabeyi ile birlikte Güneysu
İlçesi’nde alabalık çiftliği işlettiği belirtildi