Karadayı imzalı o belge de dosyada!
Abone ol27 Mayıs darbesi öncesinde cuntacıların değil, onları haber veren Samet Kuşçu'nun yargılanmasına benzer bir hadise 28 Şubat sürecinde yaşandı.
Batı Çalışma Grubu (BÇG) faaliyetlerini deşifre eden
belgelere ulaşan dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkan Vekili
Bülent Orakoğlu ile onbaşı olarak vatanî görevini yapan polis
memuru Kadir Sarmusak hedef yapılırken darbe delilleri örtüldü.
Orakoğlu, bu durumu "Bize operasyon
oldu." diyerek açıkladı. Operasyonun en çarpıcı belgesi
ise 28 Şubat soruşturma dosyasında yer alıyor. Genelkurmay
Başkanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği 2 Haziran 1997
tarihli yazı ve eklerinden oluşan belge, Orakoğlu ve Sarmusak'ın
yargılanması için hükümete uygulanan baskıyı gözler önüne seriyor.
Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı 'nın imzasını
taşıyan yazıda, cuntayı ele veren deliller 'askerî hizmete
ilişkin' yazışmalar, emniyet istihbaratın çalışması için
de 'sakıncalı ve esef verici" ifadeleri kullanılıyor.
Karadayı, İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği yazıda Bülent
Orakoğlu'na atfedilen "174 bin kişilik polis teşkilatı,
darbe karşısındaki en önemli güç." sözüne de dikkat
çekiliyor. "Orakoğlu'na atfen basında yer alan ve Silahlı
Kuvvetler'i itham ve tehdit eden bir haber ile ilgili olarak
İçişleri Bakanlığı'na gönderilen Mart 1997 tarihli yazımıza da
bugüne kadar bir cevap alınamamıştır." denilen yazıda,
devamla şöyle deniliyor: "Emniyet İstihbarat Daire
Başkanlığı'nın askerlik hizmeti yapmakta olan emniyet kökenli bir
personelinden istifade ederek, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet
komutanlıklarının faaliyetleri, komutanların biyografileri ile
tutum ve davranışları hakkında bilgi toplama gayretleri son derece
sakıncalı, düşündürücü ve esef verici bir durumdur. Devletin
işleyişine, geleneklerine, çalışma düzenine ve yasalara aykırı olan
bu faaliyetler aynı zamanda devletin kurumları arasındaki güven ve
işbirliğini sarsıcı bir mahiyet taşımaktadır. Bu itibarla adları
geçen Emniyet Genel Müdürlüğü personeli hakkında gerekli idarî
incelemenin yapılmasını ve gereğini rica ederim."
Genelkurmay'ın 2 Haziran 1997 tarihli yazısı üzerine hızlı bir
soruşturma süreci başladı. 4 Haziran'da İçişleri Bakanlığı'na,
Başbakan Necmettin Erbakan imzalı 'gereğini rica
ederim' yazısı gönderildi. 24 Haziran'da soruşturma izni
çıktı. Ancak iddialara göre dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik
Bir, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünisan'ı arayarak
soruşturmanın uzayacağından hareketle görevden hemen uzaklaştırma
istedi.
Genelkurmay'ın görevden alma talebi ivedilikle yerine getirildi;
hemen ardından da yargı süreci başlatıldı. Sarmusak, 7 Temmuz'da,
Orakoğlu ise 16 Temmuz'da askerî mahkeme tarafından tutuklandı.
Savcı, dava sırasında karşılaştırma için BÇG belgelerinin
asıllarını istedi. Ancak Genelkurmay vermedi. Askerî hakimler,
baskılara rağmen yargılama sonucunda beraat kararı verdi.
İşte o belge