Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu büyük önder Mustafa Kemal
Atatürk’ün yadigarı olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na emanet
edilen Savarona yatında fuhuş yapıldığını öğrendik.
Haliyle çok kızdık, sinirlendik, isyan ettik.
-Atatürk’ün hatırasına bu yapılır mı?
Elbette yapılamaz!
Peki, niye yapılıyor bu saygısızlık?
Yapılacak çok fazla bir şey yok. Çünkü Savarona bir işadamının
marifetleri ve gayretleri sayesinde bugün denizlerde yüzebiliyor. O
olmasaydı, tekne hurdaya ayrılıp sökülerek parçalar halinde
satılacaktı!
Adam bu efsane tekneyi satıl aldı, onardı, yüzdürdü. Şimdi
yaptığı yatırımın karşılığını alıyor. Savarona’yı parasını verene
kiralıyor.
Kiralayanlar da istedikleri gibi gezip eğleniyorlar.
Öyle ya elin oğlu “bu yat Atatürk’ünmüş” diyerek, Atatürk ilke
ve inkılâplarına uygun olarak -eskiden olduğu gibi okul gemisi
ruhuyla- limanları dolaşacak değiller ya…
Her şeyi olay anında göstermelik tepkilerle yorumlayan
yüzeysellik geleneğine sahip olduğumuzdan gazetelerin birinci
sayfalarına bakıyoruz:
-Aaaa Büyük Atatürk’ün yatı kerhane olmuş! diyoruz.
Hiç aklımıza şu soru gelmiyor:
-Bu tekne buraya gelirken nerelerden geçti?
Savarona, 1931’de Amerikalı Emily Reobling Cadwallader’e ait
olarak Almanya’nın Hamburg kentindeki Blohm and Voss tersanelerinde
4 milyon dolara inşa edildi. Amerikalılar bu işe çok bozuldular.
Böylesi gösterişli bir tekneyi niye Amerika’da değil de Almanya’da
inşa ettirdin diyerek zavallı kadına Savarona’yı haram ettiler.
Öyle yüksek bir vergi koydular ki, tekne ABD’ye giremedi. 1938’te
Türk Hükümeti tarafından satın alındı.
Savarona Atatürk’ün ölümden sonra Türk Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı’na eğitim gemisi olarak verildi. Deniz Harp Okulu
öğrencileri mezuniyet yıllarında bu tekne ile Avrupa limanlarına
seyahatler yaptılar.
1989’da Savarona “hurdaya” ayrıldığı haberleri çıktı
gazetelerde.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için artık bir yük haline gelmişti.
1938’den 1989’a kadar yarım yüzyıl kullananların eseri olarak bu
hale geldi.
Bir seyahat sırasında Norveç’te 1848 yapımı bir tekne ile Oslo
fiyordunda günlük gezi yapmıştık. O tekne 150 yıl sonra
yüzebiliyorsa, Savarona da yüzebilirdi.
Nitekim yüzdü de…
Ama Atatürk’ün emanetçisi olduklarını her fırsatta yüksek sesle
dile getirenler tarafından değil… Parasını veren bir işadamı
tarafından yüzdürüldü. Atatürk’ün yadigarı onun sayesinde hayatına
devam edebildi.
Bu tarihi tekneyi “hurda” haline getirenler şimdi isyan
ediyorlar:
-Savarona’da fuhuş olur mu?
Elbette olur!
Çünkü sistemin özü paraya dayanıyor. Parasını verdiğinde her
şeyi satın alabilirsin:
-Kapitalizm Savarona dinlemez!