Karadeniz'de varil korkusu
Abone olKaradeniz'de çıkan menşei ve içeriği belirsiz varillerin ardı arkası kesilmiyor. Meçhul varilleri depolar almıyor. Yeşiller Grubu Üyeleri, kanser riskinden bahsediyor..
Karadeniz'de çıkan menşei ve içeriği belirsiz varillerin ardı
arkası kesilmiyor. Son olarak Sinop Ada Burnu mevkiinde İtalya
menşeli olduğu tahmin edilen bir varil daha bulundu. Böylelikle
Samsun ve Sinop'ta depolanan 367 adet zehirli varile bir yenisi
daha eklenmiş oldu. Sinop İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Deniz
Polisi Şubesi tarafından Ada Burnu mevkiinde deniz içerisinde
kayalıklara sıkışmış olarak bulunan varil, Karakum mevkiinde karaya
çıkartıldı. Çevre İl Müdürlüğü yetkilileri kontrolünde kıyıya
alınan varilin üzerindeki "Agip" yazısı dikkat çekti. Görevliler
tarafından güçlükle taşınan varil uzun süre Çevre İl Müdürlüğü'ne
ait araca yüklenmeye çalışıldı. Ardından denizde bulunan varil daha
önce Karadeniz'den çıkan yüzlerce varilin depolandığı Soğuksu
köyündeki depoya götürüldü. Varilin menşeini şuan itibari ile
söylemenin zor olduğunu belirten Çevre İl Müdürlüğü yetkilileri,
varilden alınacak numunenin tahlile gönderileceğini ve varilin
içeriğinin ondan sonra anlaşılabileceğini kaydetti. SİNOP ÇEVRE
DOSTLARI DERNEĞİ BAŞKANI HALE ÖZEN: - "VARİLLER İTALYA VE TÜRKİYE
İÇİN UTANÇ VERİCİDİR" Çevreciler, Sinop ve Samsun'un Alaçam
İlçesi'nde depolanan zehirli atıkların İtalya'ya geri iade edilmesi
için eylem yaptı. Sinop'un Soğuksu Köyü'nde varillerin depolandığı
alanda Sinop Çevre Dostları Derneği ve Türkiye Yeşiller Gurubu
üyeleri ile köy halkının katıldığı eylemde İtalya'nın atıkları geri
alması istendi. İtalyan atıklarını köylerinde istemediklerini
belirten vatandaşlar ve çevreciler açtıkları pankartlar ile olayı
protesto etti Zehirli atık ticareti kapsamında, 17 yıl önce Corina
ve Akbay-1 isimli gemiler tarafından Karadeniz'e boşaltılan ve
Türkiye'nin Karadeniz sahillerine vuran zehirli varillerin, halen
Sinop'un Soğuksu ve Samsun'un Alaçam İlçesi Terskırık Köyleri'ndeki
iptidai depolarda, sağlıksız şartlarda saklanması ve metal
varillerin korozyona uğraması dolayısıyla çevreye yayılarak
kirletme tehlikesine karşı bölge halkı ve çevrecilerin tepkisi
büyüyerek sürüyor. İtalyan menşeli olduğu bilinen ve İtalyan
Hükümeti'nin de kabul etmek zorunda kaldığı zehirli variller, 1988
yılında Karadeniz kıyılarına vurmuş, 367 zehirli varilin 127'si
Sinop ve 240'ı ise Samsun'daki depolarda saklanmaya başlanmıştı.
Sinop Çevre Dostları Derneği ile Türkiye Yeşiller Grubu Üyeleri ve
köy halkı zehirli atıkların İtalya'ya geri iade edilmesi için
protesto gösterisi tertipledi. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin
İskenderun Körfezi'nde batan Ulla gemisiyle ilgili Dışişleri
Bakanlığı'nın da önderliğinde yapılan diplomatik temasların
neticelerinin kısa bir süre önce Cenevre'de yapılan toplantıda
alındığını belirten çevreciler, Karadeniz'de depolanan atıklar için
de bir an önce girişimde bulunulmasını istedi. Varillerin
depolandığı alanda basın açıklaması okuyan Sinop Çevre Dostları
Derneği Başkanı Hale Özen, 17 yıllık toksik atıklardan söz etmenin
İtalyan ve Türk Hükümeti açısından utanç verici olduğunu söyledi.
Söz konusu atıkların 1988 yılında Karadeniz kıyılarında
bulunduğundan bu yana Sinop ve Samsun'daki depolarda bekletildiğini
hatırlatan Özen, "1987'de İtalya'dan yola çıkan gemilerin yolculuğu
Romanya ardından Türkiye'de yasadışı şekilde son bulmuştu. Yaklaşık
3 bin varil içinde tehlikeli atıklar ile beraber Karadeniz'e
boşaltılmıştı. Türk hükümeti tüm diplomatik ve yasal yollara
başvurarak İtalya'nın bu zehirli atıklar üzerinde sorumluluklarını
üstlenmesi sağlanmalıdır" dedi. Türkiye Yeşiller Grubu Koordinasyon
Temsilcisi Kasım Yeter ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı konuya
sahip çıkmaya davet etti. Kasım Yeter, "Konu varillerin İtalya
tarafından geri alınmasını aşmış durumda. Çünkü burada yaşayan
insanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Bundan tamamen sorumlu olan
da yine Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Başbakan geçtiğimiz
günlerde İtalya'da temaslarda bulundu. Roma'da Avrupa Anayasası'nı
imzaladı. Fakat İtalya'nın atıklarını neredeyse koruma altına
alındı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı bu sorunun muhatabıdır.
Bölge halkının burada yapabileceği sivil itaatsizliğin dışında hiç
bir şey yoktur. Çünkü hiç bir yasal güvenceleri yok" diye konuştu.
Bu arada tepkilerini dile getiren köylüler, bölgede kanser
vak'alarının arttığını belirterek, sorunun bir an önce çözülmesini
istedi.