Yerel seçimlere artık sadece saatler kaldı diyebiliriz.
Belediye başkanlığına aday olanlar projelerini seslerini
duyurabildikleri oranda dile getirip niçin tercih edilmeleri
gerektiğini anlatmaya çalıştılar.
Oldukça gergin bir ortamda geçeceği anlaşılan yerel seçimler
2015 genel seçimleri için de belirleyici olacak.
Bu seçimlerde sükûneti, dürüst ve şeffaf yönetimi, toplumsal
barışı, ulusal çıkarların ön plana alındığı anlayışı mı yoksa
gerilim, ayrışma, yasaklar ve hatta şimdilerde sebep üretilmeye
çalışılan savaşa mı evet denilecek onu göreceğiz.
Gündemi yakından ve tarafsız takip edenler ülkenin geleceğinden
sadece endişe duymuyor, aynı zamanda dehşete de kapılıyorlar!
Haksız da sayılmazlar.
Bunun için haddinden fazla geçerli sebep bulunmakta.
Şunu unutmamak lazım;
Hiçbir millet kendisine karşı her cepheden savaş açmış
bir iktidar tarafından yönetilmek istemez!
Hiçbir ülkede adı sayısız şaibelerle anılan siyasal
partilere itibar edilmez!
Hiçbir ülke üstüne vazife olmayan kirli savaşların
içinde bulunmak istemez!
Türk Milleti de istemez.
Ya da benim gibi düşünenler öyle sanıyor!
Bekleyip göreceğiz.
Hiç kuşkusuz en doğru cevabı seçim sonuçları açıklanınca almış
olacağız.
Neredeyse her gün internete bir ya da bazen birkaç ses kaydı
düşüyor!
İçeriği psikolojisi bozulmamış duyarlı toplumlarda fırtınalar
estirecek kadar manidar, iktidarı darmaduman edecek kadar da
önemli!
Son ses kaydının içeriği ise halkın ülke yönetimine el koymasını
gerektirecek kadar vahim.
Ama ülke yönetimini elinde bulunduran kadro bunu sadece ihanet
suçu olarak niteleyip siyasi rant aracına dönüştürme telaşında.
Normal şartlarda yargı kararı olmaksızın yapılan dinlemelerin
yaygın olarak suç olduğuna kanaat getirilir. Fakat yargının tek
adama bağlandığı, hukukun yerle yeksan edildiği bir ortamda böyle
bir kanaate varmanın mümkünü olabilir mi?
Vatana ihanet boyutunu bir kenara bırakacak olursak, son ses
kaydının internete düşmesiyle gördüğümüz şey şudur;
Aslında Suriye ile savaşmamızı gerektiren geçerli bir
sebebimizin olmadığını ve AKP'nin savaş sebebi üretme çabasında
olduğunu gördük.
Şayet o tapeler internete düşmeseydi; Bir sabah
Suriye'deki bize ait olan Süleymanşah türbesinde vatani görevini
yapan 28 askerimizin şehit haberiyle sarsılacaktık?
İşte görülen şey budur!
Türk Milleti önümüzdeki seçimde bu garip duruma
“DUR” demezse beklenen sona adım adım
yaklaşmaktayız!
Geldiğimiz nokta; aklıselimin harekete geçme noktasıdır.
Geldiğimiz nokta; tercihlerimizin partiler üstü tavır
belirleyerek takkiye siyasetini reddetme noktasıdır.
Geldiğimiz nokta; kişisel kaygılarla herhangi bir ata oynamak
kabilinden değil, gerekirse kişisel kaygıları rafa kaldırıp,
yıllardır süregelen ihanet politikalarından ülkeyi
uzaklaştıracak adımlar atma noktasıdır.
Sonuç;
Hukukun iğdiş edildiği bir ortamda gidişatın endişe uyandırması
hatta dehşete düşürüyor olması hiç de şaşırtıcı olmasa gerek.