Sayın Ertuğrul Özkök’ün; Nuran Yıldız'ın "Aşk Yüzyılı
Bitti" isimli kitabı ile ilgili yazısının başlığı kitaptan bir
alıntıydı.
‘Kocanız beni sekreteriyle aldatıyor’
Okumayanlar için kitaptan küçük bir hatırlatma…
Patronun evine giden sekreter; patronunun eşine ‘Size
anlatmam gereken bir şey var’ diyerek doğrudan konuya giriyor
ve ‘Kocanızdan şikâyetçiyim. Beni diğer bürodaki
sekreteriyle aldatıyor.’diyor.
Tavrında; zerre kadar utanma ve sıkılma yok.
Duyduklarına inanamayan aldatılan kadın ise ‘Pardon’
diyor, ‘Benim kocam seni, sabah ki sekreterle mi
aldatıyor’.
Sekreter hiç utanma belirtisi göstermeksizin ‘Evet’
diyor, ‘Bunca zamandır katlandım ama artık
katlanamayacağım, onun için size haber vermek istedim. Bir şeyler
yapmanız lazım’.”
……
Aslına bakarsanız bu ve benzeri olaylar günümüz de çok sık
yaşanıyor.
Sadece kitapta yazdığı gibi aldatırken
aldatılanlar; böyle bir densiz konuşmayı yapmıyordur.
Damarsızlık bu noktada değil.
Henüz değil yani…
Ya da ben öyle sanıyorum…
Yoksa bakın magazin sayfalarına; her sayfada benzeri hikâyeler
zaten var.
Aldatan aldatana…
Aldatmayı kendi skor levhasına gururla yazan yazana…
Milletin skoru ile eğlenenler de farkında değiller ama dilleri
ile züğürt tesellisindeler…
Aşk mı?
Yok, o artık yalan olmuş.
Sadece âşıkmış gibi yapıyoruz.
Ya da kendimize aşk kiralıyor; kiralık aşklar
yaşıyoruz.
Zamanı dolunca da “bitti,” diyoruz.
“Süre doldu aşka paydos,” diyoruz.
O yüzden kitaptan alıntının tersinin de yaşantımızda oldukça çok
olduğuna inanıyorum.
Yani aldatan erkeğin aldatılması halinin…
Ya da kadının; aldatma üstüne aldatma yaşaması
hali yani…
Eee ar damarı bu; bir kere bozulmaya görsün…
Erkek ya da kadın fark etmez.
Damar bu çünkü…
…..
Ki seyretmiş ya da okumuşsunuzdur; geçenlerde evli bir kadın;
bir televizyon kanalındaki canlı yayında; eski erkek arkadaşını
yeni sevgilisinin öldürdüğünü itiraf etmiş.
Kitapta bir erkek üç kadın vardı.
Gerçek yaşamdaki benzerinde ise bir kadın üç
erkek…
Ki sevgi olmadıktan sonra üç olmuş dört olmuş fark yok ki.
Aldatma da sayıların anlamı yok çünkü.
Dedim ya; ‘ar damarı bu; bir kere bozulmaya görsün.’
Canlı yayında yaşananın kitaptakinden farkı ise; aldatılan
erkeğin aldatıldığını önceden öğrenip, boşanma davası açmış
olması.
Ki muhtemelen bu yüzden canını kurtarmış.
Yoksa düşünsenize; kapıda ‘Karınızdan şikâyetçiyim. Beni
başka bir erkek ile aldatıyor.’ diyen bir adam…
Allah muhafaza; “iyi yırtmışım,” demek varken, hapis de çürüme
ihtimali bile olabilirdi.
En güvendiğiniz aslında en güvenilmezmiş olduğunu öğrenmenin
bile bir hayrı varmış.
İyi yırtmış yani…