Kardeşimiz onlar.
Öyle biliriz, öyle bileceğiz.
Ama bazı şeyleri bilmek yetmiyor hissetmek ve hissettirmek de
gerekiyor.
Yoksa lafta kalır ki sen de lafınla uzaktan uzağa kendini
avutursun.
Ne kendini ne de başkalarını avutma ve elini uzat kardeşine…
Malumunuz neredeyse iki buçuk milyon Suriyeli mülteciye kapımızı
açtık.
Hatta dünya onlara sahip çıkılsın diye her yerde konuştuk.
Dik durduk millet olarak insanca.
Fakirimizin fukaramızın, çoluk çocuğumuzun hakkının Suriyeli
mültecilere verilmesine ses çıkarmadık.
Çünkü insanlık ölmedi diyebilmek istiyorduk.
İnsanlığın ölmediğini göstermek daha da
doğrusu…
Şimdi sıra Türkmen kardeşlerimizde…
Millet olarak onların yanında olmak zorundayız.
Çünkü Esat rejimine zaten karşıyız, zaten onun yaptığı zulmü
kabullenmiyoruz. Ki doğru ya da yanlış ülke olarak Esatsız Suriye
istiyoruz.
O zaman Esat yönetiminin Rusya ile ortak hareket ederek, Türkmen
kardeşlerimizi bilinçli bir şekilde yok etme çabalarına da dur
dememiz gerek.
Hem” dur,” dememiz, hem de hemen sınırımızda sıkışmış olan
kardeşlerimize olabildiğimiz kadar destek olmamız.
Yoksa sadece bir iki kınama ile ya da birkaç zeminde kısık ve
silik protestolar ile olmaz.
Sahte olur insanlığımız.
Sahte olur dünyaya Suriyeli çocuklara sahip çıkarken
gösterdiğimiz insanlığımız.
Olmaz.
Şimdi durulmaz.
Şimdi gözler, kulaklar Türkmen kardeşlere
kapatılamaz.
O yüzden haydi ülkem; aç kapılarını kardeşlerimize ki
hissetsinler kardeşliğin sürdüğünü, hissetsinler
Türkiye’nin gücünü ve büyüklüğünü…
Hissetsinler insanlığın Esat’ın ayakları altında
kalmayacağını.
Müsaade etmeyeceğimizi…
Ve tabii ki Türklüğümüzü…
https://www.facebook.com/yazmasamolmazdi
https://twitter.com/yazmasamolmazdi