Karayılan kritik tarihi açıkladı
Abone olPKK'nın iki numarası Murat Karayılan çarpıcı açıklamalarda bulundu
PKK'nın iki numarası Murat Karayılan, Ortadoğu'dan ABD
politikalarına ve Kastamonu saldırısına kadar birçok konuda ilginç
sözler sarfetti.
Gülen ceaatinin devleti ele geçirmek istediğini iddia eden Karayılan, cemaatin 60 olan vekil sayısını 90'a çıkardığını savundu. Karayılan'a göre KCK davasının arkasında da yine bu cemaat var.
15 Haziran tarihine işaret eden Karayılan, "Artık öyle
örgütlü gücün savaşı olmayacak. Toplumsal bir direniş süreci
olacak" diye konuştu.
Akşam yazarı Serdar Akinan, PKK'nın iki numarası Murat Karayılan
ile Kandil'de görüştü. Karayılan, Ortadoğu'da değişen dengelerden
ABD politikalarına, 15 Haziran eşiğinden Kastamonu saldırısına
kadar kritik sorulara yanıt verdi.
12 Haziran, her anlamda bir eşik. Bu seçimleri nasıl
değerlendiriyorsunuz sorusuna Karayılan, "Seçim sonuçları
üç aşağı beş yukarı belli. Ancak bu seçimler Türkiye'nin iç
sorunları açısından önemli bir sürece tekabül ediyor. Özellikle
Kürt sorununa yaklaşım konusu Türkiye'nin geleceğini
belirleyecek." şeklinde yanıt verdi
Karayılan seçim tablosunu da şöyle değerlendirdi: "AKP hükümeti, 12
Eylül anayasasını değiştirmekten dem vuruyor ama 12 Eylül
anayasasının en çarpıcı maddelerinden birisi yüzde 10 seçim
barajıdır. Bundan hiç bahsedilmiyor. Esas olarak Kürt
siyasetinin öz gücüyle seçime girmesi yönünde engel oluşturuldu. Bu
barajı atlatmak için bağımsız adaylar biçiminde siyasete girme söz
konusu. 'Emek Demokrasi' adı altında ortaya çıkan bağımsız
adaylar listesi, ulusal demokratik birlik çerçevesinde, Türkiye
halklarını temsil etmeye dönük bir fotoğraf sergiliyor. Seçim
sonuçlarının pratiğe dökülmesi ve anayasa sürecine yansıtılması
açısından kendi çapında belli bir önem arz edecektir."
ATILACAK ADIMLAR ÖNEMLİ
Bu meclise 'kurucu meclis' atfı yapılıyor. AK Parti'nin bir anayasa
çalışması var ve seçim sonrası Türkiye'nin önüne konacak. Öte
yandan İmralı'da Öcalan'la görüşülüyor. Orada birtakım talepler
var. Dolayısıyla olmazsa olmazlarınız nelerdir sorusuna Karayılan,
"Şurası açık; ortada bir engel var ve adil demokratik bir
seçim olmayacak. Bu anlamda oluşacak siyasi tablonun, kurucu meclis
niteliğinde olacağını düşünmüyoruz. Kurucu meclisin tüm
toplumsal kesimleri temsil eden, adil bir oranla oluşması
gerekiyor. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kanayan yara
durumundaki Kürt sorununu, bu anayasal oluşum süreciyle çözecek
miyiz çözmeyecek miyiz? Bu çok önemlidir.
Tunus'la başlayan ve Arap ülkelerine yayılan yeni süreç,
Ortadoğu'yu yeniden biçimlendirecektir. Bu halk hareketleri her ne
kadar demokrasi, adil paylaşım gibi gerçekçi ve desteklenmesi
gereken talepler temelinde gelişiyorsa da biliyoruz ki kapitalist
modernitenin merkezi güçleri, sürece müdahale ederek, restorasyonla
sonuca ulaşması için çaba sarf ediyorlar. Süreç derinleşecek ve
Ortadoğu yeniden şekillenecektir. Kürt halkı ve bölge halkları 90
yıldan bu yana büyük trajediler yaşamıştır. Bu çözülmeye muhtaç bir
sorundur." dedi.
AK PARTİ, AMERİKA İLE ANLAŞTI
"AK Parti, başta ABD olmak üzere Batılı güçlerin
Ortadoğu'yu yeniden biçimlendirme siyasetinin bölgedeki argümanı
olarak giderek daha çok kendisini kararlaştırmaktadır. Özellikle
ılımlı İslam politikası çerçevesinde bölgeyi yeniden şekillendirmek
isteyen uluslararası sermaye güçlerinin Türkiye'yi bir girdaba
sürüklemek istediği açıktır." diyen Karayılan sözlerine
şöyle devam etti: "Mısır sürecinden bu yana Erdoğan ile Obama
görüşmeleri, NATO'nun devreye girmesi, Türkiye'nin belli bir
kararlaşmaya (mutabakat) gittiğini göstermektedir.
Bölgedeki dengeler köklü biçimde değişecek. Belli ki AKP
hükümeti bu konuda ABD ile anlaşma düzeyine ulaşmış. Bununla da
kendi rejimini korumak istemektedir. Bu siyasi yaklaşımın
içeriğinde, Türkiye'yi değil kendini düşünme vardır. Bu açıdan da
bölgenin yeniden biçimlendirilmesinde Kürt halkının kurban edilmesi
vardır. Öyle görülüyor ki ABD, 'Sen bölge politikasında benimle ol,
Kürt sorununu da istediğin gibi yönlendirebilirsin' gibi bir hesap
üzerinde belli bir anlaşma söz konusudur. Bu siyasi yaklaşımın,
beraberinde halklar arası ciddi bir çatışma getireceği açıktır.
Erdoğan'ın 'Kürt sorunu bitmiştir' demesinin altında bu
uluslararası süreç vardır. AKP hükümeti şunu bilmeli; Kürt sorunu,
Türkiye'nin temel sorunudur ve toplumsal uzlaşma temeline
çözülebilir. Türkiye, onun bunun adamı olma temelinde değil,
halklarının öz çıkarları doğrultusunda bölgede rol oynayabilir.
Ancak zaman az kaldı."
[PAGE]
"1921 ANAYASASI ESAS ALINSIN"
Beklentilerini de anlatan Karayılan, "Abdullah Öcalan, Kürt
sorununun demokratik çözümü için yol haritası ortaya koydu. Bu
temel bir eksendir. O eksenin çerçevesi demokratik ulus
çerçevesidir. Biz sorunun demokratik ulus çerçevesinde çözüme
kavuşacağını belirtiyoruz. Biz bir ulus oluşturalım. Bu ulus tekçi
bir ulus değil, çoklu bir ulus olsun. Demokratik ulus, demokratik
cumhuriyet, demokratik vatan, ortak vatan çerçevesi çözüm için en
ideal çerçevedir. Bu anlamda anayasanın demokratik ulus çerçevesini
esas alması gerektiğini belirtiyoruz. Kürt halkının varlığının
inkarı değil, kabulü... Bu temelde ülkenin tek merkezden
yönetilmesini değil yerinden yönetimi öngören bir çerçeveyi
içermesi gerektiğini belirtiyoruz. Kürtlere özerk statüden
Cumhuriyetin ilk kuruluşunda bahsedilmiştir. Kemal Atatürk bizzat
kendisi bahsetmiştir. Bu anayasanın 1921 Anayasası'nı esas alması
gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
İMRALI'DAN ÜÇ ÖNERİ
Umudunuz ne?
"İmralı'da devlet adına bir heyetin görüşme süreci var. Stratejik
olarak önemsiyoruz. Ancak 29 Mart yerel seçimlerinden iki hafta
sonra başlayan ve adına KCK operasyonu denilen Kürt siyasetini
kırımdan geçirme operasyonları devam ediyor. Abdullah
Öcalan, İmralı'da bir ay önce çözüm için üç pratik öneri sundu
gelen heyete. İlk olarak bir anayasa komisyonu önerdi. 'Bu
komisyon, anayasaya dönük gündem oluşturucu konferanslar yapabilir'
dedi. İkinci olarak eylemsizlik sürecini takip edecek, tarafları
denetleyecek, süreci kalıcı hale getirecek tedbirleri almaya dönük
çalışmayı yönetecek, hatta ileride adalet ve hakikat komisyonuna
dönüşebilecek, giderek silahsızlanma sürecini yürütecek olan bir
barış konseyi önerdi. Üçüncü olarak da Kürt sorununun çözümüyle
ilgili kesimlerin destek olacağı bir komisyon dedi."
İSYAN YENİ MECRADA
"Biz, demokratik çözüme varız. Barış konusunda samimiyiz ancak biz
kendi kimliğimizde ve ulusal gerçekliğimizde ısrarlıyız. Türkiye
siyaseti Kürt toplumu açısından güven verici adımlar atmazsa o
zaman Kürtler de kendi başının çaresine bakar. Öz savunmada olun
şeklinde talimat verdik, oysa bahar aylarındayız her gün eylem
yapabiliriz. Bu sınırlar giderek zorlanıyor. 15 Haziran'dan sonra
artık öyle örgütlü gücün savaşı olmayacak. Toplumsal bir direniş
süreci olacak. Yani eğer başlatılan süreç bir Kürt isyanıysa bu
isyan yeni bir mecraya girecek. Bunun görülmesi gerekir."
KASTAMONU SALDIRISI AK PARTİ'YE MESAJ
Kastamonu'da, Başbakan'ın konvoyuna saldırıyı nasıl yorumluyorsunuz
sorusuna Karayılan şu cevabı verdi: "Bu konuda adil
yaklaşmak önemlidir. Bazı siyaset ve medya çevreleri hep bir siyasi
çizginin çıkarları çerçevesinde yaklaşıyor ve olayı çarpıtmaya
çalışıyor. Bakın güçlerimiz eylemsizlik pozisyonundadır ama onlara
dönük yoğun operasyonlar var, can kayıpları oluyor. Bu neden
görülmüyor? Avanos'taki yedi kayıp niye görülmüyor. Pazarcık'ta
dört kayıp niye görülmüyor. Yine Dersim'de yedi kayıp niye
görülmüyor? Biz, misilleme hakkını gerektiği gibi
kullansak seçim ortamı tamamen ortadan kalkacak ve bir savaş ortamı
gelişecektir. Kastamonu'da yapılan eylem, aslında
'Polislerini çek' mesajıdır. 'Operasyonları durdur' mesajıdır. Bunu
niye doğru biçimde anlamıyorlar da farklı biçimde, işte bilmem ne
Ergenekon... Ne Ergenekon'u saçmalıktır o. Kürt halkının haklı ve
ilkeli mücadelesi söz konusudur. Onu gölgelemek adına ikide bir
işte derin PKK, bilmem ne PKK, her şey buradadır. Onların hepsi
safsata. Öyle bir şey yok. Bu harekette her şey net ve
kontrollüdür. Kastamonu'da eylem yapılabiliyor olması bir düzeydir.
Bu niye görülmüyor? Ama bu düzeye rağmen eylemsizlik pozisyonunda
ısrar ediyoruz. Bugün bir düğmeye basılsa ortalık toz duman olacak.
Biz diyoruz ki hayır, ilkelere bağlı kalacağız, Abdullah Öcalan
görüşme sürecinde, 15 Haziran'a kadar beklenilecektir. Sadece
misilleme hakkını kullanmak bu güçlerin hakkıdır. Yani ben kimseye
sizi öldürmek isteyenlere de silah sıkmayın diyemem. Bunu kimse
kimseye dayatamaz."
"GÜLEN, DEVLETİ İSTİYOR"
Fethullah Gülen ilgili olarak Karayılan, "Cemaat, devleti
ele geçirmek istiyor. Egemen olmak istiyor. Bizimle savaşmasının
nedeni budur. AKP'nin ideolojik ayağını önemli oranda cemaat
oluşturuyor. İttifak halindeler. Daha önce cemaatin 60 kadar vekil
adayı vardı, şimdi 90'a çıkarıldı. AKP de bu ittifaktan istifade
ediyor, cemaat de. Cemaatin derdi, devleti tam olarak kontrolü
altına almaktır. Bu konuda önemli mesafeler katettiği söylenebilir.
Bu konuda çok fazla açıklama yapmak istemiyorum. Kendileri bilir,
elimizde belgeler var. Kimin ne yaptığını biliyoruz ama açıklamayı
gerekli görmüyoruz. Mesela bu KCK davası, cemaatin teorileştirip
projesini çizdiği ve AKP'ye benimsettiği bir
projedir." ifadelerini kullandı.
Hizbullah'la kritik bir çatışma yaşandı. Arkasında bir odak var mı?
sorusuna da, "Biz biliyoruz ki devletin bazı odakları o çevreyle
uğraşıyor. Yani onları tekrardan bize karşı çıkarmaya dönük çabalar
var. Buna zemin sunmamak için Mustazaf Der derneğinin uzağında
durmak, çatışmalı pozisyona girmemesini sağlamak için çabalar
sergiliyoruz. Biz o çevre ile herhangi bir biçimde tekrardan
çatışma içine girmek istemiyoruz. Öyle bir politikamız yok. Biz,
Kürt sorununu çözüm aşamasına getirmişiz. Büyük bir birliğe doğru
güçlü adımlar atıldı. Hizbullah içerisindeki dürüst insanlara da
seslenmek istiyoruz; bu ülkede herkesin yeri var. Yeter ki insanlar
kendi hatalarını anlasın, kendini topluma benimsetsin." şeklinde
yanıt verdi.