Kar berekettir; Doğru ama hazırlıklı olmaz lazım

İmamoğlu, Rumeli Kavak’taki Balıkçı Kahraman’da Birleşik Krallık, yani İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir Dominick ve eşi Jane Lady ile birlikte İstanbul’un yollarını değil de yemekte önüne konulan balıkları tuzluyordu.

Prof. Dr. Celal Erbay celalerbay@internethaber.com

Sevgili dostlar; son bir haftası etkili olmak üzere, on günden bu yana yurt genelinde görülen yoğun kar yağışı her birimizin hayatını etkileyecek tarzda, her sahada kendini hissettirdi.

Nitekim daha düne kadar kuraklığı konuşan Türkiye, bir anda bastıran karla umut ve bereket beklentisiyle doldu.

Bilhassa tarım ve hayvancılıkla meşgul olan vatandaşlarımız üretim patlaması beklentisi içerisinde kar lapacıklarını ufukta gördükleri bereketin zerrecikleri olarak yorumladılar.

Kar o kadar yağdı ki, istatistikler ve yaşlıların söylemi, mesela Ankara’da son 50 yılın, Bolu’da ise son 70 yılın en yoğun kar yağışının gerçekleştiğini ortaya koydu.

ÇİFTÇİNİN YÜZÜ GÜLDÜ!
Yoğun kar yağışı sonucu İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Adana ve Mersin’in sahil kesimleri hariç yurdun tamamı kar altında kaldı. Bu saymış olduğumuz sahil illerinin yüksek kesimleri de karla kaplandı. Şehir merkezlerinde günlük hayatın zora girmesine, bu arada zaman zaman okulların tatil edilmesine sebep olan kar şehir merkezlerinde hissedilen sıkıntının tam aksine, geçtiğimiz yaz döneminde kuraklık yaşayan Anadolu’ya bereket getirdi.

“Kar yılı, Var yılı” sloganıyla birlikte Güneydoğu, Marmara, Ege Bölgelerine mensup olan birçok ilimizin Ziraat Odası Başkanları bu yoğunluktaki karın hem tahıllarda verimliliği artıracağını, hem de önümüzdeki yaz döneminde muhtemel bir kuraklığın önünü alacağını dile getirdiler. Ayrıca bu yoğun kar yağışı önümüzdeki yaz, çiftçi vatandaşlarımızın rahat bir şekilde sulu tarım yapabilmelerine de zemin hazırlamış olacağını ifade ettiler.

En önemlisi; bilhassa Konya ovasında 2021 yılının Ekim ve Kasım ayları çok kurak geçmişti. O kadar ki tahılını toprağa atan çiftçi endişeye kapılmış neredeyse toprağa düşen tohumun kabuğunu yarıp gün yüzüne çıkmasından ümidini kesmişti. Önce yağmur ardından da geçmiş yılların ortalamasının üstünde yoğun bir kar yağışı çiftçilerimize umut oldu, onları rahatlattı.

Nitekim çoğu bölgelerimizde sulama imkanı olmayan çiftçilerimizin toprağa atmış olduğu tohum bekliyordu. Böylece toprağa atılan tohumun kabuğunu yarıp günyüzüne çıkması güvenceye kavuşmuş oldu. Buna ilaveten eriyecek olan karlarla birlikte sulamalı tarım için umut kaynağı olan barajlarımızdaki su seviyesi yükselecek ve nihayet bu bereketi bizlere lütfeden Yüce Kudret’in beklentimiz doğrultusunda bizden esirgemeyeceği Nisan-Mayıs yağmurları ile birlikte ülke olarak güzel bir rekolte elde etmiş olacağız.

KAR YALNIZ ÇOCUKLARI COŞTURMADI!
Geçtiğimiz Pazartesi günü saat 23.30 sıralarıydı. İstanbul’da kar yağışı bihayli yoğunlaşmış. 20-30 dakika içinde yolları adeta kar kaplamıştı. Tamamen beyaza bürünen zemin ve cadde kenarına dizilen çam ağaçlarının dallarında konaklayan kar kümeleri adeta evlerin camlarından içeriye “nur” misali bembeyaz bir aydınlık sunuyordu.

Dışarıya bakıldığında o müthiş manzaranın cazibesine kapılmamak mümkün değildi. Vasıtalar yollardan çekilmiş, caddeler adeta yayalara terkedilmişti. Kadın-erkek, çoluk-çocuk, yaşlı-genç evine varabilen herkes özlem içerisinde hasretini çektiği manzaraya kavuşmanın heyecanıyla yollara dökülmüş, lapa-lapa yağan karın altında ailecek yürüyüşe koyulmuş, çocuklarıyla, belki de torunlarıyla birlikte kar topu oynamanın tadını çıkarıyordu.

Kısacası yağan kar, yalnız çocukları sevindirmemiş, gecenin bir yarısında evine varabilmeyi beceren yaşlı genç herkesi yollara dökecek kadar büyükleri de sevindirmişti.

EVİNE VARAMAYANLARIN HALİNE GELİNCE!
Sevgili dostlar; meteorolojinin açıklamalarına göre geçtiğimiz Pazartesi günü öğleden sonra yoğunlaşıp aralıklarla Salı sabahına kadar devam eden karın seviyesi ortalama 30-40 cm civarında idi. Elbetteki bu yoğunluk yer-yer daha yukarı çıkabileceği gibi daha aşağıya da inebilir. Bundan önceki yıllarda da mesela 2017’de İstanbul’a çok kar yağmıştı.

Nitekim 2009’dan beri İstanbul’a o yoğunlukta kar yağmamıştı. Kar kalınlığı 120 santimetreye ulaşmıştı. Bizzat merhum Başkan Topbaş’ın ifadesiyle İBB, 7000 personeli, 1340 aracı ile işe koyularak 50 bin ton tuz, 370 ton solüsyon kullanmak suretiyle 120 santimetre yoğunluktaki karla mücadelesini yürütmüş ve İstanbul halkının mağduriyetine, kara esir düşmesine meydan vermemişti.

Ama 24 Ocak 2022’de eve dönüş yolunda bilhassa saat 15’ten sonra kar 30 cm’lik cürmüyle İstanbullu’yu esir aldı ve ona hayatının en sıkıntılı anlarını yaşattı. Meteorolojinin önceden haber vermiş olmasına rağmen İBB alınması gereken tedbirleri alıp, yapılması gereken çalışmaları yapmadı.

Bu bağlamda yolları zamanında tuzlamadı. Bu sebeple trafik felç oldu. Metrobüs durakları hınca hınç doldu. İETT otobüsleri ve metrobüsler yolda kaldı. Duraklarda uzun kuyuklar oluştu. Kısacası toplu ulaşım durdu. Binlerce vatandaş toplu taşıma vasıtalarıyla evlerine dönemeyince kilometrelerce yol yürümek mecburiyetinde kaldı ve tek kelimeyle perişan oldu.

PEKİ BU ESNADA İBB BAŞKANI NEREDEYDİ?
Sosyal medyaya yansıdığı için adını veriyorum; sayın İmamoğlu bu esnada; İstanbul’da hayat FELÇ olmuş iken, insanlar evlerine gidebilecek yol bulamazken sayın İmamoğlu, Rumeli Kavak’taki Balıkçı Kahraman’da Birleşik Krallık, yani İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir Dominick ve eşi Jane Lady ile birlikte İstanbul’un yollarını değil de yemekte önüne konulan balıkları tuzluyordu.

Demekki İstanbullu’nun evine dönüş yolları onu ilgilendirmiyor. O sayın Büyükelçiden açıklamaya cesaret edemediği hedefi ile ilgili olarak İngiltere’nin talimatlarını alırken şahsını o hedefe ulaştıracak olan yollardaki buzlanmayı engellemek için önündeki balıkları tuzlamakla meşguldü. Bilemiyorum; bu görüşmeden sayın Genel Başkanının haberi var mıydı.

Rabbim bu milleti kendi aleyhine oluşan Emperyalist ve Siyonist İttifakın şerrinden ve onların yerli işbirlikçilerinin tuzaklarından korusun.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.